İSTANBUL'DA YAŞAMAK ÇOK ZOR! (1)

Fehmi KETENCİ 24 Eyl 2016

Fehmi KETENCİ
Tüm Yazıları
Ahh güzel İstanbul...Gerek sosyal yapısıyla ve gerekse onbeş milyonun üstüne çıkan nüfusuyla dünyanın en önemli şehirlerinden biri, belki de ilk üçün içinde olan tam anlamıyla bir rüya şehir.

Ahh güzel İstanbul...Gerek sosyal yapısıyla ve gerekse onbeş milyonun üstüne çıkan nüfusuyla dünyanın en önemli şehirlerinden biri, belki de ilk üçün içinde olan tam anlamıyla bir rüya şehir. İstanbul’un özelliklerini sıralarken unuttuk sanmayın, çok önemli iki özelliği var ki, onları unutmak mümkün değil.. İstanbul; tarihi ve kültürel özellikleri ve bünyesinde barındırdığı kültür varlıkları ile dünyanın gözü üzerinde olan, dimdik ayakta duran veya durmaya çalışan en büyük metropollerinden biri. İstanbul’u en çok öne çıkaran, tarihte önemli yeri olan imparatörluklardan biri Bizans İmparatorluğu’na yüzyıllarca başkentlik yapmış, Fatih Sultan Mehmet’in fethiyle dünyada çağ atlatmış, tarihi koruma sembolu olan gizemli surları ile kültür varlıkları ile ve bir turizm merkezi olmasıyla dünyada en çok tercih edilen metropollerden biri.. Kısacası İstanbul bir çok özelliği bünyesinde barındıran çok önemli bir dünya şehri.. Baktığımızda, İstanbul bu özelliklerini bu günlere taşayabilmiş mi? Bana göre taşıyamamış. Ve hızla da, bu özelliklerini kaybetme yolunda dolu dizgin gidiyor.

İstanbulu’u İstanbul yapan kültür varlıklarından bir çoğu özelliğini ya yitirmiş ya da yıkılmış veya kaybolmaya yüz tutmuş. Sosyal yaşamında ise o özenli yapısını yansıtan renkli mozayiğinden pek eser kalmamış gibi. Turizm merkezi olma özelliğini de sadece tarihi efsanesiyle muhafaza edebilmekte.. Son yıllarda İstanbul, yaşadığı trafik çıkmazı ve kargaşası ile, neredeyse tüm Avrupa ülkelerinin diline dolaşmış durumda.. Şimdi buna yeni bir özelliği daha eklendi. Dile getirilen; İstanbul’un o gizemli tarihi silüetini de kaybetmeye başlamış olması, kontrolsuz yapılaşması, tam bir beton yığınına dönüştürülmesi ile adından sıkça söz edilmeye başlanan bir şehir haline dönüşüyor olması. İşte böylesine sancılı bir İstanbul’da yaşamak çok zor hale geldi.

Bir çok şey yapılıyor olmasına rağmen, hala, nasıl çözüleceği belli olmayan bir trafik sorunu var. Bunun için çok önemli ve modern yatırımlar yapılmış ve yapılmaya da devam ediyor. Bunu yanısıra da tamamen kontrolden çıkan yapılaşma var.  Bu yapılaşmanın İstanbul’un o özellikli tarihi dokusuna önemli zararlar verdiğini apaçık görebiliyoruz. Daha doğrusu bunu Avrupalı turistler de sıkça dile getirıyorlar. Tüm önemli yatırımlara rağmen zor durumda olan trafik sorunu, hızla devam eden büyük alanlı yapılaşmaların yarattığı olumsuzluklardan önemli zararlar görmeye başladı. Ana yollar eksenli bu yapılaşmalar, buralardaki trafiği daha da zora sokacaktır. Ayrıca, bu hızlı yapılaşma, çok önemli bir tehlikeyi de sokağa salmış durumda. Buralarda iş yapan ve kontrolsuz olarak trafiğe çıkan hafriyat kamyonları. Okuyorsunuz, duyuyorsunuz, şehir içinde kontrolsuz dolaşmalarını ve yaptıklarını. Bunların yarattığı tehlikelere dur diyecek, bunları denetleyecek bir kurum yok mu? Bu gün bu yazıyı yazmaya başlamadan, İstanbul’da yaşanan Metrobüs kaza haberiyle karşı karşıya kaldık. Bir metrobüs seyir halindeyken, söylenenler göre; yolculardan biri ile metrobüs sürücüsü arasındaki sözlü tartışma, yolcunun sürücüye fiili müdahalesi sonrasında kontrolünu kaybetmiş ve yolundan çıkarak karşı yola geçmiş. Metrobüs üç otomobili altına alarak bir özel halk ötobüsüne çarparak durabilmiş, geride kalan 10 yaralı. Görünen o ki; çok önemli ve büyük bir kaza, şimdilik can kaybı olmadan atlatılmış.  Seyir halindeki metrobüste yaşananlar tabii ki ortaya çıkacaktır. Bu gün yerimiz kalmadı. Bu konuyu, kazanın nedenleri ve sonuçlarını, ve İstanbul’un sorunlarını ve İstanbul’da yaşamanın zorluklarını, ayrıntılı olarak irdelemeye, yarın ki yazımızda devam edelim artık.