Sosyal yaşamımızın olmazsa olmazlarından futbol, aklımızı başımızdan almış gidiyor. Lig başladığında Türkiye’de her şey duruyor ve dikkatler o haftanın maç sonuçlarına odaklanıyor. Futbolumuz; heyecanı, olayları, rakamsal olarak uçmuş olan mali bütçeleri ile akıllara durgunluk veren bir sosyal yaşam fenomeni. 

      Beşinci haftanın güncel ve dikkate değer en önemli olayı; en büyük derbilerden biri olan Beşiktaş-Galatasaray Derbisi’ne ev sahipliği eden Vodafon Arena’daki rekor seyirci sayısı, beş yıl önce yine bir Beşiktaş-Galatasaray karşılaşması ile yasaklanan rakip taraftarın sahaya girmemesi yasağının kalkmasıydı. Karşılaşmada 2100 civarında Galatasaray taraftarı Vodafon Arena’da karşılaşmayı izledi. 

      Bu futbolumuz için yaşanabilecek en önemli olaylardan biriydi. Bir temaşa sporu olan futbol, seyircisiz pek tat vermiyordu.. Bu karar futbolumuz için yıllar sonra gelen çok önemli bir uygulamadır. Umarım bu iyi başlangıç daha da gelişerek devam eder. 

      Rekor seyircisi sayısıyla, oyun zenginliği ile, güzel bir karşılaşma oldu. Önce Galatasaray ilk devreye damgasını vurdu. Baskılı ve hızlı bir oyunla ve güzel gollerle 2-0 gibi bir skorla ve sayısal avantajla soyunma odasına gitti.. Galatasaray’ın iyi oyunu bu karşılaşmayı ikinci yarıda nerelere götürür diye düşünülürken ikinci yarı sahada bambaşka, oyuna hakim olan, sürekli bastıran bir Beşiktaş vardı. Bu devre neredeyse Beşiktaş’ın hakimiyetinde ve pozisyon zenginliğinde geçti. Ve sonuç; ikinci devrede iki gol bulan Beşiktaş beraberliği ulaştı hatta galip gelebilecek fırsatları da yakaladı. 

      Bizim işimiz bir kaç gün önce oynanan karşılaşma ile ilgili maç yazısı yazmak değil tabi ki. Amacımız, lig başlarken dile getirdiğimiz hakemlerle ilgili endişeleri ve hakemlerin bu lig için henüz hazır olmadıklarıyla ilgili soru işaretlerinin var olduğunu vurgulamak.

      En önemli derbilerden biri olan bu karşılaşmayı yönetmek için görevlendirilen FİFA kokartlı ve söylenelere göre en formda hakamlerimizden Ali Palabıyık’ın, bu maçı kaldırabilecek kalitede olmadığı, kararlarıyla, hataları ile ilk derbisine çıkan bu hakemimizin lige hazır olmadığıydı. Faullerde, ikili mücadelelerde tutarsız kararlar verdi. İlk yarının sonuna doğru bir kontratak sırasında kaleciyle karşı karşıya kalabilecek durumda olan  Beşiktaşlı Cenk’e yapılan faullu harekette, hiç bir şey yokmuş gibi devam ettirmesi büyük hataydı. Burada mutlaka faul verilmeliydi.. Hatta son adam gibi bile düşünülebilirdi.. 

      Bir iki hafta önce Fenerbahçe-Kayseri maçında hakem Serkan Çınar benzeri bir harekette, Fenerbahçe stoperi Kjaer’ı direkt kırmızı kartla oyundan atmıştı. 

      Yine en önemli hatalarından biri ise; oyun içinde kontrolsuz hareketleri ile sarı kartla cezalandırılması gereken bir kaç pozisyonda Beşiktaşlı savunma oyuncusu Tosic’in yaptığı bu hataları es geçmesiydi. Oyun sonuna doğru lütfen bir sarı kart gösterilen Tosic kırmızı karla oyun dışında kalmaktan kurtulmuştu. 

      Beşinci hafta karşılaşmalarının hepsini izleymedim ama, Bursa-Kasımpaşa maçında, hakemin çok net görebileceği bir pozisyonda, Kasımpaşalı oyuncunun kale önünde topla koluyla oynamasını göremedi. Yüzde yüz penaltılık bu hareketi görememiş olması, oyun sonucunu direkt etkilemesi açısından önemli bir hakem hatasıdır.

      Bu sezon, hakemlerimizin kural gereği ikili mucadelerde bir standart oluşturamadıkları belli. Formsuzluktan mı, yoksa henüz hazır olamadıklarından mıdır bilinmez ama, bu gidişat ilerisi için pek ümitvar değil.Ters kararlar ve kural standardı tuturulamayan tutarsız kararlar şimdilik ligin başındayken pek can yakmayabilir ama lig kızışmaya başladığında sorun yaratabilir.

      Merkez Hakem Kurulu yol yakınken bu konuda gerekenleri hızla yapmalıdır.