Yılbaşı akşamını eskilerin deyimi ile PTT ile yani pijama-terlik-televizyonla evde geçirenlerin en önemli vakit geçirme kaynağı televizyon oldu.
Yılbaşı ekranının düşündürdükleri
Yılbaşı akşamını eskilerin deyimi ile PTT ile yani pijama-terlik-televizyonla evde geçirenlerin en önemli vakit geçirme kaynağı televizyon oldu. Bunun dışında kalan tek eğlence kaynağı dijital medyaydı. İkisi yılbaşı geçesi de rekabet içindeydi ama içerik hazırlama konusunda geleneksel medya aracı olan televizyon daha iddialıydı.
Bu gibi günlerde kaç kişi TV izliyor, kaç kişi evde, kaç kişi dışarda gibi bilgileri net göremiyoruz. TİAK’ın bir araştırma modeli var, adına “reyting” diyorlar, oradan gelen verilerle yetiniyoruz sadece. Oradaki örneklemin tüm Türkiye’yi kapsadığı varsayımı ile “o reyting kutusuna sahip olanlar ne yapıyorsa Türkiye geneli de onu yapıyor” tezi ile milyon liralık reklam anlaşmaları yapılıyor. Yöntem bilimsel olarak doğru olduğu için kimse de bu reyting sistemini sorgulamıyor. Oysa benim her zaman söylediğim bir şey var o da: Yöntem doğru olabilir ama uygulanışı hatalı ise o yöntemin doğru olması beş para etmez.
Reyting sistemi herkesi kapsamıyor
Yılbaşı gecesi bayağı bir oturup televizyon kanallarını inceledim. Biraz keyifsiz olmam, biraz merak, birazda akademik alışkanlık gereği, bari oturmuşken bir araştırma yapayı dedim. Kanalları ciddi ciddi inceledim. Notlar tuttum ertesi günde reytingleri analiz ettim. İlk söyleyeceğim şey şu: Bu reyting ölçümünün “belirli bir kitleyi kapsadığı” tezime artık yüzde yüz inanıyorum. Bu TV reytingleri kesinlikle Z kuşağını yani yeni nesil gençleri kapsamıyor. Y kuşağının bir bölümünü kapsıyor, alt kitlelere bakınca Y kuşağının ilk on yılında doğanları ve daha kırsala yakın olanları kapsıyor. Bu reyting sistemi tamamen X kuşağının zevklerini gösteriyor. Yani yaşı kırkların üstünde olanlar ve bunlar arasında esnaf, bekar, memur, işçi sınıfının izlenme zevkini gösteriyor. Bunu isteyen araştırsın isteyen sorgulasın böyle olduğunu görecektir.
En çok izlenen üç yılbaşı programı
Gelelim Cuma akşamının yılbaşı televizyonuna. Kanallar genelde içerik hazırlarken iki unsuru kullandı: Müzik ve Komedi. Bu iki unsurla insanları yakalamak istediler. Komedi üzerinden müşteri toplamak isteyenler de genelde kuru gevezelik yaptı. Hem gevezelik hem de müziği kullanan TV 8’in “O Ses Türkiye”si bu yılda yılbaşının birincisi oldu. Çok samimi söyleyeyim bir dakika bile izlemedim. Ama diğer kanalları izledikten sonra kendimce bir kağıt aldım ve bir “reyting toto” oynadım. Hiç izlemediğim halde “O Ses Türkiye”nin en çok izlenen yılbaşı programı olacağını buldum. Bunun bence tek nedeni rakiplerin iyi strateji yürütememesinden başka bir şey değil.
Kanal D’nin silahı Sibel Can’lı “Şarkılar Bizi Söyler” programı ve Milli Piyango çekilişi oldu. Star’ın da tek silahı “İbo Show”du. İki program da birbirinin benzeri bir formattaydı. Harala gürele yayın yaptılar. Türküler, modası geçmiş konuklar, dansözler, seksen model espriler, yapmacık konuşmalar… Bu iki programdan İbo Show ikinci, “Şarkılar Bizi Söyler” ise üçüncü en çok izlenen yılbaşı programı oldu. Reyting totoma baktım üçünü de tutturmuşum.
Milli Piyango bile reytinge girdi
Bu en çok izlenen üç programın ortak özellikleri: 1990’lı yılların starlarını kullanmaları, sözde komedi unsuru içermeleri ve kırsal kitleye seslenmesi. Sokağa çıkın 1980 yılından doğan kaç kişi bu üç programdaki insanları açıp zevkle izlediğini söyler? Hele 1990 sonrası doğanlar için İbo Show- Şarkılar Bizi Söyler tamamen zaman kaybı, “O Ses Türkiye” ise kendisini yenileyememiş eski bir program havasında. Ama gel gör ki TİAK’ın araştırma örneklemi öyle düşünmüyor. Bir diğer demode reyting başarısı ise “Milli Piyango Yılbaşı Özel”in reytinglerde ilk ona girmesi. Gençler artık piyango bileti almıyor bile, bahis siteleri, online oyunlarına kaptırmışken kendilerini piyango biletini unuttu bile. Yani kim bilet alıp dede gibi TV karşısına geçip bekleyecek? Cevabı soruda. “Dede gibi” dedim ya işte o eski kuşaklar yapar bunu ancak. Reyting sistemi büyük bir ihtimalle dedelerin, ninelerin (!) evlerinde yer alan TV izlenme alışkanlıklarına göre şekillendi demekten başka hiçbir söz bulamıyorum.
Güldür Güldür Show dört dörtlüktü
Reytinglerde zirve yarışışında Show TV’de yayınlanan “Güldür Güldür Show” bence en iyi programdı. İlk ona girmeyi başardı ama nineler demek çok istemediği için ilk beşe giremedi. Güldür Güldür Show daha genç, daha dinamik bir içeriğe sahip. Komedinin tam karşılığını veriyor. İçine müziği de katarak Buray ve Emel Sayın’ı da konuk olarak ağırladılar. Yaptıkları esprilerde hiciv sanatını çok güzel kullandılar. Mesela bir parodide yılbaşı eğlencesi için dışarıya yemek yemeye giden bir ailenin başından geçenler de çok güzel anektodlar vardı. Yüksek gelen hesaptan yakınan aile, garsona fiyatları sorarken, garsonun onlara “extra kalamar aldınız fiyatı 2.800 TL” demesi, masadaki babanın “kalamalar benden fazla kazanıyor” demesi, garsonun “çok güzel sanatçı programımız var” demesi üzerine masadaki gencin “bu hesaba Elvis Presley’i diriltmeniz lazım” cevabını vermesi gibi çok güzel diyaloglar vardı. Hesabın ödendiği sırada garsonun “ödeme yönteminiz mi nedir? kart mı nakit mi?” sorusuna karşı ödemeyi yapacak kişinin “böbrek geçiyor mu?” yanıtı da hiciv adına çok güzeldi. Eğer bu reyting sistemi daha reel bir örneklem ile yapılsaydı “Güldür Güldür Show” tartışmasız gecenin ilk iki programından biri olurdu.
Yılbaşı gecesi tutunamayan kanallar
Fox TV geçen sene yaptığı gibi yılbaşı gecesine asılmadı. Bir yerli film sonrasında “Ata Demirer Gazinosu” ile geçirdi geceyi. Yılbaşı gecesini tamamen Ata Demirer’e ayırmak ciddi bir hata. Zamanla şunu gördüm ve anladım: Fox TV eğer ana haber bülteni ve bir iki dizisi olmasa ciddi anlamda çuvallayacak. Çok başarısız bir eğlence ve program içerik politikası var. Kim sorumlu ise o kadar başarısız olup o koltukta (eminim) yüksek bir maaş almayı başardığı için onu tebrik etmek isterim.
ATV yılbaşı gecesi yine cool Takıldı. “Kim Milyoner Olmak İster” yılbaşı özeli yayınladı. Gördüm de bu kadar angarya görmedim. ATV resmen “yılbaşı gecesi ben yokum, beni pas geçin” dedi. İlk ona program sokamadı.
TRT “Seksenler Yılbaşı Özel” bölümünü yayınladı. Bayağı bir inceledim, artık samimiyeti kaçmış o dizinin, eski sıcaklığı yok. Bir ara baktım 1993 yılına giriyorlarmış gibi bir kurgu yaptılar ama dizi tamamen seksenlerin hatta yetmişlerin kafasındaydı. Seksenler deyip müzik olarak tamamen yetmişlere ait şarkıları kullanmaları da ayrı bir saçmalıktı. Böyle olunca ilk onda onuncu sırada yer aldı. Reyting sisteminin örnekleminde olan nineleri, dedeleri olmasa ilk ona bile giremezdi.
31 Aralık Günü Totalde En Çok İzlenen 10 Program:
Müziğe daha fazla önem verenler
Cuma akşamı televizyon kanallarında müziğe özel önem veren kanallar da oldu. Mesela ATV gece yarısı 00:20’de çok güzel bir Ahmet Özhan konseri yayınladı. Yılbaşı için çekilen ve Ahmet Özhan’ın canlı performanslarından oluşan bir konser yayınladı. Ahmet Özhan, çok nazik bir biçimde çok güzel bir yeni yıl mesajı verdi. Kelimeleri özenle seçerek bir usta olduğunu gösterdi. Yeni yılı tam orijinal anlamı ile kutladı. Yani bir sayısal döngünün bir parçası olduğu hissettirdi ve güzel dileklerde bulundu. İlk ona girmesini beklemek imkansızdı ama Ahmet Özhan konseri gecenin en güzel renklerinden biriydi.
Mahsun Kırmızıgül bomba gibi döndü
Başkalarını bilmem ama beni yılbaşı gecesi en çok heyecanlandıran Show TV’de 23:30’da yayınlanmaya başlayan Mahsun Kırmızıgül konseri oldu. Mahsun Kırmızıgül 16 yıldır uzak olduğu müzik dünyasına “Hoş geldin” adlı albümüyle geri dönüş yaptı. Dünya standartlarında bir prömiyerle yaptı dönüşünü. Show TV’de Tevfik Akbaşlı’nın büyük orkestrasıyla, görüntü kalitesi ile çekim ve prodüksiyon kalitesiyle dört dörtlük bir konser sundu.
Konserde Mahsun Kırmızıgül yeni şarkılarını seslendirdi, hiç gevezelik yapmadı. Kısa ve öz mesajlar verdi. Bu ara Mahsun’un yeni şarkılarını çok beğendim. Hele “Hırka” şarkısı beni çok etkiledi. Show TV yılbaşı gecesini Avrupa’daki kanallar gibi kutladı. Hicvi hakkı ile verdi, müziği de hakkı verdi. “İbo Show”, “Şarkılar Bizi Söyler” – “O Ses Türkiye” gibi gevezelikle değil, müzikle sundu müziği. Ama reyting sisteminde örneklemde yer alan nineler ve dedeler kendi gençlik yıllarından beri izledikleri insanları ve onları boş muhabbetlerini izlemeyi tercih ettiği için Show TV reytinglerde Mahsun Kırmızıgül konseri ile ilk ona giremedi.
Yılbaşı ekranından dipnotlar
· 2021 yılının son reklamını “Coca Cola” yayınladı. Büyük ana akım kanallarda eş zamanlı yayınlanan reklamla yıl bitti.
· Yılbaşı gecesinin en güzel ve duygulu reklamını Ziraat Bankası yaptı. “Nesillerdir Bir Bankadan Fazlası” sloganıyla çok güzel bir reklam filmi sundu. Tamamen çocuklardan oluşan bir dünyanın nasıl olabileceğini hayal ettirdi.
· Saatler 00:00’ı gösterdiğinde Twitter’da TT listesinde Türkiye Gündeminde Bir numarada Mahsun Kırmızıgül vardı. Bu 00:30’lara kadar devam etti. Sosyal medyanın bir numarası Mahsun Kırmızıgül oldu.
· Dijital medyada en radikal davranış Zeynep Bastık’tan geldi. Önceki yeni yıllarda olduğu gibi kendi Youtube kanalı için Getir sponsorluğunda bir program hazırladı. Oğuzhan Koç, Sertab Erener gibi isimleri konuk aldı. Hem sohbet etti hem de şarkı söyledi ve ana akım medyaya meydan okudu. Programı yılbaşı akşamı 19:00’da yayınladı. Programda Zeynep Bastık çok da güzel bir içerik sundu. Ama bir not, Zeynep’in bu programdaki saçlarını hiç beğenmedim resmen onu yaşlı göstermiş. Biri kuaförüne söylesin.
Benim favorim Show TV oldu
Özetle pek de matah bir yılbaşı akşamı yoktu. Benim kişisel favorim Show TV’nin içerikleri “Güldür Güldür Show” ve “Mahsun Kırmızıgül Konseri” idi. Bu iki program çok trend ve kaliteliydi. Ancak reyting sistemi doksanların starlarını ön plana getirdi. Onların çok izlendiğini söyledi.
Bu reyting sisteminin raporlamasını daha bilimsel yapılması lazım. Örneklemin demografik özellikleri, ekonomik statüleri, hayat-yaşam tarzları, psikolojik ve sosyolojik özellikleri ile tanımlanması ve buna göre raporlanması lazım. Yani mesela, yılbaşı gecesi Y kuşağını temsil eden şehirli gençler içinde 1980-1990 ve 1990-1999 arasında doğan iki farklı Y kuşağı temsilcisi yılbaşı gecesi ne izledi? gösterilsin istiyorum. 2000 yılından sonra doğan Z kuşağının kumanda datalarında ne var, bunu görmek istiyorum. Bunu reklam veren istemiyor mu ayrıca çok merak ediyorum.
Eğer bu analizler ve örneklem ve reyting ölçümü detaylandırılmazsa X kuşağı İbo Show seviyor diye “Türkiye İbo Show İzledi” geyiği devam edecek. Yani iyi ki diziler de var da TV’lere renk geliyor yoksa biz ölünceye kadar İbo Show, Sibel Can, Acun’u seyretmek zorunda kalacağız.
Neden dizileri yeni yıla adapte etmedi kanallar?
Dizilere dokunmadı kanallar yılbaşı gecesi. Ama dokunabilirdi. Mesela Kanal D “Camdaki Kız” ile yılbaşı arasında müthiş bir dram yaratabilirdi. Hikâyeye bir yeni yıl eklenebilir, advertoriyal reklamlar alınabilirdi. Mesela Sedat yeni yıl akşamı Cana ile bir kaçamak yakarken yakalanabilir, Rafet Baba yılbaşı gecesinde hisse devri ile ilgili bir sürpriz açıklama yapabilir, Feride Hanım Trendyol’dan hediye alabilir, Muzo bunalımda olduğu için aile yemeğine katılmak yerine Getir Yemek’ten yemek söyleyebilirdi.
Neden bu toplara girmedi kanallar anlamıyorum. Maliyet filan diyecekler. Hiç demesinler satış departmanı ve senaryo ekibi adam gibi çalışsa öyle bir iş çıkartırdı ki maliyetleri de yok ederlerdi. Ama bizim ülkede yöneticiler, çalışanlar, direktörler hep ahbap çavuş ilişkileriyle belirlendiği için renkli projeler geliştirecek insanlar yerine kendi yakınlarına iş vermek daha kolay geliyor patronlara. Sonra da biz sittin sene İbo, Sibel Can, Acun seyretmek zorunda kalıyoruz.