KAYIP KARA KUTU:1993 EKREM PAKDEMİRLİ'NİN ''ÖZAL'IN MİRASI''KİTABINDAN

Murat BAŞARAN 12 Tem 2016

Murat BAŞARAN
Tüm Yazıları
"Rahmetli Yusuf Özal söyledi bana. Ben raviyim. Turgut Özal'ın kardeşi Yusuf Özal görüşme esnasında Turgut Bey'in yanındaymış.

 

“Rahmetli Yusuf Özal söyledi bana. Ben raviyim. Turgut Özal’ın kardeşi Yusuf Özal görüşme esnasında Turgut Bey’in yanındaymış. Turgut Bey Orta Asya’dan geldikten hemen sonra Demirel’i arıyor, ona ‘Ekonomi ile ilgilenen teknik elemanlarını bana gönder, ekonomide bazı işler iyi gitmiyor, onları gözden geçirelim’ diyor. Özal’ın bu isteğine Demirel’in yanıtı ise bir hayli ilginçti. Demirel, Özal’ın bu önerisine şu sözlerle yanıt veriyor: Sen ekonomiyi bırak, arkadaşlar seni vatana ihanetten Yüce Divan’a gönderiyorlar sen ona bak’  diyor. Biraz da kaba bir tabirle. O da tabi çok hüzünleniyor ve mosmor oluyor. Yusuf Özal ağabeyinin mosmor olduğunu söylerken diyor ki, ‘Felç olmasından, o an abime bir şey olmasından çok korktum. Çünkü ağabeyimi o güne kadar bu şekilde mosmor bir vaziyette görmedim.’ Yusuf’un tezi şuydu: ‘Ağabeyimi Süleyman Demirel öldürdü’ Yusuf’un inancı ‘o sıkıntı ertesi gün adamın ölümüne sebep oldu’ diyor. Yusuf başka şeyler de söylüyor. ‘Çünkü o günlerde Demirel, ağabeyimin kalp ameliyatını yapan De Bakey’le konuştu’ diyor. De Bakey demiş ki ‘Cumhurbaşkanını strese sokmayın. Çünkü sağlığı çok iyi değil, fazla stres onu erken ölümüne yol açar’ demiş. Ondan sonra Süleyman Bey tenkitlerini ve hicivlerini fazlalaştırıyor. İşte ‘fino köpeği, ebleh’ falan diyor.” O Turgut Özal ki, 80 ihtilalcileri kendisine ekonomiyi yönetmesini teklif ettiklerinde “izin almam lazım” diyor. Kimden? Ağabeyi zannettiği Demirel’den… Darbeciler şaşırıyor. Geçelim. Şimdi Özal’ın öldürülme iddialarına en net tepkiyi veren kim? Tabii ki Demirel: “Öldürüldüğüne başından beri inanmıyorum. Safsata bunlar…” Hâlbuki 1993 yılı Türkiye’nin kayıp kara kutusudur. Kimsenin aramadığı bir kara kutu… O karanlık 1993 yılına kısaca bir bakalım: 24 Ocak 1993 Uğur Mumcu katledildi. 5 Şubat 1993 Adnan Kahveci şüpheli trafik kazasında can verdi. 17 Şubat 1993 Eşref Bitlis güya kaza sonucu öldü. 17 Nisan 1993 Turgut Özal aniden öldü. (Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı köşkündeki iki ambulansın ikisi de o an yok. Görevli doktor yok. Tesadüfe bakın. Sedye bile yok. Dandik bir araçla karga tulumba götürülüyor. Nereye? Kalp krizi/ kalp durması gibi durumlar için acil müdahale gerekirse nereye gidilir? EN YAKIN HASTANEYE! Ama hayır, en uzağına gidiliyor. Yolda da Ankara turu atılıyor.) 25 Mayıs 1993 Bakanlar Kurulunda PKK’ya af görüşüldüğü gün Malatya- Bingöl Karayolunda 35 er öldürüldü. 2 Temmuz 1993 Madımak Oteli Katliamı (37 Ölü) 5 Temmuz 1993 Başbağlar Katliamı (33 Ölü) 22 Ekim 1993 Tuğ. Bahtiyar Aydın öldürüldü. 4 Kasım 1993 Ahmet Cem Ersever ölü bulundu. Elbette faili meçhullerle birlikte şu konularla ilgili de soruşturma açılması, kamuoyunun vicdanının teskin olacağı şekilde sonuçlanması “devlet” olmanın gereğidir:

-Rahmetli Özal’ın son seyahati.

-Tekrar aktif siyasete döneceği gerçeği.

-Şehit Eşref Bitlis Paşa’nın ekibinin neredeyse tamamının bir şekilde yok edilmesi.

-Bütün muhafazakârların dürüstlüğüne emin olduğu ve saygı duyduğu Rahmetli Uğur Mumcu’nun cenazesinin “Kahrolsun Şeriat” projesine dönüştürülmesi.

-Cindoruk’un, akrabası Emin Çölaşan’a Turgut Özal’la ilgili olarak; “Bu adam gidici. Yakında ölecek. Baba’dan duydum. Devlet sırrı.” demesi ve Çölaşan’ın bunu yazmasına rağmen, böyle bir şey olmamış gibi algı oluşturulması.

Bunları niye mi hatırlattım? Bugünü eleştirirken, yakın tarihin korku tünellerini ve aktörlerini unutmayalım diye...