Okul, parçası olduğu toplumun izlerimi taşır.
Okul, parçası olduğu toplumun izlerimi taşır. Sosyal, politik ve ekonomik hayatın farklı dinamikleri ile etkileşim halindedir. Bu yönleriyle kalkınma temel dinamiğini oluşturur.
38 harfli bir alfabesi bulunan Göktürklerden bu yana Türklerde resmi eğitim uygulandığı düşünülmektedir. Türklerin resmi eğitim uygulamalarının zirvesi ise 15.yydır. Bu dönem Osmanlı'nın sosyal, politik ve ekonomik olarak en etkili olduğu dönemdir.
Cami etrafında kurulu mektep (ilkokul) ve medrese (üniversite)'nin yanında saray okulu olarak bilinen Enderun bu dönemde etkindir. Mektep ve medrese Osmanlı için klasik eğitim kurumları iken Enderun 15.yy da kurulmuştur. Bekâr gayrimüslimleri öğrenci olarak kabul eden Enderun'da ırk veya refah temelli bir seçim yerine fiziksel ve entelektüel kriterler uygulanmıştır. Eğitimin en başarılı olduğu tecrübemizdir.
Medreselerde de ailesinin statüsü yerine liyakata göre öğrenci seçilirdi. Buralarda yetişen talebeler gene liyakat esaslı olarak askeri ve sivil bürokrasi ile dini kurumlara yerleştirilirdi.
16.yyda gerileme dönemine giren devletin 17.yydaki en önemli gündemi reformdu. Buna eğitim de dahildi. Eğitimde reform tartışmaları o günden bugüne kadar da devam etmiştir.
Cumhuriyet’in kurulması sonrası yerli milli aydın sıkıntısı bir ülke inşa etmeyi zorlaştırmış politika, hukuk, ekonomi ve eğitim konularında çare, batılı kurumları ve uygulamaları taklit etmekte bulunmuştur. Kendi kaynaklarımız referans alınmamış ve tepeden inme dönüşüm halkın çoğunluğu tarafından rağbet görmemiştir.
Bu durum Cumhuriyet’in ilk yıllarında Türk eğitim sistemi ile ilgili Bakanlık çağrısıyla rapor hazırlayan Dewey tarafından şu şekilde değerlendirilmiştir; "eğitim halk arasında resmi ideolojinin yayılması için bir yöntem olarak kullanılmıştır. Bu anlayış ve eğitimin bir kontrol vasıtası ve ideolojik alet olarak kullanılması problemlidir."
Dewey'in şahsı ve raporu önemli bir referans olarak ele alınabilir. Global çapta mevcut eğitim sisteminin kurucularındandır. 15 Temmuz 1924'te başladığı çalışmalarını 18 Eylül 1924'te tamamlamış ve iki rapor sunmuştur. Ziyareti sosyal, kültürel ve politik dönüşümün tam ortasında gerçekleşmesi bakımından önemlidir. Ve aslında incelemesi yıl itibariyle Osmanlı'yı da ele aldığından özeldir.
İlerleyen dönemlerde farklı raporlarda hazırlanmıştır. Merak edenler için liste
Kuhne 1925
Buyse 1927
Malche 1932
Kemmerrer group 1933
Parker 1934
Schwartz 1933-1952
bu şekildedir. Hazırlayanlar değişse de bulgular aynıdır.
Büyümeyi kalkınmayla beraber başaramazsak insanımıza sürdürülebilir bir iktisadi ve sosyal hayat sunmak mümkün olmayacaktır. TEOG değişikliği gibi hiçbir zaman bitmeyecek hissi uyandıran eğitimde reform sürecini artık tamamlamalıyız.
Köklü değişiklikler ihtiyacı doğurmayacak, layıkıyla fonksiyon gören bir eğitim sistemi geliştirmemiz elzemdir.