Şehir efsanesi ve hikayelerini uçan kuşlar dahil herkes bilirdi.
Adam menajer.
Yıllardır yarışmalar düzenliyor.
Ve ben gencecik kızdım, bu yarışmalar vardı, bu adam ve yarışmaları hakkında taciz iddiaları anlatılıp dururdu.
Şehir efsanesi ve hikayelerini uçan kuşlar dahil herkes bilirdi.
Yarışmacı genç erkekler ile beklentileri anlatılıp dururdu.
Aradan yıllar geçti.
Adam 83 yaşına geldi, iğrenç konular ve hikayeleri aynı kaldı.
Eskisi, yenisi çocuklar bir televizyon programına çıkıyorlar.
Başlıyorlar anlatmaya.
Yarışmaya katılan gencecik çocuklar, tek tek adamın kendine ne teklif ettiğini, yazılan mesajları kanıtları ile anlatıyorlar.
Bir "masaj" kelimesi mide bulandırıcı hikayelerle havada uçuşuyor.
Adam cevap hakkı için televizyonda canlı yayına geliyor.
"Size ne, canım kime isterse masaj yaptırırım" diye bağırıyor.
Gencecik adamları aşağılıyor.
Çirkeflik son haddinde.
Utanmazlık sınır tanımaz durumda.
Bağırıyor, çağırıyor.
Çirkeflik içinde çırpınıyor, kendini kurtarma çabası içinde debeleniyor.
Âciz arsız…
Aciz utanmaz.
Anlıyorum ki utançtan yüzü kızarma ihtimali hiç yok.
Ama iki çift lafım anne baba ve bu yarışmacılara da olacak.
Siz.
Genç adamlar hayalimiz, umudumuz buydu, hayatımızı kurtaracaktık diye anlatıyorlar.
Tüm istikbalini, bir yarışmaya bağlayan çocuklara, kendilerini nasıl kurtarmaları gerektiğini anlatmayan, öğretmeyen ana babalara ne diyelim.
Aslan gibi delikanlı çocuklarınız var.
Ekranların yalanlarına;
Ekranların avantalarına,
Kanmasınlar.
Hayatı daha gerçek, daha namuslu anlatın ki öyle öğrensinler.
Bak yavrum.
Çalışarak, para kazanılır, daha iyi, daha güzel, daha namuslu bir dünya bırakmanın yükümlülüğü vardır.
Sen yükümlüsün deyin.
Yükümlü kılın onları.
Hep kısa yoldan, çok para kazanma derdi olanlar, okuyan, kariyer için çalışan nice insanlara ne kadar ayıptır.
Renkli dünyanın içi renkli değildir, her renk de iyi değildir deyin.
Bu sanal ve yalan dünyaya kendinizi iteklemeyin deyin.
Sonrası.
Yağmurdan sonra çıka gökkuşağını bile mumla ararsınız.
Seneye tüm bu iddialar, olan kıyamete rağmen bu yarışmaya katılacak genç adamları ve ailelerini çok merak edeceğim.
Funda'nın aklındakiler!
... Oyuncu Nejat İşler ile küçük bir röportaj yapmışlar
Yeni dizisi Saygı 2 başlamadan önce diziden yola çıkarak sorular sormuşlar.
Nejat cevaplar vermiş.
Mecburiyetleri olan bir hayatı seçmedim diyor
50 yaşındayım, ne evlendim, ne çocuk yaptım diyor.
Gümüşlük'teki evimi kapadım, İstanbul'da yaşıyorum diyor.
Gümüşlük'te saklanamıyorum ama İstanbul'da kalabalıkta kaybolmak daha kolay diyor.
Artık gerek işte, gerek hayatın içinde adımlarımı çok dikkatli atıyorum diyor.
Ve Nejat ile sohbet çok enteresan bir yere geliyor.
Nejat diyor ki;
Eskiden bir kadınla rahatça hemen arkadaş, sevgili olurdum, "şimdi acayip korkuyorum" diyor.
Düşünün erkekler kadınlardan ne kadar korkar hale geldi.
Nejat çok haklı.
Kadınlar öyle bir hal aldı ki en az erkeklerin yaptığı, korkulacak kadar tehlikeli komploları var.
O nedenle aklınızı başınıza alın ve dikkat edin.
Funda'nın aklındakiler!
... Yukarıda, kadınlar da erkekler kadar tehlikeli oldu dedim ya,
Bakın okuyun şimdi.
Kadının adı Peri.
Bu kadın engelli çocuklara yardım bahanesiyle, veteriner bir adam ile iletişime geçiyor.
Hemen özel bir ilişki ve yakınlaşma başlıyor
Pendik'te bir otelde buluşuyorlar.
Kadın gece adamın çıplak fotoğraflarını çekiyor.
O arada saat 03.00 oluyor, kadının telefonu çalıyor, "halam aradı diyor ve lobiye inmem gerek" diyor ve kaçıyor.
Aşağıdan mesaj yazıyor adama…
Ve başlıyor para istemeye.
En son kadın "Bana 100 bin TL yolla yoksa çocukların seni youtube’da izler" diyor.
Dahası var. Adamın adına bir instagram sayfası açıyor, adamın çıplak fotoğraflarını ve adamın cep telefonunu yazıyor.
Ve adam soluğu Cumhuriyet Savcılığı'nda alıyor.
Sonuç ne olur bilemem ama.
Aman erkekler, bu tür tehlikeli kadın çok var, kadınlara çok dikkat edin.
Çoluğunuz çocuğunuz varsa ve hatta yoksa bile kırın dizinizi oturun siz de.