Rahip Brunson ABD'ye varır varmaz ayağının tozu ile Beyaz Saray'da Amerikan Başkanı Donald Trump tarafından kabul edildi… Hiç olmazsa Trump, Brunson'u Kuzey Kore'den dönen ABD tutsaklarını karşıladığı gibi havaalanında uçağın kapısında karşılayıp gösteri yapmadı…
Hatta Trump hem attığı Tweetlerde hem de Beyaz Saray’da Brunson’la buluştuğu zaman sürekli Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür etti ve ABD ile Türkiye ilişkilerinin “çok güzel” olacağını tekrarladı, durdu… Ama bir tek falsosu vardı o da arada bir Brunson için “rehine” tabirini kullandı…
Neticede ne şiş yandı ne kebap ve Brunson ceza almasına rağmen serbest kaldı ve Türkiye’den ayrıldı…
Böylelikle Türk-Amerikan ilişkilerini zehirleyen dikenlerden biri ama esasında en küçüğü ortadan kalkmış oldu… Ama daha büyük ve öldürücü dikenler ortada duruyor…
Fetullah Gülen Terör Örgütü (FETÖ) hala ABD’de rahatça faaliyetlerini sürdürüyor, Türkiye ve Erdoğan yönetimi aleyhine algı operasyonlarını kuvvetle yürütüyor ve ABD makamları da bu işe göz yumuyor, hala FETÖ charter okullarına ABD yılda 800 milyon dolara yakın destek veriyor, Fetullah Gülen’de Pennsylvania’daki malikanede ABD’nin sağladığı yüksek güvenlik sayesinde rahat rahat yaşıyor… Buna ABD yönetimi dur demeden, Türkiye’de darbe yapmaya kalkmış insanları Türkiye’ye iade etmeden veya herhangi bir cezai müeyyide uygulamadan bu ilişkilerin bırak çok güzel olması normalleşmesi bile zor değil mi?
ABD’nin PKK uzantıları PYD ve YPG’ye Suriye’de vermeye devam ettiği açık destek ortada dururken, Münbiç’te bile YPG/PYD hendek kazıp şehirde kök salmaya çalışırken ve ABD’de bunlara bu konuda bile yardım etmeye devam ederken ve ABD Kuzeydoğu Suriye’de mini Kürt özerk bölgesi oluştururken ilişkilerin bırak çok güzel olması normalleşmesi bile zor değil mi?
Bunlar en büyük dikenler ama başka dikenler de var. Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi alması, Rusya’nın Türkiye’nin ilk nükleer enerji santralini kuruyor olması, İran’a uygulanan ABD yaptırımları ve bu konuda Washington’un Türkiye’yi tehdit etmesi, hukuk normlarını katledildiği Hakan Atilla davası hepsi birer deve dikeni… Daha nice ufak dikenler de var…
Bu konular çözülmeden Türk-Amerikan ilişkilerinin bırak çok güzel olması normalleşmesi bile zor değil mi?