Bugün iktisat bilimindeki sınıflandırmayla işsizlik ve bileşenlerinden yola çıkarak şu soruyu cevaplamaya çalışacağım: "Yüksek büyümeye rağmen işsizlik neden bu kadar yüksek?" Bu soruya mevcut iktisat teorisini kullanarak cevap verebilmek mümkündür.
Bugün ve Pazartesi günü akla biraz çelişkili gelen bir konu hakkında yazacağım.
Geçtiğimiz dönemde açıklanan verilere göre Türkiye ekonomisi 2021 yılı ikinci çeyrekte (Nisan – Mayıs – Haziran ayları) yüzde 21 büyümüştü.
Konumuz hukuk ve büyüme, ya da daha doğru bir şekilde, hukukun üstünlüğü ile iktisadi başarı arasındaki ilişki idi.
Bugün ve cuma günkü yazım bu minvalde soruları cevaplamak üzere olacak.
Son bir haftada ortalık toz duman oldu. Merkez Bankası politika faizini yüzde 18'den yüzde 16'ya indirdi ve buna bağlı olarak dolar 10 TL'ya doğru pupa yelken yükselmede…
Bugünkü ve bir sonraki yazılarımda, 1950'den bu yana Türkiye'nin siyasetinde hâkim olan ve on yıllar geçtikçe artan bir hızla etkisini arttıran popülizmi anlatmaya çalışacağım.
Türkiye'de yazılı matbuatta ve nev-zuhur sosyal medya ortamında herkesin üzerinde kalem oynattığı bir konu kişi başına milli gelirdir.