Yakın zamanda gazetelere yansıyan bir haber dikkatimi çekti. Haberin içeriği böyle demiyor isede editör arkadaş "En havalı anlaşma" diye başlık atmış. Ortada henüz bir anlaşma yok. Ama, Avrupa Birliği'nin havacılık konusunda bir anlaşma yapmak istemesi gerçekten havalı bir iş mi olacaktır, işte asıl merak ettiğim budur.
Yakın zamanda gazetelere yansıyan bir haber dikkatimi çekti. Haberin içeriği böyle demiyor isede editör arkadaş "En havalı anlaşma" diye başlık atmış. Ortada henüz bir anlaşma yok. Ama, Avrupa Birliği'nin havacılık konusunda bir anlaşma yapmak istemesi gerçekten havalı bir iş mi olacaktır, işte asıl merak ettiğim budur. Bu konuya girmeden önce havacılıkta AB'nin yeri nedir, kim kimdir buna bir göz atmak lazım.
Dünyada hiç bir devlet yoktur ki,havacılıkta bağımsız hareket etsin. Sınır aşan bir sektör olarak, başkalarıyla her zaman işbirliği yapmak zorundasınız. Sektöre yukarıdan bakarsak, ilk olarak önemli havayolu şirketlerinin üye olduğu IATA(International Air Transport Association) adındaki Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği'ni görürüz. Sonrasında, Birleşmiş Milletler'e bağlı olan ICAO (International Cıvıl Aviation Organization) kısa adıyla Uluslarası Sivil Havacılık Teşkilatı'nı havacılıkta kuralları koyan, denetleyen ve yaptırım uygulayan en üst otorite olarak tanımlayabiliriz.
Bölgesel anlamda devletlerin sivil havacılık otoriteleri arasında FAA (Federal Aviation Administration) olarak tanınan Amerikan Sivil Havacılık Teşkilatı diğer adıyla Federal Havacılık Kurulu'nun sözü kuraldır. Her devletin flag carrier diye tanımlanan bayrak taşıyıcı milli havayolu şirketlerinin ABD'ye uçmak en büyük hedefi olduğundan FAA önem arz eder.
Avrupa'da ise, önceleri kısa adı JAA (Joint Aviation Administration) Ortak Havacılık Otoriteleri Birliği söz sahibi kurumdu. 2010 yılından sonra, AB'ye üye ülkeler sivil havacılıkta işbirliği yapmak ve kural koyucu tek kurumu hayata geçirmek için kısa adı EASA (European Aviation Safety Agency) olan Avrupa Havacılık Emniyet Ajansı'nı devreye soktular. EASA, Avrupa Hava Sahasının uçuş güvenliğinden sorumlu tek kuruluştur.
Yine aynı şekilde ECAC (European Cıvıl Aviation Conference) diye bilinen Avrupa Sivil Havacılık Konferansı da havacılıkta söz sahibi kuruluştur. Şimdi kafanızı karıştıran bu uzun isimli kuruluşların üst aklı Avrupa Birliği'dır. Bizi 53 yıldır kapıda bekleten "postun kıllarını saydıran" bu adamlara ne oldu da bizimle sadece havacılıkta masaya oturmak istiyorlar. Hemen havaya girmeyelim çünkü bu davet sadece bize değil. Avrupa kıtasıyla hiç alakası olmayan ASEAN (Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği) Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri de masaya davet edilmiş. AB'ye göre bu anlaşma bize 5 Milyar Euro'luk kaynak oluşturacakmış. Bunların hepsi hikaye. Bizim havadaki gücümüzün önlenemeyen yükselişi onları böyle bir karar almaya itmiştir.
Coğrafi konumumuz, siyasi gücümüz, ekonomik büyüme trendimiz, var olanlar ve yeni yapılacak havalimanlarımız , THY'nın gücü ve büyümesi, özel şirketlerin gayretleri, bakım merkezlerimiz, yer hizmeti kuruluşlarımız, havalimanı yapım ve işletim kuruluşlarımızın dünya çapındaki başarılarından ciddi olarak korkar oldular.
Onlar "Gel anlaşalım" diyorlarsa, biz çok iyi bir noktadayız demektir. Bu da bizim fiilen AB'ye girdiğimizin bir göstergesidir. Ülkemizin hakkını ve hukukunu bu masalarda en iyi şekilde arayacak bürokrat ve diplomatlarımız vardır. Bu arada, uluslararası havacılık kuruluşlarına aklı, zekası ve bilgi birikimi ile seçilenler neyin ne olduğunu iyi bilirler. Kazanacak isek anlaşalım, gerisi onların olsun.
İyi uçuşlar Türkiye'm...