Vali Güzeloğlu ile tam da buradan başladık; tarihiyle, taşıyla, bereketli toprağıyla, mutfağıyla, insanıyla, sanatta ve edebiyatta üretken şahsiyetleriyle bunca muhteşem birikim neden öne çıkartılmadı!

Binlerce yıllık tarihiyle onlarca medeniyete kucak açan Diyarbakır ve Dünya Mirası Surlar hak ettiği değeri pek göremedi...

Fikir sunanlar, proje hazırlayanlar, hadi bir şeyler olsun artık diye kendini paralayanlar olmadı mı? Fazlasıyla oldu elbet fakat ciddi anlamda atılan ve vatandaşa ‘oh be’ dedirten bir adım atılmadı.

Geçtiğimiz günlerde Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu ile soğuk kış günlerinin vazgeçilmezi ıhlamur eşliğinde uzun bir sohbet gerçekleştirdik. Vali Güzeloğlu anlattı ben dinledim, ben sordum Vali Güzeloğlu cevapladı... Bazen eleştiri, bazen geç kalmışlar, bazen önümüzdeki süreçte olacaklar, bazen Mevlana’dan yansıyanlar, bazen de ‘çok haklısınız’ cümleleriyle gerçekleşen sohbetimizde hak ettiği değeri bir türlü görmeyen ‘Surlar’ öne çıktı.
Onlarca medeniyete ev sahipliği yapan binlerce yıllık tarihiyle Diyarbakır, Türkiye’nin ikinci açık müzesi. Hangi taşı kaldırsanız altından tarihi bir karakter çıkacakmış gibi... Ongözlü Köprü üzerinde durup zamana kulak kabarttığınız an üzerinden geçen at arabalarının takırtılarını ve hatta Suzan’ın aşkıyla inançları arasında kalmışlığına yakılan ağıtları dahi duyabilirsiniz... Dicle boyunca dizilen ‘tâhtlarda’ mis gibi çayınızı yudumlarken Dicle’nin Fırat’a narin narin akışına eşlik eden mahcup aşk fısıltılarının ruhunuza nasıl huzur saldığına şahit olabilirsiniz...
Daracık Diyarbekir Küçelerinden esen yürek ferahlatan esintilerin sizi alıp Ziya Gökalp’e, Hattat Hamit Aytaç’a, Sezai Karakoç’a, Esma Ocak’a ve daha nicelerine götürdüğünü hissedersiniz ‘mâhle sohbetleri’ edip keyiflenirken...

Vali Güzeloğlu ile tam da buradan başladık; tarihiyle, taşıyla, bereketli toprağıyla, mutfağıyla, insanıyla, sanatta ve edebiyatta üretken şahsiyetleriyle bunca muhteşem birikim neden öne çıkartılmadı!

‘Haklısınız Diyarbakır cevherleriyle öne çıkmadı şimdiye kadar’ diyen Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu hemen ardından güzel haberleri sıralamaya başladı.
“Birkaç ay içinde Sur’da tarihi bir dönüşüm başlayacak. Caddeler, dükkanlar, tarihi mekanlar turizme hizmet etmek için dizayn edilecek. Butik oteller, restoran ve kafelerin mutfağı dünya standardında olacak. Sur içindeki dükkanlar kişisel inisiyatiflere bırakılmayacak tamamen turizme hizmet edecek öğeleri barındıracak. Kısaca Sur tek başına bir turizm lokomotifi olacak. Sur yazıp klavyeye basanlar bundan sonra istenmeyen görüntü ve haberler yerine turizm başarısıyla görecek Sur’u ve Diyarbakır’ı... Nisan’da düzenleyeceğimiz ‘Uluslararası Sur Yarı Maratonu’ dünyaya araladığımız kapının ilk lansmanı olacak. Ayrıca Sur’un mimari dönüşüm yetkisinin de Diyarbakır Valiliği’ne devredildiğini müjdelemek isterim. Bu Diyarbakır için çok önemli bir gelişme. Şehrin dönüşümü Ankara’dan değil Diyarbakırlı gözüyle, yüreğiyle, fikriyle Diyarbakır’dan yürütülecek...”
Vali Güzeloğlu’nun anlattığı projelerin hayata geçmesiyle Diyarbakır yeni yüzüyle sayısız turist ağırlayacak gibi görünüyor. Sadece Sur’u konuşmadık elbette. Şehrin sorunlarını, tıkandığı noktalarını, sorunlu unsurlarını, çözümlerini, acaba olabilir mi fikirlerini tek tek ele aldık.
‘Fikirler ve anlatılanlar çok güzel fakat şehir bir an evvel konuşma ve toplantı modundan çıkıp icraat anlamında hızlı adımlar istiyor. “Sonuçları ne zaman görmeye başlayacağız Sayın Vali” soruma Vali Güzeloğlu şu cevabı verdi: “Haklısınız vatandaş icraat bekliyor fakat biz de su yüzüne çıkacak çalışmaların alt yapısını oturtmaya çalışıyoruz. Kısa vadeli olmaması için köklü ve sağlam olmalı hizmetler. Az sabır Sur yeni yüzüyle bir kaç ay içinde dünyaya merhaba diyecek...’