Papa ile görüşülür: "Neden görüştün?"

Görüşülmez: “Neden görüşmedin?”

Avrupa ile ilişkiler gerilir: “Türkiye yalnız kaldı.”

Ara düzeltilir: “Ne taviz verdin?”

Amerika ile anlaşılır: “Kahrolsun emperyalizm. Türkiye Amerika’nın güdümünde.”

Amerika ile kapışılır: “Yandık, bittik, kül olduk,”

PKK kentlere füze atar: “Niye engel olmadın?”

PKK’ya müdahale edilir: “Siviller ölüyor.”

Barış görüşmeleri yapılır: “Kimleri muhatap alıyorsunuz?”

Yapılmaz: “İç barış sağlanmıyor.”

Barzani ile görüşülür: “Vay efendim niye davet ettin?”

Barzani’ye tavır gösterilir: “İran ile birlik oldun.”

Irak ile tartışılır: “Mezhepçilik bu.”

Tartışılmaz: “Kürtleri boğuyorsunuz.”

DEAŞ’a müdahale edilir: “Ne işin var Suriye’de.”

Edilmez: “Tabii DEAŞ’ı destekliyorsun.”

Dolar yükselir: “Ekonomi kötü.”

Dolar düşer: “İhracat kötü etkilenecek.”

Erken seçim konuşulur: “Tabii, kendi işine öyle geliyor.”

Erken seçim konuşulmaz: “İşte sandıktan kaçıyor.”

Bu listeyi neredeyse sonsuza kadar çoğaltabiliriz. Ve her bir örnek başlıktaki, “Türkiye zor bir ülke” önermemi destekler.

BU NASIL “İYİ İLİŞKİ?”

Almanya’da büyük koalisyon kuruldu. Hristiyan Birlik (CDU/CSU) ile Sosyal Demokrat (SPD)Partileri anlaştı. Hayırlı olsun da sorum şu: Bir koalisyon anlaşmasında neden başka bir ülkenin Avrupa Birliği ile görüşmelerine engel maddesi koyulur ki?

Yazılan bilgilere göre partilerin kabul ettiği anlaşma metninde “Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik sürecinde şu an için yeni bir fasıl açılmasının öngörülmediği” belirtiliyormuş. Hele en bayıldığım da şu, ''Türkiye, Almanya'nın önemli bir müttefiki ve AB'nin çok yönlü ilişkilere sahip olduğu önemli bir komşusudur'' lafı. Ve peşinden eklenen beylik "Türkiye ile iyi ilişkiler içinde olmayı özellikle istiyoruz" sözleri. Hee, “İyi ilişkiler” isteğiniz anlaşılıyor zaten.