Milyon taşı pek çoğunuzun duymadığı bir deyimdir mutlaka.

Milyon taşı pek çoğunuzun duymadığı bir deyimdir mutlaka. Anlamı şu: Diyelim ki devasa bir imparatorluksunuz. Egemenliğiniz altındaki topraklardan yönetim merkezinize uzanacak yolların uzunluğu nedir? Yolların yönü neye göre belirlenecektir? İşte bu Milyon taşı o işe yararmış. Önce Batı Roma, daha sonra Doğu Roma başkentlerine bu taşı dikmiş.

Tüm imparatorluk bu taşa göre şekillenmiş bir anlamda. Bu taş yolları uzunluğunu belirlemenin yanı sıra bir başka işe de yarıyordu mutlaka. O da, taşın dikildiği yer bir anlamda dünyanın merkezi kabul ediliyordu. Yani tüm dünyaya diyordunuz ki: "Burası benim başkentim. Dünyanın Merkezi’dir" İşte bu 'Milyon taşı' İstanbul Sultanahmet’te durur, taa dördüncü yüzyıldan beri.

Şimdi adını bu taştan alan büyük bir proje hayata geçiriliyor. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Turizm polisi yoğun bir çalışmaya başlamış durumda. Müthiş de bir plan hazırlanmış. Detayları zaten dün biz dahil, gazetelerde vardı. Ben gazetelerde yer almayan bölümünü anlatmak isterim.

Öncelikle, Turizm polisi bu proje ile İstanbul'da tüm turizm ile alakalı meslek örgütlerini işe katmış. Hepsi elini bu taşın altına koyuyor. Bundan sonra Turizm polisi İstanbul'a ziyarete gelen tüm turistlerin hayatını daha da kolaylaştıracak. Sizleri şunu söyleyebilirim. Turizmde model kabul edilen ülkelerde ne varsa artık burada da o olacak. Bunun için müthiş bir koordinasyon gerekiyor. Umarım diğer kurumlar da bu işin önemini fark eder de "Turizm de sıkıntı" başlıklarının yerini olumlu şeyler alır.

3 bin Euro hesap

Avusturalyalı turistin biri, Beyoğlu'nda dolaşırken kendi ülkesinde çok alışık olduğu şekilde ilgisini çeken bir gece kulübünün kapısından içeri girmiş. Neyse kendince bir iki şey içtikten sonra gelen hesabı görünce şaşkınlığa düşmüş. Çünkü hesap tam 3 bin Euro imiş. Bakmayın siz "miş" diye anlattığıma bunlar geçen hafta olan şeyler. Adamcağız ne yapsın çaresiz ödemek zorunda kalmış. Bu turistimiz ne yapsın polise gitmiş. Turizm polisi devreye girmiş. Sonuçta bu aşırı abartılı turizm düşmanı hesap geri ödenmiş. İlgili kurumlar da bu işletmeye 20 bin lira ceza kesmiş.

Sadece bu durum bile artık işlerin nasıl yürüyeceğinin özeti aslında. Ama bunun bir de öteki tarafı var. Yani turist kazıklamayı alışkanlık haline getirmiş işletmelere ne yapılacağı. Öncelikle bu işin üzerinde özenle duruluyor. Mesela bu durumda Beyoğlu'nda ismi belirli 5 ayrı işletme varmış. Turizm Müdürlüğü, Zabıta Müdürlüğü, Turizm polisi yani aklınıza kim gelirse uğraş veriyor. Bu işletmeler sık sık da kapatılıyormuş. Ama kapama kararını gören soluğu mahkeme kapısında alıyormuş. Sonra yürütmenin durdurulması kararı, yıllar süren davalar. Üstelik bu işletmeler aynı duruma da devam ediyorlarmış. Yani kapısından giren turisti korkutup kazıklamaya.

Bu işe kısa bir yol bulunmak zorunda. Yoksa bu tür işletmeler fazla para kazanacaklar diye, tüm ülkenin turizmine zarar veriyorlar. Çünkü artık internet sayesinde dünya çok küçüldü. Bugün Beyoğlu'nda kazıklanan herhangi bir, iki satır yazı ile bu olayı tüm dünyaya duyuruyor. Umarım bu 'Milyon taşı' projesi ile bu tür sorunlar daha başlamadan önlenir.