Süper Lig'de tartışılmayan maçın olmadığı hafta yok.
“Gerçekten anlamak zor “Futbolumuz nereye gidiyor?”. Görünen o ki; son yıllarda futbolumuz olması gerektiği gibi hiç de iyi yönetilmiyor.
Süper Lig’de tartışılmayan maçın olmadığı hafta yok. Hakem şikayetleri diz boyu, canı yanan, ortada haksızlığa uğratılarak puan kayıplarına mahkum edilen Süper Lig takımları dert yumağına dönüştü. Ve işin en endişe yaratan durumu ise; işler biraz olsun düzeltileceği beklentilerinin iyice kaf dağının ötesine gitmiş olmasıdır.
Tüm bunları uzaktan izlemeye devam eden TFF’nin, hiçbir önlem almaması veya alamaması. Açıklamalarında ise; “Hakemlerin gereksiz olarak baskı altına alındıkları”ndan söz eden, durumun ciddiyetinden uzak açıklamalarla ortamın kendi haline bırakılmış olmasıdır. Her hafta bir olayı yeşerten, şikayet yumağına dönüştüren hakemlerimizin ise, hiçbir şey olmamış gibi, sahalarda hala görev alabiliyor olmalarıdır.
Geçtiğimiz haftalarda yaptıklarının hata olarak adlandırılarak geçiştirilemeyecek derecede kötü maç yönetimleri nedeniyle, bir süre dinlendirilme cezasına (‘) çarptırılan Ali Palabıyık dışındaki, hata yapan bazı hakemlerin gözlerden ırak durumlarda, maç yönetme görevlerine hala devam ediyorlar.
Geçtiğimiz pazar günü şikayetlerin merkezindeki Ali Şansalan adlı, kulağımıza gelen bilgilere göre FIFA adayı olarak gösterilen hakemimiz, Süper Lig’in çok önemli karşılaşmalarından olan, adıyla sanal stres ortamından beslenebilecek
Trabzonspor-Fenerbahçe maçını ne hallere getirdiği gündemden düşmüyor. Çok kötü maç mı yönetti? Kötü değil ama keşke kötü maç yönetseydi. Başka şeyler yaptı onları kötü maç kılıfına sokamayız.
İyi başlayan iyi giden maçın maçın 20. dakikalarında Fenerbahçe stoper,
Min-Jae Kim’i gösterdiği ikinci sarı kart sonrasında çıkardığı kırmızı kartla oyun dışı bırakması ve verdiği o kararın vicdani etkisi altında oyunun hakimiyetini kaybetmesi, her iki takımın da sahada futbol oynama niyetlerine, tutarsız ve hatalı kararlarıyla, farkında olmadan diyelim, engel Ali Şansalan, Süper Lig liderini değiştiren bir etki etti. Bu pozisyonda amansız bir depar sonrasında, Fenerbahçeli stoperi gösterdiği ikinci sarıdan kırmızı kartla ve ihraç etmesini, eski bir futbol hakemi olarak, hakemin yorumlamasıdır diyerek pek tartışmam. Trabzonlu futbolcu dokununca kendini çok çok kolay ve güzel yere bıraktı, hakeme de yedirdi. Çok uzaktayken çok net görebilen Hakem Ali Şansalan, olanı değil kafasındakini değerlendirdi ve gerekeni yaptı. Fenerbahçeli futbolcu bunu o kadar kolay yemeseydi.
Ağırlıklı yorumlara göre hakem maçı orada bitirmiş.
Oyunun ikinci yarısında, Fenerbahçe stoperi Attilla Szalai’nin kendi ceza sahası içinde Trabzonlu futbolcuya sarılarak düşürmesine, hakemin görüş alanı içinde olmasına rağmen penaltı kararı vermeye cesret edemeyen Ali Şansalan pozisyona devam kararı vermişti. Hemen ardından, “VAR” hakeminin, “olayı izlemesi” uyarısı ile “VAR” ekranından izledi ve kararını değiştirip penaltıya hükmetti.
İlk yarıda verdiği o kırmızı kart ve ihraç sonrasında oyunun kontrolünü iyice kaybeden, çıkardığı sarı kartlarda hatalı davranan, ters kararlar veren, oyun süresince hakeme sürekli itiraz eden, neredeyse yakın temasta bulunan Trabzonspor futbolcusu Anthony Nwakaeme’ye sadece nasihat eden Ali Şansalan, bir pozisyonda kendisine kibarca dert anlatmaya çalışan Gustavo’ya, hiç düşünmeden anında sarı kartını gösterecek kadar cesur davrandı. Kartlarında hatalar çoktu, hiçbir standart yoktu. Oyunu yanlı, kasıtlı kararlarıyla iyice cığırından çıkardı
Attila Szalai’ye verdiği penaltı karında çok net ve haklı olmasına karşın, sorumluluk yüklenemeyerek “VAR” desteğiyle karar verebilen Hakem Şansalan, ani bir kontratak sonrasında az yirmi metre uzaktan çok net görebildiği (‘) düşürülme hareketine kararlı bir hareketle önce sarı ve kırmızı kartını gösterebilme cesaretini sergileyiverdi.
Attila Szalai’ye çalınan penatı kararı yüzde yüz doğru. Kim’in hareketini ise süzemedi, bana göre yanlış karar oldu. Burada sessiz kalan “VAR” hakemi de hakemin hatalı kararına ortak oldu. Bu arada Min-Jae Kim gibi profesyonel bir futbolcunun yapmaması gereken bir hareketti. Oldukça gri bir pozisyondu ve hakemin yorumuna, yanlış olmasına rağmen fazlaca bir şey söyleyemem.
İlk yarıya çok iyi başlayan ve 1-0 galip duruma da geçen Fenerbahçe, o kırmızı kart olayından böylesine etkilenerek oyunu bu hale getirmemeliydi.
Şunu söylemeliyim ki, her şeye, hakemin yanlı kararlarına rağmen, oyunun özellikle ikinci yarısında sakin kalabilen oyununu oynamaya çalışan, sadece işini yapan Trabzonspor galibiyeti haketti demek daha doğru olacak.