TENMAK (Türkiye Enerji Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu) ve 50. Yaşını kutlayan TEMSAN (Türkiye Elektromekanik Sanayi A.Ş.) iş birliği ile düzenlenen Enerji Eko Sistemi Arama Konferansı, sektör paydaşlarını Ankara’da buluşturdu.
İki kurumun değerli yöneticileri TENMAK Başkanı Abdullah Buğrahan Karaveli ve TEMSAN Başkanı Fatih Öztürk’ün açılış konuşmalarının ardından, enerji sektörünün alt başlıkları farklı salonlarda toplandı. Durum tespiti ve çözüm önerileri sunuldu.
Hidrojen Çalıştay Grubu’nda, H2DER Başkanı Yusuf Günay’ın “sektörün birinci önceliği, hidrojene özel bir otoritenin atanmasıdır” önerisi, büyük memnuniyetle karşılandı. Hidrojen grubunda büyük bir sektör zenginliği söz konusuydu. TENMAK Temiz Enerji Araştırma Enstitüsü TEMEN Müdürü Ömer Faruk Tunçbilek yönetimindeki çalıştay, çok güçlü bir birikimi masaya çıkardı. İklim Değişikliği Başkan Yardımcısı Dr. Tuğba Dinçbay, açılış konuşmasını yaparken enerji politikalarının önemini vurguladı: Ulusal ve uluslararası tüm politikalar üzerinde, iklim değişikliğinin belirleyici etkisi var. 1970’lerden bu yana GSMH’nın yüzde 12’sini iklim değişikliği nedeniyle kaybettik.
Hava, henüz 1.45 santigrad derece ısındı ve etkisi böyle. Bundan böyle her yıl, GSMH’nın yüzde 1’ini kaybedeceğiz. Gıda, su güvenliği, göçler, ana sorunlar olacak. Bunların bütünü, genel bir güvenlik sorununa işaret ediyor. Teknolojik gelişim, finans, kapasite gelişimi, politika ile uyumlu olmalı. Bilime dayalı politikalar oluşturulmalı. Çünkü teknolojik dönüşümü sağlayamazsak, enerji yerine teknoloji bağımlısı olabiliriz. Önce teknolojik ihtiyaç analizi yapılmalı. Devamında da teknoloji hareket planı oluşturulmalı. Çünkü, devletler üç kategoride ayrışacak: -Gelişmiş teknoloji sahibi devletler -Gelişmiş teknoloji kullanabilen devletler -Gelişmiş teknolojilere bağımlı devletler Dr.Dinçbay, 2030’u beklemeden, sanayi/üniversite/özel sektör iş birliği uygulamalarının sonuçları alınmalı dedi. Çalıştayda, ‘yeşil kimya’, ‘jeotermal zenginliğimiz’, ‘rüzgar santrali ekipman üretiminde dünya 5.liğimiz’, ‘Nevşehir’de yeraltı yeşil veri merkezi’, ‘hidrojende yakıt hücresi önceliği’, ‘yeşil enerjide sosyal kabul’ gibi başlıklar önemli açıklamalarla gündeme sunuldu. Benim için en çarpıcı başlıklardan biri ‘yeşil samimiyet’ oldu.
Finansta, mevzuatta, hedef ve planlamalarda gerçekçilik buna dayanacak. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dr. Alparslan Bayraktar’ın kapanış konuşmasındaki sözleri, bu yaklaşımı destekler nitelikteydi: Senelik RES ve GES kurulu güç artışı 5-6 bin MW civarında gerçekleşti. Bunu 8 bin MW seviyelerine çıkarmalıyız. 15 yılda 46 milyar dolarlık tasarruf hamlesi gerçekleşecek, bunun için de 20 milyar dolarlık yatırım planlanıyor.
HİDROJENDE HEDEFLER
Alman Kalkınma ve Sürdürülebilirlik Enstitüsü’nün değerli akademisyenlerinden Ece Oyan, Yeşil Hidrojen Hedefli Türkiye Ülke Raporu başlıklı harika bir rapor yayımladı Türkiye’nin yeşil hidrojen ekonomisine geçiş sürecini, politika çerçevesini, mevcut durumunu ve gelecek potansiyelini değerlendirerek ilgili paydaşlara stratejik öneriler sunuldu... AB’nin 2030 hedefleri arasında 10 milyon ton yeşil hidrojen üretme ve 10 milyon ton da ithalat planı, Türkiye’nin coğrafi konumu ve yenilenebilir enerji potansiyeli göz önüne alındığında önemli fırsatlar sunuyor. Türkiye’de henüz büyük ölçekli yeşil hidrojen üretim tesisleri sınırlı sayıda. Türkiye’de sanayi sektöründe (özellikle petrokimya ve gübre üretiminde) kullanılan hidrojenin büyük çoğunluğu doğal gaz reformasyonu ile üretiliyor. Yeşil hidrojenin payı yüzde 1’in altında. 2030’a kadar yeşil hidrojen sektörü doğrudan ve dolaylı olarak 20.000-35.000 arasında yeni iş imkânı yaratabilir. Elektrolizör bileşenleri, basınçlı tank üretimi, yakıt hücreleri gibi alanlarda yerli sanayi gelişebilir. Maliyet farkının kapanması için ölçek ekonomileri ve politika desteği gereklidir. Mevzuat boşlukları var. Altyapı yetersiz. Nakliye, depolama ve şebeke bütünleştirmede uzun vadeli planlama gerekli. Rapora göre Türkiye, büyük bir potansiyele sahip. Ancak altyapının geliştirilmesi, mevzuatın güncellenmesi ve finansman modellerinin netleştirilmesi gibi kritik gereksinimler bulunmaktadır. Bu rapor da hep yinelenen önceliklere işaret ediyor: -Hidrojene özel bir otorite ilan edilmeli. -Off Grid elektrik üretimi, yeşil hidrojen üretiminde kullanılabilmeli. -Yeşil Hidrojen Özel Üretim Sanayi Bölgeleri ilan edilmeli. -Standardizasyon ve Sertifikasyon için STK/Akademi iş birliği desteklenmeli.
YENİ YILDA FAIR PLAY
Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) Fair Play Komisyonu ile üç yıl önce buluştum. Komisyon Başkanı Erdoğan (Arıpınar) ağabey ve Başkan Yardımcısı sevgili dostum Remzi (Yılmaz) ile hukukumuz 1980’lerin sonlarına kadar uzanıyor. O dönem, Türk Spor ajansı, benim gibi pek çok öğrencinin gazetecilik ile buluştuğu yer olmuştu. Türk sporunun çok çeşitli organizasyonu, yarışması, dünya kadar etkinlik ve haber, o çatının altından yayılırdı. Erdoğan ağabey, o yıllarda öncüsü olmuştu Fair Play hareketine, hala sürdürüyor. Bize, her fırsatta ‘güç veriyorsunuz’ der ama en büyük güç onun bitmeyen enerjisidir. Geçtiğimiz hafta, 2023 Türkiye Fair Play Ödülleri sahipleriyle buluştuğunda aynı düsturla ışık oldu bize: “Zor iş, iyilerin arasından en iyileri ödüllendiriyoruz” dedi. Fair Play ruhunun yaygınlaştırılması ve etik değerlerin toplumda benimsenmesi amacıyla düzenlenen organizasyonlardan biri bu. Fair Play ödülleri, kariyer, davranış, tanıtım ve toplumsal dallarda veriliyor. TMOK Başkanı Prof. Dr. Uğur Erdener, Fair Play’i, iyi olmak, doğru olmak, özünde güzel insan olmak olarak tanımlıyor. Erdoğan Arıpınar da, “kişinin vicdanının sesini duyması” olarak görüyor. O sesi duyan, ödüllük davranışlara imza atıyor. Geçen sayıda söz ettiğim gibi, Klimanjaro’ya tırmanıp kız çocuklara eğitim bursu toplayan da, annesine karaciğer naklinde donör olup futbol kariyerini bırakan da Fair Play yaklaşımında karşılık buluyor, ödüllendiriliyor. Sahada, düşen arkadaşına, rakibine el uzatmak fikriyle başladı. Spor, bu iyilik elini sınırlama gücüne sahip olamadı, hayatın her alanına yayıldı. O nedenle Fair Play artık bir sosyal anlayışa dönüştü. Birleşmiş Milletler, bulunduğumuz döneme antroposen diyor, insan çağı! Çünkü sosyal yaşamdan, doğa olaylarına, sürdürülebilir bir dünya için ne yapılacaksa insan yapacak. İnsanın yozlaşmadan, egolardan uzaklaşarak üreteceği faydayı arıyoruz. Bu nedenle, mesela sorumsuzca harcamayın demek için “finansal fair play” diyor UEFA. UNDP, Birleşmiş Milletler Kalkınma Ajansı olarak, 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacı çerçevesinde insanlığı harekete geçirdi. BM üyesi tüm ülkeler gibi, bizim de altına imza attığımız anlaşmalar, kararlar, verdiğimiz taahhütler var. Tüm uygulamalar, dönüp dolaşıp Fair Play anlayışı ile buluşuyor. Atık toplamak, geri dönüşüm üretmek gibi, akla ilk gelen çevre eylemleri, ana caddeye çıkan ilk sokaklar. Yüzbinlerce çocuğun aç yatmamasını, milyonlarcasının okula gitmesini sağlamak, temiz su kaynaklarına erişim, okyanusların ölümden kurtarılması için çalışmak da eşdeğer çabadır. Fair play anlayışı, bu büyük mücadelede, SKA ve iklim eylemi başlıklarının da üzerinde duruyor. Çünkü yaşanan kriz, kişisel çıkarlar ve hırsların getirdiği talan ve sorumsuzluk ile başladı. Bu nedenle, spor ile sınırlamadan, fair play fikrini aşılamak, bu büyük mücadelenin de itici gücüdür. Cumhuriyetimiz, 100. yaşını geride bırakırken, TMOK Fair Play komisyonu da yılmadan çalışıyor. Bilinirlik ve yaygınlaştırma, en değerli hedefler. Fair Play anlayışı bilinsin, öğrenilsin ve uygulansın. O yüzden 70’e yakın üniversitede öğrencilerle buluştu, Fair Play Kervanı, yola devam ediyor. Fair Play Fotoğraf Yarışması, ilgiyi yöneltiyor, algıyı yönlendiriyor. Fair Play Karikatür Yarışması tekrar başlıyor. Çocuklara, evde bilinç üretilsin diye, Fair Play Anneleri kampanyası başladı. Önce Gaziantep, ardından Eskişehir’de yüzlerce anne, Fair Play eğitimi aldı. Yeni bir yıla giriyoruz. Gazze’deki katliam duruldu ama dünyada savaşlar tükenmiyor. Sorumlu tüketim ve adil paylaşım ile önce yaşam hakkı ve elbette çocuklarımız ve ülkemizin geleceği için, her adımda fair play ruhunun korunması dileğiyle… Mutlu yıllar…
SPORUN SESİ
2025’te sporun sesi yükselsin. Futbolda hakemleri, MHK’yı değil, sahayı konuşalım. Güzel goller ve şahane rekabet olsun. Her branş gelişsin. Ama en başarılı başkanların federasyonları voleybolda Akif Üstündağ, Jimnastikte Suat Çelen, uluslararası başarılarla mutu olsun. Onlar hepimizin yüz akı. Spor camiasına bereketli ve başarılı bir yıl dilerim…