​GALATASARAY OTELİ'NE KÖSTEK GİBİ BASIN İÇİN YENİ YAPTIRIMLAR DA YANLIŞ OLUYOR!

Süleyman KORKMAZ
Tüm Yazıları
Kurtuluş savaşı veriyoruz diyen Galatasaray Başkanı Dursun Özbek'in böylesine zor bir dönemde Galatasaray için yatırımlar projeler üretmesi ve bunu genel kurul üyelerine sunması büyük bir atılımdır.

Kurtuluş savaşı veriyoruz diyen Galatasaray Başkanı Dursun Özbek’in böylesine zor bir dönemde Galatasaray için yatırımlar projeler üretmesi ve bunu genel kurul üyelerine sunması büyük bir atılımdır. Yıllarca şunu yapacağım bunu yapacağım diyerek ortalığı yangın yerine döndürenlerin aksine Başkan Dursun Özbek, yeni şeyler söyleyerek bize göre geleceğe damga vurmanın hesaplarını yapıyor.

Galatasaray’ın Lisesi, Üniversitesi, İlk mektebi ve daha pek çok ilk olarak imzasını attığı eğitim atakları varken, yatırımı Galatasaray Oteli ile farklı bir alana kaydırmak böyle bir dönemde her türlü takdiri alacak özellik taşıyor. Buna köstek olanları anlamak ve onlara hak vermek mümkün değil. Aksine bu tür projeleri hayata geçirmek için elini taşın altına koyduğu net olan Başkan Dursun Özbek’e destek olanları tarih yazacaktır. Bunu gerçekleştirmesi durumunda bu yönetim de unutulmazlar listesine girecektir.

Bugün okulu, tesisi şöyle ya da böyle olsa da pek çok kulübümüzün var ama otel projesi bir ilk olacak. Bunu düşünmesi bile Başkan Özbek’in ne kadar ileri bir düşünceye sahip olduğunun kanıtıdır.

Ancak her ne kadar ekonomik olarak kurtuluş savaşı verilse de yöneticilerin maçlardan  sonra konuşmalarına engel olmanın çeşitli yanlışları var. Birincisi yöneticilere güvensizlik ve onları konuşma açısından yetersiz bulmak ki, bunu sayın Başkan Dursun Özbek nasıl karar verdi anlamakta güçlük çekiyorum. İkincisi ve daha geniş boyutlu olanı ise basına ceza yerine geçecek bir uygulama olarak dikkat çekmesi…

Bir Levent Nazifoğlu gibi yıldızı parlayan yöneticiyi en verimli olacağı dönemde susturmak sadece taraftarlar ve kulüp için değil spor basını için bile büyük kayıp. Basını malzemeden yoksun bırakmak da doğru değil. Sportif Direktör Cenk Ergün’ün ağzından çıkacak sözlerin Teknik Direktör Tudor’un demeçlerinden farklı olması mümkün mü? Tudor ile aynı şeyleri söylemesi muhtemel olan Cenk Ergün’ün haber değerlendirmesinde farklı yer alacağını bile düşünmüyorum. Tudor’un sözlerinin altında bir paragraf içinde Ergün’ün söyledikleri değerlendirilirse hiç şaşmam.

“Zoru görünce bırakıp kaçmam” diyen yürekli Başkan Dursun Özbek’in bu yanlıştan dönmesi gerektiğine inanıyorum.

Aykut Kocaman adım, adım Fenerbahçe’ye 

Doğruların adamı Aykut Kocaman hocamızın Fenerbahçe’ye çok yakın olduğunu hissedenlerdenim. Böylesine kaliteli ve geleceğin hesaplarını yapan bir teknik adamı Atiker Konyaspor’a fazla yar etmezler. Birilerinin dikkatini çeker ki bu da Fenerbahçe olmuştur. Başkan Aziz Yıldırım’ın kulübün yüksek menfaatlerini düşünerek Aykut Kocaman hocamızı Dick Advocaat’ın yerine teknik patronluğa getirmesi yakındır.

Sadece Aykut Kocaman değil futbol hayatını Fenerbahçe’de tamamlayan Oğuz Çetin hocamızın da sarı-lacivertli kulübe yüksek seviyede hizmet etmesini bekliyorum. Çünkü o buna layık bir insan… Bir gün her ikisini de milli takımda görev yaparken izlemeyi görmeyi dileriz.

Fenerbahçe’de geçtiğimiz günlerin en önemli olayı Mehmet Topal’ın eliyle düzelttiği topla golü atması kadar sonrasında bunu itiraf etmesi de yanlıştı. İnsan ne kadar olayın heyecanı içinde olursa olsun bilmeden o işleri yapamaz. Önce topu eliyle yumuşatıp ayağıyla vurması bu iki düşüncenin beyinde planlandığını gösterir. Kimse bize yok adrenalin idi, heyecandı diye maval okumasın. Mehmet Topal bilerek elle oynadı… Vicdanını maç sonunda açıklamalarıyla yatıştırmaya çalışması da başka bir yanlış…

Ya sas su Niko, pos ise!

Niko Beşiktaş formasıyla unutulmazlar arasına adını yazdıran  Yunanistanlı futbolcu. Hepimize oradan selam göndermiş ve Türk gazetecilere büyük yakınlık göstermiş. Evet öyledir. O sadece Beşiktaşlılara değil ülkesine gelen her Türk’e sevgi gösterisinde bulunur. Başlıkta kullandığımız Ya sas su (Merhaba) manasında ve “Pos ise” ise nasılsın demek. Bunlar Niko’nun İstanbul’daki Beşiktaş antrenmanlarında kendisinden duyduğumuz aklımızda kalan iki selamlaşma cümleleri… Tıpkı “Kalimera-günaydın” gibi…

Her kulübün sevgilileri vardır. Dünyanın pek çok yerinde Galatasaray’ın etkisini görürsünüz. Pek çok yabancı Türkiye deyince Galatasaray’ı söyler… Brezilya’da Fenerbahçe daha ünlüdür sebebi Didi’nin bir dönem sarı-lacivertli takımı çalıştırması… Ancak Yunanistan’da Beşiktaş’ın adı daha fazla tanınır sebebi Niko’nun bu kulüpte forma giymesi ve Beşiktaşlı olarak kendi ülkesinde tanınması…

Ondan bir selam gelince biz de kendi diliyle karşılık verelim dedik hem de ondan duyduğumuz kısa cümlelerle…

 Barcelona’nın verdiği ders!

Arda Turan’ımızın takımı Barcelona Fransa’da 4-0 kaybettiği Paris Saint Germain’i evinde 6-1 yenerek tarihe not düşerken hepimize de şu dersi verdi: Hiçbir maç önceden kestirilemez. Umutlar hiçbir zaman bitmez…

Arda Turan’ın Iniesta’nın yerine 65’nci dakikada oyuna girdiği müthiş maçta bizim Arda dışında gol atmayan kalmadı desek biraz abartılı da olsa yanılmış olmayız. Maça Barcelona umutlu ve hırslı başlamıştı 3-0 öndeyken Cavani skoru 3-1 yapınca tur gitti yorumları bile yapıldı. Ancak Barcelona son 7 dakikadaki müthiş performans 6-1’lik zaferi getirdi. Bundan sonra kimse gol yedik iş bitti diye bakmamalı. En azından Barcelona bunu futbol dünyasına öğretti. Bu bile bir kazanç…