Günümüzde birçok dış oluşumun etkisinde olmasına karşın, yaşam biçimimizi istediği gibi yöneten teknoloji, üzerimizdeki bir örtü gibidir ve tüm yanlış kullanılmasıyla neredeyse nefes alamaz durumdayız.
Günümüzde birçok dış oluşumun etkisinde olmasına karşın, yaşam biçimimizi istediği gibi yöneten teknoloji, üzerimizdeki bir örtü gibidir ve tüm yanlış kullanılmasıyla neredeyse nefes alamaz durumdayız. Hızla gelişen va adına “İletişim Çağı” dediğimiz yeni yüzyılda neredeyse çeyrek asırlık süreyi tamamlamak üzereyiz. Ama, teknolojinin bize bahşettiği nimetleri hoyratça hatta sorumsuzca harcamaya devam ediyor. Teknolojinin bize bahşettiği tüm iletişim araçlarını olabildiğince yanlış kullanan, üzerinde bizden daha kötü uygulamalar yapan bir başka ülke daha yoktur diye düşünüyorum.
Teknoloji sayesinde dünya o kadar küçüldü ki çok uzak diyarlarda olanları anlık iletişimlerle çok kısa sürede duyabiliyoruz, yaşamlarını ve yaşayanların neler yaptıklarını, teknolojiyi nasıl kullandıklarını öğrenebiliyoruz, onlarla aynı anda görebiliyoruz.
İşte yıllardır çok büyük olarak bildiğimiz dünyayı, çok yakınımızda, yanı başımızda buluverdik.. Geçen yüzyılın ikinci yarısının ortalarına doğru bir mucize gibi uzaktan izlemek durumunda olduğumuz, hayal ettiğimiz internete kısa sürede kavuşmamız, adapte olabilmemiz çok da zor olmadı. Konvansiyonel medyamız bilgisayarın sağladığı hizmet kolaylığını ve olanaklarını aldı, hızla kullanmaya başladı. Yazılı medyamızın hemen ardından var olan televizyon yayınlarımız teknolojik olarak hızla gelişti. Renkli yayınlar ve bu televizyon sayılarının arttığı dönem en fazla on beş yıldı. Bu süreçte iletişimimiz sistemimiz hızla yapı değiştirdi.
Bu hız, 2000’li yılların başında daha da kendini hissettirmeye başladı. Çoğalan renkli televizyon yayınları, iletişimin en kolay yolunun önünü açıverdi. İyice yayılmaya başlayan ömür törpüsü internet yayınları kısa sürede konvansiyonel medyanın elektronik, dijital medyaya dönüşmesine, medyadaki elektronik iletişimin hızla yayılmasına neden oldu. Bu hızlı değişim süreci elektronik iletişimin alt yapısını oluşturan iletişim taşıyıcı cihazların çoğalmasına neden oldu. Bu çok hızlı ve internetin kullanımını ve yayılmasını sağlayan teknolojik cihazların egemenliğindeki teslimiyete yol açtı. O, fark edilemeyen veya göz göre göre engellenmeyen bu hızlı teknolojik gelişmelerden gözden kaçırılan, kısa sürede öne çıkabilecek, kontrol dışı, hoyratça kullanım uygulamalarının toplumsal zararlara yol açabileceğiydi. Bunun, özellikle kullanıcıların sosyal ağırlığının yükleniciliğini taşıyan orta sınıftı. Özellikle genç kesimin, iyi, kolay ve eğlenceli bir teknik olanak gibi kabullenebildikleri cep telefonlarını kullanmalarının hızla yaygınlaşmasına neden oldu. Cep telefonlarının sağladı duygusuz iletişim iyice kontrolden çıktı.
Hızla gelişen iletişim ve bilgi teknolojilerinin hızına ayak uydurabilme telaşı, özellikle yazılı ve görüntülü, dijital medyada bazı hatalara neden olmaya, amacının dışına taşınan yanlış uygulamalara, acımasızca sürdürülen haksız rekabetin yarattığı olumsuzluklar da eklenince baskı yaratan bir iletişim kirliliği oluşmaya başladı.
Buna, son on yılın ortaya çıkardığı ve adına Sosyal Medya denilen daha çok masa başı eğlence haberciliğinin kaynağı olan internet platformu da eklenince iş iyice çığırından çıktı.
İnternet ve dijital yayıncılıkta kontrolsüz ve hızlı gelişme iletişim kirliliğinin yanı sıra medyanın en önemli ortamı olan kaynağı belirsiz haber tüketimini de hızla artmasına yol açtı.
Kaynaklardan yeterince haber üretilemediği gibi var olan kaynaklar da olumlu kullanılamadı.
Canlı haber neredeyse yok denecek kadar azaldı.
Bu yanlış habercilik anlayışı toplumun sosyal yaşamına, en çok etkilendiği iletişim aracı olan televizyonların ve özellikle de sosyal medya ve son zamanlarda adına Yeni Medya dediğimiz iletişim platformları, akıllı telefonlar dediğimiz cep telefonlar vasıtası ile tüm topluma ulaşılmaya başlayınca iletişim kirliliğinde olanlar oldu.
Sosyal Medya’nın tam olarak esiri olmuş duruma gelindi. Ulusal ve yerel televizyonların sayıları ve yayın politikalarını göz önüne getirdiğimizde ne kadar esir olduğumuzu rahatlıkla anlayabiliriz.
Aileniz, öğretmenleriniz, yöneticileriniz, liderler, ünlüler yaşam standartlarınızı, yaşama bakışınızı belirlemede size ilk örnek olanlardı.
Şimdi, günümüzdeki tüm kitle iletişim araçları bu görevi üstlenmiş durumdalar.
Bir başka deyişle; doğru ile yanlışı ayırt etmeyi öğrenirken bir yandan da, iyilikten ve doğruluktan ayrıldığınızda, doğru olanı yapmaktan kaçındığınızda, bir bedel, hem de çok ağır bir bedel ödemeniz gerektiğini görebilirsiniz.
Bu konuda söylenecek, yazacak o kadar çok şey var ki.
Gelecek yazılarımızda devam edeceğiz.