Irak 10 Ekim'de sandık başına gidecek. Iraklılar yıllar sonra ilk kez heyecanlı ve umutlu geleceğine dair...
“10 Ekim; değişimi, reformları, modern bir Irak’ı birlikte inşa etmek için milli akit günümüz olacak...” cümlesi Irak Başbakanı Mustafa El Kadhimi’nin sandığa giderken yaptığı tüm konuşmaların özeti gibiydi...
Irak 10 Ekim’de sandık başına gidecek. Iraklılar yıllar sonra ilk kez heyecanlı ve umutlu geleceğine dair...
Sıkıntılı yıllarıyla yüzleşen Irak, bir türlü hak ettiği ve Iraklıların istediği günlerine kavuşamadı...
Başbakan Kadhimi, sokakların kaynayıp taştığı bir süreçte ülkenin başına geçti... İşi çok zordu... Ekonomik, sosyolojik, bürokratik, siyasi tüm başlıklar inandırıcılığını ve işleyiş gücünü kaybetmişti... Ve genel düşünce; bunca sorun karşısında kısa zaman sonra Kadhimi’nin pes edip “gidiyorum” demesiydi... Fakat öyle olmadı!
Irak Başbakanı Kadhimi pes etmedi ve imkanlar dahilinde sorunlarla mücadele etmeye çalıştı... İstenen Irak oluştu mu derseniz elbette hayır derim çünkü henüz tam yetkiyle hareket edemedi... Önüne sıklıkla duvarlar çekildi, çalışması engellendi, aldığı kararlara itirazlar oldu, tehditler aldı, hakaretler edildi fakat Başbakan Kadhimi ne kararlı duruşundan ne de sükunetinden vazgeçmedi...Öyle ki sükuneti bir nebze de olsa sokaklara yansıdı...
Kadhimi’nin kibar, mütevazi, modern, yenilikçi ve sükunetle çözüm odaklı uzlaşıcı bir yapıya sahip olması Iraklılar tarafından sevilmesini sağladı... Bilhassa gençler sevdi Kadhimi’yi çünkü gençlerin sesini ilk o duydu... Onları dinledi, anladı, yüreklerine dokundu... Gençlerin Irak’tan dünyaya yayılan sesi oldu...
Şimdi de sandığa gidecek gençlere güvenen Başbakan Kadhimi “sandığa arkanızı dönmeyin Irak’ı birlikte revize edelim” diyor...
Kısaca; siyaset ötesi farklı bir çizgide yürüyen Kadhimi insan duruşu ile sevildi ve takdir gördü...
10 Ekim’de sandık başına gidecek Iraklıların çoğu, işin sonunda Kadhimi olmasa belki de sandık başına dahi gitmeyecekler çünkü Irak’ta ciddi anlamda siyasete olan inanç tükenmiş durumda... Halk siyasilere inanmıyor ve tavırlı... Moral ve motivasyon kaynağı olacak hiç bir öğe yok... Su yok, elektrik yok, hizmet yok, huzur yok, güven yok, iş yok, aş yok Irak’ta ve Başbakan Kadhimi tüm bu sorunlara son verilmesi için Iraklıların sandık başına gitmesini istiyor...
Kadhimi elindeki tüm imkansızlıklara ve sorunlara rağmen bence iyi bir çizgi yakaladı. Komşu ülkeleriyle ilişkileri geliştiren ve içeride başta gençler ve kadınlar olmak üzere Iraklıların güvenini kazanan Kadhimi bence yerini koruyacak...
Irak’ın huzur ve güvenliğinin Ortadoğu’nun huzur ve güvenliği olduğu unutulmamalı. Geçtiğimiz ay Kadhimi’nin çağrısıyla komşu ülkeleri Bağdat’ta misafir eden Irak, teröre karşı ortak hareket etmenin önemini bir kez daha anımsattı... Zirvede “terör örgütlerine karşı birlikte tavır alınmalı” kararı konuşuldu... Umarım sadece masada kalmaz konuşulanlar...
Bu örgüt iyi bu örgüt kötü demeden, örgütleri korumadan total mücadele yürütülmeli... Daha öncede sıklıkla yazdığım önemli bir mesajı buradan bir kez daha iletmek istiyorum; Türkiye’nin yürüttüğü kararlı terör mücadelesine Irak kamuoyu da desteğini sunmalı. Zira Bağdat ve Erbil yönetimleri vatandaşlarına açık açık “topraklarımızın huzuru ve güvenliği için Türkiye’nin yürüttüğü kararlı terör mücadeleye ihtiyacımız var ve destekliyoruz. Terörün olduğu yerde gelişim olmaz” demeli ve teröre karşı tavrını net bir dille koymalı artık... Bu yapılmazsa kamuoyunun desteği alınmaz! Bağdat ve Erbil yönetimleri söylemleri ile teröre karşı tavrını sergilemediği sürece en büyük zararı yine Irak görecek...
Evet terör her ülkede komple mücadele ile bitirilmeli. Suriye, Irak, İran, Türkiye ittifak halinde yürütmeli bu mücadeleyi... Ülkeler birbirine güven vermeli!
Hepimiz biliyoruz ki tarih boyunca Ortadoğu’nun en büyük sorunu güven veren kararlı bir işleyiş sergileyememek oldu. Ki Türkiye’nin bölge ülkelerinin ipiyle kuyuya inmemesi ve temkinli-tavırlı davranmasının sebebi de bu oldu. Bugün konuşulanı yarın unutup farklı yol haritalarına sapan yönetimlerin hatalarıyla ve gördükleri zararla dönüp dolaşıp geldiği umut kapısı yine Türkiye oldu...
Evet Irak’ı yakinen takip eden biri olarak şunu çok iyi biliyorum ki; 10 Ekim’in bir milat olmasını isteyen Iraklıların işi zor olmakla birlikte bu süreçten güçlü bir şekilde çıkmak da onların elinde...