Tarih 1 Temmuz 2022 ve şöyle demişim; “Tam da ‘Temmuz Darbelerinin’ yıldönümleri yaklaşırken Irak’tan gelen sinyaller ’darbe algısı’ oluşturmak yönünde… Ve bu algının hayalden gerçeğe dönüşmesi mevcut Irak tablosunda hiç de imkansız değil çünkü Irak; açlık, yoksulluk, yolsuzluk ve adaletsizliğin dibinde bir o yana bir buna yana çekiştirilerek hiç olmadığı kadar fazla dümen ile yol aldırılmaya çalışıyor… Ve Irak gemisi her geçen gün su alıyor…”
Ben demiştim demek bir marifet midir bilmiyorum, fakat Irak her seferinde yazıp konuştuklarım doğrultusunda yön bulurken, bu kez de komşumuz adına temkinli olmakta fayda var diyorum zira Irak’ta gidişat 1 Temmuz’da yazdığım gibi her geçen gün daha fazla “darbeyi” çağırıyor…
Sadr Hareketi’nin istifasıyla başlayan sivil direniş, “Iraklı bir yönetim” isteğiyle sokakları hareketlendiriyor… Ve bu hareketlilik aklıma şu okumayı getiriyor; Irak tarihinde önemli yeri olan Temmuz Darbelerinin yanına “Temmuz 1 MİLYON DARBESİ” de mi eklenmek isteniyor?
Evet 1 milyon imza ile başlayan değişim çağrıları giderek sokakları ısıtıyor… 1 Temmuz 2022 tarihli “Irak’ta darbe sinyalleri var” yazımdan hemen sonra Sadr Hareketi “15 Temmuz Cuma Namazı” çağrısı yaparak sivil direnişin pimini çekip adeta gövde gösterisi yaptı… Bağdat’ın temmuz sıcağında 1 milyonu aşkın Iraklının Sadr Bölgesinde toplanarak Irak’ın huzuru için cuma namazına durması tüm dünyaya iletilen şu mesajı ifade ediyordu aslında; istifa etsek de hiçbir yere gitmiyoruz ve Irak için elimizden geleni ardımıza koymayacağız… Ki öyle de oldu! 15 Temmuz sonrası Irak sokakları hararetini korudu… Son olarak hafta içi Tahrir Meydanı’nda toplanan binlerce Iraklı, önce Yeşil Bölge’ye sonrasında da parlamento baskınına gitti… Ve dün yüzbinlerce Sadr taraftarı yeniden Yeşil Bölge’ye girerek siyasi gövde gösterisi yaptı… Parlamento baskınlarında verilen mesaj, siyasilere göz dağı vermek yönündeydi.. “Ya bizim isteklerimiz doğrultusunda bir hükümet kurulur ya da sizin buraya gelmenize müsaade etmeyiz diyen göstericiler muhattap olarak Mukteda Al Sadr’ı zikrediyor…
Son süreçte Irak’ta iki isim öne çıkıyor. Birincisi Seyid Ammar Al Hekim (El Hekim Dini Otoritesinin temsilcisi) ve Mukteda Al Sadr (Sadr Dini Otoritesinin temsilcisi)… Her iki isim büyük Şii aileleri temsil ediyor ve her iki isim son süreçte gövde gösterisi yapıyor… Bu çekişme nereye varır bekleyip göreceğiz…
Bunca hengame içerisinde sesini sağduyu ve komşularla pozitif iletişim kurma yönünde duyduğumuz nadir isimlerden biri de ITC Eski Başkanı ve Kerkük Milletvekili Erşat Salihi…
Salihi Zaho terör saldırısı sonrasında ve parlamentonun acil toplantısında “Türkiye önemli bir komşumuz bu sebepten sağduyulu hareket ederek ortak araştırma komisyonu kurmalıyız” yönünde fikir beyan eden tek isimdi… Bağdat sokaklarının hareketlendiği bu haftada Erşat Salihi’yi yine sağduyu, Irak’ın huzuru, komşularıyla ilişkilerinin önemi, birlik, beraberlik, mantık çerçevesinde yaptığı görüşmeler ve söylemler ile gördük…
Peki Irak sokaklarının bu hareketliliği neleri beraberinde getirir? Huzursuzluğu, güvensizliği, kontrolsüzlüğü ve denge çekişmelerini beraberinde getirir… Ciddi anlamda zayıflamış Irak Ordusu Peşmerge, Haşdi Şabi ve diğer irili ufaklı güvenlik güçlerinin güç savaşına asla müdahale edemeyecektir… Bu durum lokal çatışmaları sonrasında da toprak ve yetki ihlallerini beraberinde getirecektir… Ve giderek büyüyen bu çatışmalar iç savaşla gelecek bölünmelerin zeminini hazırlayacaktır…