Ülkemiz kısa vadede kendini bir çatışma ortamına hazırlamış gibi duruyor.

Ülkemiz kısa vadede kendini bir çatışma ortamına hazırlamış gibi duruyor. Türk tipi başkanlık sistemi, KHK vasıtasıyla alınan askeri kararlar. Duvar inşası, insansız hava araçlarının geliştirilmesi, S400 gibi anlaşmalar bunlara işaret etmekteydi.

Bazı vergi kalemlerindeki artışlara sunulan gerekçe bu iddiayı destekleyici niteliktedir. Ancak meseleyi öncelikle iktisadi olarak ele almak durumundayız.

Öncelikle son 8 yıllık periyotta sürekli düşüş kaydedilen Merkezi Hükümet Borcunun GSYH Oranının son dönemde yukarı yön alması kritik konusu olmuştur. Bu bakımdan bütçeye borç ve faiz yükü ilave edilmekten kaçınmak üzere getirilen düzenlemeler önemlidir. Sıkı duruş korunmak istenmektedir. Yine de belirtmek gerekir ki Türkiye, hükümet borcunun GSYH oranı açısından önemli ekonomiler arasında en başarılı yönetime sahiptir. Yenilenen OVP’de mali disiplinin korunmasına seçim dönemine yaklaşmamış olmamıza rağmen önem verildiği görülmektedir.

Adsız2

Kaynak: TUİK

İkinci olarak vergi sıralamasında ilk 10 sırayı tutan bankalara ve finans şirketlerine karlılık hacimleri nedeniyle ilave yükler getirilmiştir. Esas olarak finansal kuruluşların karlılığı oransal olarak değil hacimsel olarak büyüktür. Oransal olarak yüksek karlılığa sahip kurumların daha yüksek vergi ödemesi beklenirken hacim olarak yüksek karlılığa sahip bir grubun vergi yükünün artırılması, KGF gibi birçok imtiyazın ve ekonomiye rağmen kar etmelerinin bedeli olarak ele alınabilir.

Finansal kuruluşlar üzerine getirilen ilave vergi yükünün Borsa İstanbul üzerinde ise olumsuz etkisi ortaya çıkmıştır. BİST banka ağırlıklı bir endekstir. Hisse senetleri üzerinde temettü kaybı oluştuğundan banka hisseleri ve BİST’in geneli olumsuz etkilenmiştir. BİST’teki düşüş USD kurunu ise yukarı yönlü etkilemiştir. Aynı zamanda ilave vergi yükünün faiz üzerinde yukarı yönlü etkisi ortaya çıkmıştır. Bu durum yatırımları olumsuz etkileyecek niteliktedir. Finansal kesim çalışanlarına getirilen ilave vergi yüküyse orta gelir grubu üzerindeki tasarrufların konjonktürel olarak değiştiğini göstermektedir.

Torbada kalem kalem değerlendirilmesi gereken çok önemli değişiklikler bulunur. Fakat yazı bütünlüğü bakımından vergi düzenlemelerinin Kuzey Irak’taki gelişmelerle ilişkisini tespit etmek gerekir. Savunma maliyetlerinde beklenen artış sonucu düzenlenen vergi değişiklikleriyle Barzani referandumunun üst üste gelmesi tesadüf olmasa gerektir. Gene de kapsamlı olan değişikliklerin Suriye kaynaklı riskler karşısında hazırlandığı anlaşılmaktadır. Fotoğrafa bakıldığındaysa Suriye kaynaklı terörist grupların hedef alındığı stratejide Barzani kendini ana hedef haline getirmiştir.

Kerkük gibi Ahd-i Milli sınırları Türkiye’nin 1923’ten bu yana ortaya koyduğu bağımsızlık iddiasının nişanıdır. Barzani ise girişimiyle, Türkiye’nin bağımsızlık iddiası üzerine bir bağımsızlık iddiası geliştirmeye çalışmıştır.

Türkiye, Türkmenlerin garantörü olarak tarihi rolünü tamamlamalıdır.