Her ülkenin en büyük dertlerinden biridir enflasyon.

Hükümet sözcüleri bu konuda yeni stratejiler ve hedefler belirleyerek bilgi verir.

Ancak, kur artışından dolaylı kaynaklanan fiyatlandırmalar ise kuş misali mırıldanır.

Aslında konuşulması gereken en önemli konuların başında faizleri zamanında artırıp kurun artarak gidişini izleyerek engelleyemememizden kaynaklı. 

Açıkcası;

Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın sık sık bahsettiği

 önümüzdeki dönemde enflasyonu etkileyen faktörleri ve fiyatlama davranışlarını yakından takip edeceklerini söyleyerek;

gerekirse ilave parasal sıkılaştırma yapabileceğini belirtmesi    

yakın dönemde döviz kurundaki değer kaybından kaynaklanan enflasyonist baskılar ve orta vadeli görünümde bozulma riski gözlendiğinin altını çizmesi gıda fiyatlarındaki bozulmayı açıklarcasına…

1 Ağustos 2017 tarihinde yayımlanan TCMB,

PARA POLİTİKASI KURULU toplantı özetinde küresel iktisadi faaliyette gözlenen ılımlı toparlanma eğilimini 2017 yılının ilk çeyreğinde, özellikle gelişmiş ülkeler kaynaklı olarak belirginleşmişti.

Bu ise, küresel finans piyasalarında oynaklıkların belirgin şekilde düşmesi ve risk iştahının artması ile küresel finansal koşulların iktisadi faaliyeti destekleyici etkisini pekiştirmektedir. 

Özellikle, tüketici ve reel kesim güven endekslerindeki iyimser görünüm ve başta petrol olmak üzere fiyatlarındaki olumlu seyir de işsizliğe karşın ücret artışları yönünden belirgin bir enflasyonist baskı görünmemesi nedeniyle gelişmiş ülke para politikalarındaki normalleşme sürecinin ılımlı olacağı beklentileri korunmaktadır.

Bakınız özellikle, PPK toplantısında 12. maddeyi aynen paylaşıyorum:  

“12. Özellikle Fed’in faiz artırımı ve bilanço küçültme politikalarına dair açıklanan normalleşme sürecinin beklentilerin ötesinde bir hızda hayata geçmesi durumunda, finansal piyasalarda gözlenen yüksek risk iştahı ve düşük oynaklık döngüsünün tersine dönmesi mümkündür. Böyle bir durum, gelişmiş ülkelerde menkul kıymet fiyatlarında dalgalanmalar yaratarak büyüme eğilimini zayıflatabilecektir. Ayrıca, risk iştahının azalması gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarında da dalgalanmalara yol açabilecektir.”

Son olarak;

Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK), Temmuz ayı Tüketici Fiyat Endeksini yüzde 0,15'lik artışla birlikte, yüzde 9,79 olarak gerçekleştiğini açıkladı.

TÜFE’de, 2017 yılı Temmuz ayında endekste artış gösteren sektörler ise; 

Ulaştırma %15,24

Alkollü içecekler ve tütün  %14,14, 

Sağlık  %11,89, 

Eğlence ve kültür  %11,22 

Lokanta ve oteller  %10,84

TÜFE’de, 2017 yılı Temmuz ayında endekste düşüş gösteren sektörler ise;

Giyim ve ayakkabı %3,51 

Gıda ve alkolsüz içecekler  %0,71