VOLKSWAGEN'İN EMİSYON SKANDALI, PARA VE PRESTİJDEN FAZLASINA MAL OLACAK

Gizem ŞENYURT 06 Mar 2017

Gizem ŞENYURT
Tüm Yazıları
​Volkswagen'in 2015 yılında ortaya çıkan dizel emisyon testlerinde hile yaptığı gerçeği gündeme bomba gibi düşmüştü. Bu skandal şirkete hem para hem de prestij kaybına neden oldu ama bilim insanları sonuçların sadece bununla sınırlı kalmayacağını açıkladı. Dünyanın en büyük otomotiv üreticisi Volkswagen Group, ABD'ye 482 bin, Almanya'ya 2,6 milyon, dünya genelinde de 11 milyon hileli araç satmıştı.

Volkswagen’in 2015 yılında ortaya çıkan dizel emisyon testlerinde hile yaptığı gerçeği gündeme bomba gibi düşmüştü. Bu skandal şirkete hem para hem de prestij kaybına neden oldu ama bilim insanları sonuçların sadece bununla sınırlı kalmayacağını açıkladı. Dünyanın en büyük otomotiv üreticisi Volkswagen Group, ABD’ye 482 bin, Almanya’ya 2,6 milyon, dünya genelinde de 11 milyon hileli araç satmıştı. Skandal, ABD’nin Çevre Koruma Ajansı (EPA) tarafından, emisyon ölçüm testleri sırasında özel bir yazılımın devreye girip aracın emisyon ölçümünü düşürdüğünü, normal sürüş sırasında ise yüksek emisyon salınımı oluştuğunu saptamasıyla ortaya çıkmıştı. Hileli yazılım kullanılan modeller, Jetta, Beetle, Golf, Passat ve Audi A3 gibi en çok satan modellerde de yer alıyordu. Massachusets Teknoloji Enstitüsü (MIT) araştırmacıları en son yaptıkları çalışmada izin verilen emisyon oranlarının çok üzerinde nitrik oksit salınımı yapan bu araçların sebep olacağı hava kirliliğinin insan sağlığı üzerindeki etkisini ölçtü. Buna göre etkilenen araçların sebep olduğu ve olacağı fazla emisyonların hava kirliliğine yapacağı katkı, Avrupa genelinde 1200 kişinin sağlıklarını bozacak ve kardiyopulmoner (kalp ve akciğeri etkileyen) ve solunum yolu hastalıklarına bağlı olarak yaklaşık 10 yıl daha erken ölmelerine sebep olacak. ABD’de de bu sayının yaklaşık 60 olması öngörülüyor. MIT araştırmacıları ayrıca eğer Volkswagen tüm bu araçları 2017 yılı sonuna kadar piyasadan geri çeker ve emisyon ölçümü değerlerini Avrupa standartlarına düşürürlerse 2600 kişinin erken ölümünün ve sağlığa harcanacak 4.1 milyar avronun önüne geçebileceğini belirtiyor.

Tabii burada belirtmekte fayda var, MIT Yardımcı Doçenti Steven Barrett’in ifadesine göre sadece Volkswagen’i suçlamak yanlış olur. Barrett, henüz kanıtlanan bir şey olmasa da pek çok başka şirketin de dizel emisyon ölçümü testlerinden geçmek için hileli yazılımlar kullanmadığından emin olamacağımızı söylüyor. Volkswagen zaten dünya genelinde pek çok dava ile yüzleşiyor, yüzlerce aracı da piyasadan geri çekti. Şirketin bu skandalı nasıl ortadan kaldıracağını zaman gösterecek.

nasa gezegen isimleri

NASA’nın Keşfettiği Yedi Yeni Gezegene İnternet Kullanıcılarından Yaratıcı İsim Önerileri

NASA geçtiğimiz haftalarda tarihin en büyük astronomik buluşlarından birine imza atarak TRAPPIST-1 yıldızının etrafında dönen ve Dünya’mıza çok benzeyen yedi yeni gezegen keşfetti. Üstelik bu gezegenlerden dört tanesi, yıldızın yaşam oluşabilecek alanında yer alıyor. NASA geçen hafta Twitter hesabından bu yedi gezegene “7YeniGezegene7İsim / 7NamesFor7NewPlanets” hashtagiyle isim önerilerinde bulunulmasını istedi. İçlerinden bazıları oldukça yaratıcıydı. Bazıları uzun bir seri olan Hızlı ve Öfkeli’den esinlendi, bazıları ABD Başkanı Trump’tan uzak olmalarını vurguladı, bazıları da gezegen mi değil mi tartışması uzun zamandır süren Pluto’ya göndermede bulundu, hatta meşhur Harry Potter serisinin yedi kitabının isimleri bile önerildi. İçlerinden bazıları ise 1986’da yaşanan Challenger faciasında hayatını kaybeden 7 astronota ithafen yapılan öneriler gibi daha ciddiydi. Şimdiye kadar keşfedilen gökcisimlerinin isimleri genelde kaşifleri tarafından verildi ama bazen isimlendirmek için insanlara sorulduğu da oldu. Bakalım bu sefer yedi gezegenin ismi kaşifleri Belçika’daki Liege Üniversitesi’nden Michael Gillon tarafından mı verilecek yoksa NASA, insanların isim önerilerini mi dikkate alacak.

iç gıcıklayan ses

İçinizi Gıcıklatan O Seslerin Artık Bir İsmi Var

Geçen hafta isimlendirilmesi konuşulan tek konu yedi yeni gezegen değildi. Bir grup bilim insanı da tahtaya sürten tırnak sesi, tabağa değen bıçak sesi, naylon poşete dokunamama gibi insanların bazılarının içlerini gıcıklatan hislere ortak bir isim bulmaya çalıştı. Bu araştırmacılar, İspanyolca’da bizim iç gıcıklaması olarak tabir ettiğimiz hissi anlatmak için diğer dillerde olmayan bir kelime keşfetti: “Grima.” Buna göre grima ile tiksinme birbirinden farklı durumları anlatıyor. Tiksinme dediğimiz tepkiyi ölçen araştırmacılar, insanların kalp atışlarını gözlemledi. İnsanlara tiksindikleri bir ses dinletildiğinde kalp atışları ani şekilde ve çok hızlı düşüyor ve belli bir süre yavaş kalarak normale dönüyor. Grima denilen iç gıcıklaması durumunda ise ses dinletildiğinde insanların kalp atışları daha kısa bir süre düşüyor ve 6 saniye gibi bir zamanda normale dönüyor. Tiksinme ve grimayı birbirinden ayıran temel farklardan biri verilen fiziksel tepkinin derinliği. Diğer ise bu hissin kontrol altına alınıp alınamaması. Araştırmacılar deneye katılan kişilere tiksindikleri ses ve durumları yaşatıp bunları görmezden gelmelerini söylediklerinde insanlar bunu başaramazken grima tepkisi verdikleri durumlarda kendilerini zorlayarak tepkilerini durdurabiliyorlar. Yani grima hissinizi bilinçli çabayla yenebilirsiniz ve artık o elleyemediğiniz naylon torbalar ya da duymaya tahammül edemediğiniz sesler sizin için tarihe karışabilir.

küf

Dünyanın En Pahalı Küfü

Şimdiye kadar aldığınız en pahalı şey neydi? Ya da bir ürüne en fazla ne kadar para vereceğinize dair bir limitiniz var mıdır? Sizi şaşırtacak bir satıştan bahsedeceğiz şimdi. Geçen hafta 90 yıllık bir küf, üstelik yaklaşık 50 Kuruş büyüklüğünde bir küf, tamı tamına  14.617 dolara satıldı. Alan kişi ise halinden oldukça memnun çünkü bu aslında öyle sıradan bir küf değil. Bu küf, Dr. Alexander Fleming’in milyonlarca insanın hayatını kurtaran buluşu penisilini keşfettiği orijinal küf. Satış ise Londra’da yapılan bir müzayedede gerçekleşti. Bu küfün parçaları daha önce Papa 12. Pius, İngiltere Eski Başbakanı Winston Churcill, İngiltere Kraliyet Ailesi ve Fleming’in bizzat kendi seçtiği bazı bilimsel kurumlara verilmişti. Yani bu küfü alan kişi aynı zamanda Nobel Ödüllü bir mucizeyi satın almış oldu. 

lego-2

LEGO, “NASA’daki Kadınlar” Koleksiyonu Çıkartıyor

Dünyanın en popüler oyuncaklarından LEGO, pek çok çizgi kahraman ve meşhur kitap-sinema filmlerinin ardından NASA’nın efsane kadınları için özel bir koleksiyon hazırlıyor. Dünya Kadınlar Günü gelirken, kadın-erkek eşitliği ve kadın hakları konusunda en duyarlı markalardan biri olan LEGO, yılda iki kere gerçekleştirdiği LEGO Fikirleri projesi kapsamında gelen fikirlerden biri olan NASA’daki Kadınlar Koleksiyonu 10 bin oy alınca bunu hayata geçirmeye karar verdi. Fikir, ABD’li bir bilim yazarı olan Maia Weinstock’a ait. Öneri 2014’te yapılmış ama kabul edilmesi geçen hafta oldu. İşte koleksiyonda yer alacak 5 ikonik NASA kadını: 

Katherine Johnson:

NASA’nın uzay programının ilk günlerinde işe başlayan Johnson, bir matematikçi ve bir fizikçi. Uzaya giden ilk Amerikalı Alan Shepherd’ın roketinin yörüngesini hesapladı. Johnson ayrıca NASA’da çalışan ilk siyahilerden olmasıyla da önemli bir figür.

Margaret Hamilton:

Hamilton, 1960’larda MIT’de NASA için çalıştı. Bir bilgisayar ve sistem mühendisiydi. Ay’a giden Apollo görevinde kullanılan software’i tasarladı. Geçen yıl Başkan Obama tarafından bir sivile verilen en büyük ödül “Başkanlık Özgürlük Madalyası” ile onurlandırıldı.

lego-1

Sally Ride:

Ride, uzaya giden ilk Amerikalı kadın. Aynı zamanda bir fizikçi ve astronot. İlk defa 1983 yılında Challenger görevi ile uzaya gitti, ardından yine aynı görev kapsamında 1984’te tekrar uzaya çıktı. Ride ayrıca fizik prosörü olarak çalışmasının yanı sıra çocuklar için bilim kitapları yazdı ve çocukları özellikle de kız çocuklarını bilim alanında kariyerlere yönlendirmek için bir şirket kurdu. Ride, 2012 yılında vefat etti.

Mae Jemison:

Jemison, uzaya giden ilk Afro-Amerikalı kadın. Bir tıp doktoru ve Barış Gücü Medikal Görevlisi olan Jemison’ın en büyük ilham kaynağı Sally Ride’dı. Ride’ın ilhamı sayesinde NASA’ya başvuran Jemison, astronot programına kabul edildi. 1992’de Endeavour uzay mekiği ile uzaya çıkan Jemison, NASA’dan emekli olduktan sonra bilim ve teknolojinin günlük hayatta kullanılması için çalışan bir araştırma şirketi kurdu. 

Nancy Grace Roman:

Roman, bir astronot, eğitimci ve bilim kadınlarının savunucusu olmasının yanında Hubble’ın Annesi olarak da biliniyor. Hubble Uzay Teleskopu’nun üretilmesinde büyük katkıları olan Roman, yıllar içinde pek çok makale yazdı ve NASA’nın Goddard Uzay Uçuş Merkezi için danışmanlık yaptı.