Zor dostum zor.
Tüm zorluklara rağmen her zaman yaşam standardını hep dinamik tutabilen bir milletiz biz. Her ne şekilde olursa olsun, yaşam şartlarımız ne kadar daralmış olsa da bir şekilde yaşama ayak uydurabiliyoruz. Tüm ekonomik zorluklara, üzerimize çullanmış olumsuzluklara rağmen nefesimizi idareli kullanabilmiş, direnimizi yitirmemişizdir. Her ne şartlar olursa olsun, yaşamayı becerebiliyoruz.
Yıllar yılları kovalarken bizlerin dayanma gücümüzden bir şeyleri alıp götürdüğünü de hissedebiliyoruz ama ne yazık ki her şeye rağmen hayat devam ediyor ve bizler de bu devam eden yaşam şartlarına ayak uydurmak zorundayız.
Çarşı, pazara yansıyanlarda ve mutfaktaki ateşin üzerimizdeki etkisine baktığımızda çok zor şartlarda yaşam mücadelesi verdiğimiz bir gerçek.
Ekonomistlerden Pollyannacılık oynayanlara göre çok iyi durumdayız ama, sokağa çıktığımızda bunun böyle olmadığından şikayetlenenler çok. Zaman zaman medyada yazılanlara göre; gerçek verilerden yansıyan istatistiklere, gündemde olan rakamlar ekonomimizin işçi, memur, köylü, çiftçi ve kısacası dar gelirliye yansıyanının hiç de Pollyannacılık oynanacak bir profil çizmediğini rahatlıkla görebiliriz. Çok derinlemesine, yorumlamaya gerek yok zaten, çarşı, pazara, mutfağa yansıyanlardan neler olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz.
Bu ekonomik şartlarda bütçe yapabilmek, deveye hendek atlatabilmekten çok daha zor. Son zamanlarda, dar gelirli artık uzun vadeli geçim endeksine ayak uyduramaz durumda. Uzun vadeli bütçe planlaması yapamaz durumda, günü nasıl kurtarabilirimin dayanılmaz hafifliğine kapılmış gidiyor. “Dertleri zevk edinmişler onlarda neşe ne arar” görüntüsünü sergiliyorlar.
Son zamanlarda dillendirilen işsizlik oranları, enflasyon rakamları, temel tüketim maddelerinde sürekli oynayan fiyatlar ve baş döndüren, değişken rakamlar arasında iyice zorlanan dar gelirli, ekonomik darboğazda çok zor durumdayken, artık otomatiğe bağlanan temel tüketim maddeleri zamları altında tam olarak yere serilmiş durumda.
Vatandaşı zorlayan sadece çarşı pazarda oynak hale gelen ve haftadan haftaya değişen zorunlu tüketim maddelerine yansıyan zamlardan değil bunlardan artık pek etkilenmiyorlar. Buradaki zamlara alıştılar çoktan. Bir tarafta çift rakamlarda olduğu kesinleşen enflasyon ve paralelinde akaryakıt zamları, elektrik, doğalgaz zamları ve bu zamların üretimden gelecek temel tüketim ürünlerine yansıyan oranları, zaten zor durumda olan dar gelirliyi iyice zorlamaya başladı.
Bir başka önemli sıkıntı ise; tüm alanlarda para değeri olarak çok öne çıkan dövizlerdeki hızlı artış, özellikle dört liranın üzerine iyice yerleşen doların yanı sıra beş lira barajını aşan avro, zaten sıkıntılı durumda olan ekonomimizde zor bir dönemin yaklaştığının göstergesi.
Tüm bu zorluklarla savaşan dar gelirli, işçi, memur, çiftçi, dolar ve avrodaki artış ve bu artışın piyasaya yoğun baskısı, zaten geçim sıkıntısı altında ezilen vatandaşı iyice zorlamaya başladı.
Cepte var olanla hesap yapmak neredeyse imkansız gibi. Günübirlik yaşama tutunmaya, gününü kurtarmaya çalışan dar gelirli bu şartlarla başa çıkabilir..
Tüm bunların yaşandığı bir dönemde, şimdi de alınan 24 Haziran’daki erken seçim kararının ortaya çıkaracağı seçim ekonomisiyle piyasaların ne durumda olacağı, yaşanılan geçmiş örnekleriyle oldukça net bilgiler verebiliyor.
Ekonomik şartların sıkıntılı ortamında iyice zorlanan dar gelirli, tüm bu olanların yansıyacağı çarşı, pazardaki durum ve giderek çok yüksek rakamları yansıtan işsizlik oranları, dileriz; seçim ekonomisinin de yaratacağı ortamda daha da zor bir sosyal yaşam olumsuzluğuna yol açmaz.
Ekonomi uzmanları ve ülkeyi yönetenler, seçim ekonomisinin etkili olacağı bu dönemde umarım gereken önlemleri alırlar, bu şartları fırsat bilenlere meydan bırakılmaz, piyasalarda yapay fiyat artışları kontrol altına alınır ve zaten bu ekonomik şartlarda çok zorlanan dar gelirli bu süreci fazla zarar görmeden atlatabilir.