Herhalde ABD Başkanı Donald Trump, Amerika'daki Musevi lobisi mensubu birkaç güçlü adamın ve damadı Jared Kushner'in aklına uyup Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan edip, ülkesinin büyükelçiliğini de buraya taşıma talimatı verdiği zaman başına nasıl bir dert aldığının farkında değildi…
Herhalde ABD Başkanı Donald Trump, Amerika’daki Musevi lobisi mensubu birkaç güçlü adamın ve damadı Jared Kushner’in aklına uyup Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan edip, ülkesinin büyükelçiliğini de buraya taşıma talimatı verdiği zaman başına nasıl bir dert aldığının farkında değildi… Şimdi yaşayarak nasıl bir işe bulaştığını görüyor… Pazartesi Mike Pence’nin İsrail’e yapacağı ziyareti iptal etmek zorunda kalması da bunu gösteriyor…
Bazıları ülkemizde ve hatta başka ülkelerde Türkiye’nin önderliğinde Müslüman ülkelerin blok halinde çıkışlarını, Kudüs’ün doğusunu Filistin Devleti’nin başkenti ilan etmelerini, ABD’nin artık Orta Doğu meselesinin çözümü için tarafsız arabuluculuk yapamayacağını, ABD’nin Kudüs kararını BM’ye götürme kararını küçümsemeye çalışabilirler. Ama günün sonunda haklı olanın nasıl bütün bu haksızlıkların üstesinden geleceğini görecekler.
Türkiye Filistin ve Kudüs için liderliği ele aldı ve Osmanlı’nın bıraktığı yerden Arapların bu haklı davasına nasıl sahip çıkılması gerektiğini dosta düşmana açıkça gösterdi.
Ama iş burada bitmiyor. Çetin bir mücadelenin, Orta Doğu’da yeni bir satranç oyununun daha başlarındayız. Bu da hepimizin bu dava konusunda milli birlik ve beraberlik sergilememiz gerektiğini gösteriyor… Yani bu mücadeleyi yalnız Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti vermemeli.
Yani bundan sonra sürekli siyasi olarak atak oynamamız lazım. Lafla işlerin halledilemeyeceğini, tezlerle, hareketlerle İsrail ve ABD’yi zora sokmanın gerekliliği ortada.
ABD ne diyor? İran nükleer silah elde edememeli… Neden? Çünkü Amerikalılar İran’ın nükleer silahları İsrail’e karşı kullanabileceğini, İranlı radikallerin eline böyle silahların geçmemesi gerektiğini savunuyorlar…
İyi de İsrail’in elinde nükleer silahlar olduğunu ve sıkışınca bu silahları kitleleri imha etmek için kullanacağını herkes biliyor. İsrail 1973’te Yom Kipur savaşında yenilirken ABD ve Rusya’ya “Araplar geri çekilmezse nükleer silahlarımı kullanırım” demedi mi?
Peki, bugün Benjamin Netanyahu hükümeti radikal sağcı partilerin desteği ile ayakta… Hatta bunlar koalisyon hükümetinin parçası… Bu adamlar gayet sorumsuzca davranabiliyorlar. Bunların militanları boyna Mescid-i Aksa’yı basmıyorlar mı? Bu tehlikeli fanatikler sürekli Filistin topraklarında yeni yerleşim yerleri kurmuyorlar mı? O zaman bu fanatiklerin sorumsuzca bölge ülkelerine karşı bu nükleer silahları kullanmayacaklarını kim garanti eder?
İşte uluslararası mücadelenin bir parçası da İsrail’in nükleer silahlardan arındırılması olmalıdır… Bunu aklı başında Batılılar da destekler.