İlginçtir ki, gazete yazım için aklımda olan ve bugünkü konu olarak düşündüğüm yazıya başlamak üzere bilgisayarımı açtığımda başka bir şeyler kafamı kurcalamaya başladı.
Bir süredir etrafımdakilerin bana aktardıkları ve “bunu mutlaka yazmam gerektiğini” söylemeleri aklıma geldi. Beni tanıyanların bir çoğu, benim yıllarca müzik ve televizyon eleştirileri yazdığımı bilenlerdi. Akıllarına geldiğinde “televizyonla ilgili şunları neden yazmıyorsun?” diye adeta “başımın etini yiyorlar” dersem yanlış olmaz.
Asıl yazmayı düşündüğüm konunun aktüalitesini kaybetmeyecek olması da etkili olunca, bir süredir yazmam telkin edilen o tutkun televizyon izleyicilerinin isteklerini yerine getireyim dedim. Şu meşhur konu, televizyonlarımızın olmazsa olmazları: “Yerli Diziler”di.
Dünyada bir kaç sezon süregelen ve genelde de her bölümü güzel bir konunun işlendiği dizlerdir bunlar. Ve de dünyada adlarını hemen hemen bilmeyen yoktur.
Yeri gelmişken dünyada en önemli ilk on beş diziyi de burada yazmak geldi içimden. Sondan başlayalım:
15. DR. Who, dünyanın en uzun soluklu BBC Dizisi, 1989’a kadar tam 26 yıl devam etmiş.
14. Viking’s,
13. LOST. Türkiye’de hemen hemen tüm sezonları izlenmiş en ünlü yabancı dizi.
12. House,
11. Simpsons. Bir animasyon çizgi film şaheseri.
10. Spartacus,
9. Shameless,
8. The Walking Dead,
7. Supernatural,
6. Friends,
5. Prison Break,
4. How I Met Your Mother; ABD’de çekilmiş bir sit-com dizisidir. Komedi-romantik türünde çekilen dizi tam 9 yıl devam etmiştir. İlk bölümü 2005’de yayınlanan ve 2014 Mart ayına kadar devam süregelen dizi, 22 dakika uzunluğundadır,
3. Breaking Bad,
2. Sherlock,
Ve 1. sırada Game Of Thrones var; Kuzey Krallığının hükümdarı Lord Ned Stark, uzun ve zorlu savaşlardan sonra anayurduna dönüp krallığını bütünlük içerisinde tutmayı başarmıştır.
Sadece bizde değil dünya televizyonlarında da çok önemli bir yeri vardır süreli periyodik dizilerin. Bir dönem yabancı sit-com diziler de bizim televizyonlarımızda çokça boy gösterdi. Şimdi ise; neredeyse yabancı dizi hiç yayınlanmıyor gibi ekranlarımızda. Tamamen yerli dizilere sarıldık kurtarıcı olarak.
Yerli diziler önemli bir sanayiye dönüştü. Ülkemizde bir çok film ve dizi sanatçısı neredeyse bu dizilerden geçimlerini sağlar oldu. Sinemamızda malum bir kaçı dışında sinema filmi de çekilmez oldu. Kısacası sinema sektörümüz yerli dizilerle devam ediyor.
Televizyon yayınlarımızın tam anlamıyla kurtarıcıları oldular yerli dizilerimiz. Sadece yayınlandıkları saatleri doldurmuyorlar bir kaç tekrarları ile çok daha fazla görev üstleniyorlar.
O kadar çok dizi çekiliyor ki tam anlamıyla iş kontrolden çıktı. Acele yazılan senaryolar sonrası çekilen bölümler, birbirleriyle rekabet uğruna aynı saatlerde yayınlanan ve birbirlerini marke eden diziler ve bu arada; son zamanlarda 20-25 bölüm aralığında, nedeni bilinmeyen bir şekilde soluğu kesilip, tası tarağı toplayıp kaçıp gidecekmiş gibi, saçma bir sonla, o bölüme gelinceye kadar olagelen bir çok olayı karanlıkta bırakan, mantık ve kurgu hataları ve eksikleri ile dolu bir final bölümüyle sonlandırılıyor. Ekrandan ansızın gönderilen bu tür diziler iyice göze batmaya başladı. Bu durum televizyon izleyicisinin gözünden kaçmıyor ve en önemli şikayetleri konusu.
Bir saatlik özetleriyle, akşam sekizde başlayıp, gece yarısına kadar lastik gibi uzayan, üçte ikisine yakın bölümü reklam olan bu dizilerin çekilir yanı kalmadı.
Hele, son zamanlarda, dizi son planının, sırf reklam kuşağı yaratma uğruna en az üç kez tekrarlanması tam bir rezalet. Bunun dizi izleyicisini bıktırdığını ne zaman anlayacaklar bilinmez ama, umarım bindikleri dalı kesmiyorlardır.