Yüzyılın faciasıyla sarsıldık. Kırılan sadece yer altındaki faylar değildi… Zihnimizdeki faylar da zedelendi.
Harvard Üniversitesinde yapılan ve 75 yıl devam eden deneysel araştırmaya katılan yüzlerce kişi hayatları boyunca izlenmişti.
Acaba gerçek mutluluğun sırrı nedir? İnsan en çok ne ile yaşamın gerçek zevkine ve anlamına ulaşır? İnsanlık tarihi kadar eski olan bu sorular, maddi değerlerin şahlandığı günümüzde daha fazla tartışılmaktadır.
Danışmanlık yaptığımız bir aile işletmesinin Türk ve Romen yöneticilerinin katıldığı Bükreş'teki konferansımızda okkalı bir soru/yorum geldi.
Büyük şeyler küçük şeylerden doğar. Ailede, işletmede, toplumda başlayan küçük bir saygısızlık, düzensizlik, kuralsızlık, adaletsizlik, ahlaksızlık yahut suç hemen önlenmez ve düzeltilmezse zamanla büyür, derinleşir, genişler ve olağan hale gelir. Çünkü davranış davranışı doğurur.
Yetersiz bilginin insana zarar verdiğini biliyoruz. Bugün fazla bilginin de insana zarar verdiği gerçeği ile karşı karşıyayız.
Azalan doğal kaynaklar, artan nüfus, gelir adaletsizliği, sosyal dengede bozulmalar, emperyalist güçlerin yayılma politikaları, artan doğal afetler, pandemi gibi küresel krizler, ekonomik dalgalanmalar, yeryüzünün alışık olduğu sıcak ve soğuk savaşlar…
Her yılın, ayın, haftanın, günün hatta yaşanan anların ayrı bir anlamı kalır zihnimizde.