VASAT ALTINA MAHKUM OLMAK

Alican DEĞER 07 Nis 2017

Alican DEĞER
Tüm Yazıları
​Bunun hiç bir parti veya lider ile alakası yok.

Bunun hiç bir parti veya lider ile alakası yok. Bu aslında bu toprakların bir sorunu. Hem de ciddi bir sorun. Açıklamaya çalışayım.

Siyaset taban örgümüz maalesef vasat altı. Çünkü normalde üzerine vazife düşmesi icap edenler, ülkesi için düşünüp dertlenmesi gerekenler, söyleyecek sözü olduğu varsayılanlar bir kenarda duruyor. En iyisi internette kalem oynatıyor. Hal böyle olunca da meydan anlamadan bağıranlara, sadece karşı tarafı suçlayanlara, abuk subuk açıklama yapanlara kalıyor. Liderler de bir bakıma çaresiz. O yüzden canları çıkıyor meydan meydan dolaşmaktan. Çünkü normalde partilerinin siyasi izdüşümü olması gerekenler, ya kafasına göre takılıp hata yapıyor, ya da yarardan çok zarar veriyor.

Aslında "bu durum kasıtlı mı" diye düşünmüşlüğüm de var. Ama fark ettim ki değil. Adam yokluğundan.

Bir de gönüllü amigolar var. Bir taraftanmış gibi görünüp sadece küfür edenler. Normal hayatlarında muhtemelen "efendi" sayılabilecek kişilik özelliğindeki bu kişiler, bir internet uygulamasının başına geçince içlerinden bir canavar çıkıyor. Aslında yaptıkları şey, savunduklarını zannettikleri düşünceye sadece zarar veriyor. Bu ülkede ne zaman daha çok küfür eden daha çok oy aldı ki? Veya daha çok yalan söyleyen, provokasyon yapan?

Çok yıllar önce ANAP zamanları. Bir bakan ile sohbet ediyoruz. Ben ANAP'ın adaylarını mutlaka ön seçim ile belirlemesini savunuyorum. Bakan bey ise mümkün olmadığını. Benim ateşli ateşli konuştuğumu görünce dayanamadı ve dedi ki: "Alican bey siz ne diyorsunuz? Biz ön seçim yapsak hiç birimiz milletvekili adayı olamayız. Hiç bir profesör, hiç bir uzman da aday olamaz. Komisyonlara koyacak, dünyaya yollayacak dil bilecek adam sıkıntısı çekeriz. Çünkü maalesef parti tabanları kenarda oturan bu adamlara oy verip aday yapmaz.". Düşününce haklıydı Vallahi.

"ÖLME, ÖLME. BİR OY, BİR OYDUR"

Referandum için son düzlüğe girildi. Herkes asılıyor. Bu durum bana Erdal İnönü'nün yaşadığı bir olayı hatırlattı. Erdal Bey komik adamdı. Çarpıcı ve "soğuk" sayılabilecek esprileri vardı. Ve zaten siyaseti sevmezdi. Neredeyse zorla politikaya sokulmuştu. Zaten çok da dayanamadı. Neyse, o günlerden birinde Erdal İnönü seçim gezisinde. Bir seçim otobüsü ile sokaklarda geziyor. Aracın içinden el sallıyor. Karşılık veren var, vermeyen var. Durum da biraz sıkıntılı anlaşılan. Neyse vatandaşın biri yavaş giden otobüsün kapısına saldırıp zorla açmaya çalışıyor. Hafifçe aralamayı başardığı kapının aralığından da bağırıyor: "Paşamın oğlu, paşamın oğlu, ölürüm senin için. " Vatandaş bir diyor, iki diyor, üç diyor. Hep aynı cümleyi tekrarlıyor. Bir süre sonra dayanamayan Erdal İnönü cevap veriyor: "Ölme, ölme. Bir oy bir oydur."