2 Haziran 2019 günü Almanya'nın Kuzey Hessen Bölge Valisi Walter Lübcke evinin bahçesinde ölü bir vaziyette yatarken bulundu. Başından profesyonelce katledilmişti.
Aslında bu büyük tehlike ve demokrasi için tehdit NSU terör örgütünün cinayetlerinin bir kısmının ortaya çıkmasıyla görülür vaziyetteydi. Maalesef bu konuda çok uzun bir süredir gereken adımlar atılmadı. NSU terör örgütü, bazılarının iddia ettiği gibi üç, dört kişilik bir “çete” değildi. Nazi teröristler Almanya’da çok uzun bir süredir örgütlenmiş ve artık demokrasi için büyük bir tehdit haline gelmiş durumdalar. NSU davası bu açıdan büyük bir şanstı. Ancak Alman istihbarat ve güvenlik birimleri beklenen işbirliğine yanaşmayınca mahkeme NSU’nun arkasında olan asıl büyük tehlikeyi ortaya çıkaramadı. NSU terör örgütü medya manşetlerinde “dönerci cinayetleri” şeklinde “magazin” gibi sunuldu ve sonuç ortada!
Almanya şimdi uyandı ama maalesef çok geç kalındı.
Üstelik NSU dosyası önümüzdeki 120 yıl açılması yasak bir şekilde kasaya kitlendi!
2 Haziran 2019 günü Almanya’nın Kuzey Hessen Bölge Valisi Walter Lübcke evinin bahçesinde ölü bir vaziyette yatarken bulundu. Başından profesyonelce katledilmişti. İlk başlardan “faili meçhul” diye tanımlanan bu cinayetin şimdi planlı bir terör eylemi ve arkasında Nazi terörünün olduğu ortaya çıktı. Cinayeti işlediği iddia edilen Nazi teröristin ise daha önce NSU terör örgütü araştırmaları sırasında Hessen Eyalet Parlamentosu’ndaki bir araştırma komisyonu tarafından dile getirildiği ancak bu bilgiye yetkililer tarafından yeterince önem verilmediği ortaya çıktı.
Almanya’da güvenlik birimlerinin terör konusunda “sağ gözlerinin kapalı olduğu” dile getirilir hep. “Sağ göz açık ve dikkatli olsaydı” belki de Nazi terörü bugün bu derece tehlikeli olamayacak ve demokrasiyi tehdit edemeyecekti.
Walter Lübcke 65 yaşında bir Hristiyan demokrat (CDU) politikacıydı. Hessen Eyalet Parlamentosu’nda uzun yıllar milletvekilliği yaptıktan sonra 2009 yılından beri Kuzey Hessen Valisi olarak görev yapmaktaydı. Sevilen bir insandı. Kuzey Hessen’de yaşamakta olan Türkler de onu severdi. Özellikle mülteciler konusunda duyarlı olması ve her ortamda mültecilere sahip çıkması onun Nazi teröristlerin hedefi olmasına neden oldu. 2015 yılından beri tehdit edilmekteydi. Sadece Nazi teröristlerin değil aynı zamanda aşırı sağcı popülistlerin de hedefindeydi Lübcke!
Suçu bir demokrat olmaktı!
2015 yılında 200 kişinin katıldığı ve çoğunun “mültecilere karşı” konuşmalar yaptığı bir etkinlikte sorumlu devlet adamı duruşu göstermiş ve “Ülkemiz değerlerine uymak istemeyen bu ülkeyi terk edebilir. Ülkeyi terk etmek her Almanın hakkıdır” deyivermişti. “Mülteciler defolsun” diyenlere dinine bağlı bir Hristiyan ve ülkesini seven bir demokrat olarak “siz gidin öyleyse” demek çok cesurca bir tavır. Lübcke insanlık adına dik durmayı seçti ve katledildi.
2015 yılından beri Nazi terörünün “kara listesinde” olduğu bilinen Lübcke hakkında sosyal medyada “o konuşurken 200 kişi ne yaptı, öldüremediniz mi bunu” şeklinde ve çok daha ağır yazılar yazılmaktaydı. Ölümünden sonra da “üç yıl bekledik, çok geç kalındı, bir halk düşmanı yok edildi” şeklinde yorumlar okumaktayız.
İşte Almanya’da Nazi terörünün geldiği vahim durum ortada. Elbette durup, dururken olmadı. PEGİDA gibi “ırkçı hareketler”, AFD gibi aşırı sağcı popülist partiler ve maalesef medyanın bir kesimi Almanya’da çok uzun süredir “yabancı düşmanlığını” artık yaşamın bir parçası haline getirdiler. AfD’nin her seçimden başarıyla çıkması bir tesadüf değil. “Müslümanlara” , “Türklere” ve genel olarak tüm
yabancılara yönelik kışkırtıcı konuşmaları ile politikacılar ve yayınları ile gazeteciler bu konuda büyük bir sorumluluk taşımaktalar.
Walter Lübcke’yi katleden 45 yaşındaki Stephan Ernst adındaki Nazi terörist gözaltına alındı. Bu terör eylemini tek başına yapmadığı ortaya çıktı. Almanya’da terör örgütlerine karşı mücadeleden sorumlu Federal Savcılık olaya el koydu. Tüm Almanya olayın detayları ortaya çıktıkça daha büyük bir şok yaşamakta.
Nazi teröristlerin büyük bir tehlike oldukları ve üzerlerine gidilmesi gerektiği gerçeği ortada. Alman istihbarat ve güvenlik birimlerinin artık “sağ gözlerini açmaları” şart. Özellikle gelen istihbaratları zamanında değerlendirip önlem almaları gerekiyor. Aksi takdirde bu tehdit sadece tehdit olarak kalmayacak kesinlikle.
Almanya’nın Nazi terörüne karşı kararlı duruşu tüm Avrupa Birliği için de örnek teşkil edecektir. Aksi takdirde tüm Avrupa tehdit altında olacakt