2021'in bu ilk yazısında biz de; dün, dünle beraber gitti, bugün yepyeni bir gün, yeni şeyler söylemek lazım diyerek başlayalım hayırlısıyla.
"Her gün bir yerden göçmek ne iyi/ Her gün bir yere konmak ne güzel/ Bulanmadan, donmadan akmak, ne hoş!/ Dünle beraber gitti cancağızım/ Ne kadar söz varsa düne ait/ Şimdi yeni şeyler söylemek lazım... " diyor Mevlânâ.
2021’in bu ilk yazısında biz de; dün, dünle beraber gitti, bugün yepyeni bir gün, yeni şeyler söylemek lazım diyerek başlayalım hayırlısıyla.
Önce geçen senenin son yazısından kalan bir özür ve düzeltme borcumuz var hem TFF’ye hem de okurlarımıza. Geçen hafta çarşamba günü yayınlanan yazımızda, yayıncı kuruluşla yeni dönem sözleşmesinin imzalanmadığını ve ödemelerin de “seneye” kaldığından bahisle yazımızı çatmıştık. Gazetemizin baskıya girdiği salı akşamüzeri saatlerinde TFF bir açıklama yaparak anlaşmanın imzalandığını ve ilk taksitin kulüplerin hesabına havale edildiğini müjdeledi, böylece yazımızla birlikte buz gibi off-side’a yakalanmış olduk. Yazımızın ana fikrinde zikrettiğimiz hususlardaki çekincelerimiz saklı kalmak üzere; düzeltir, özür dileriz.
Yeni yılın ilk günü ise bize “sene yeni, sözler eski” başlığını attıran bir haber duyuldu. TFF Başkanı Nihat Bey: “Mart ayı sonu itibarıyla seyircili maçlara başlamayı düşünüyoruz” deyiverdi. Başkan yılbaşı tatilini geçirdiği Bodrum’da 2. Lig Kırmızı Grup takımlarından Bodrumspor’a yaptığı ziyaret sırasında yaptığı genel değerlendirme konuşmasında 2020 yılı Mayıs ayından bu yana tekrar edegeldiği üzere maçlara seyirci alınmasından dem vurmuş ve tarih vererek bu yılın Mart ayı sonlarını işaret etmiş.
Şaşırdık mı ? – Hayır ! Çünkü; Nihat Başkan, Kovid 19 pandemisi dolayısıyla Bilim Kurulu’nun talimatıyla liglere ara verildiğinden bu yana ne zaman mikrofon uzatılsa hep seyircili maç oynanması fikrinde ısrar ediyor. Vaka sayısının iki milyon 250 binlere, vefat sayısının 22 binlere dayandığı günümüz Türkiye’sinde durumun vehâmetinin mart sonuna kadar geçeceği zannıyla seyircili maç düşünmek olsa olsa Polyanna iyimserliği olabilir.
Başkan, Mayıs 2020’de “maçlarımızı tahminen seyirli oynayacağız” demişti. Haziran 2020’de “son 3 haftayı seyircili oynamayı düşünüyoruz” diye hedef göstermişti. Arada lig tamamlandı, İBFK Başakşehir şampiyon oldu. Ağustos 2020’de yeni sezon açılırken “1 Ekim’den itibaren tüm maçlarda yüzde 30 kapasiteyle seyirci almak istiyoruz” dedi. (Bu arada Loca’lara seyirci alınan mutlu-mesut birkaç hafta geçirmedik değil.) Ekim 2020’de “statlardaki seyirci sayısının kademeli olarak artırılacağını” belirtti. Kasım 2020’de “tribünlerin yüzde 30’una yakın kısmına seyirci alarak devam etmeyi düşündüklerini” söyledi. 2020 yılının sonuna geldiğimizde başkan eski görüşlerinde ısrar ederek “inşallah önümüzdeki aylarda seyirci özlemimiz sona erecek” dedi. Veee geldiğimiz noktada yeni yılın ilk günü Bodrum’dan bombayı patlatıverdi. “Mart sonu seyircili maçlara başlamayı planlıyoruz” diyerek noktayı koydu.
Bir taraftan Başkan tutarlı görünmekle beraber diğer taraftan hatada ısrar ediyor durumu da söz konusu.
Bilim Kurulu ve fedakâr sağlık çalışanlarımız canhıraş vaziyette salgını azaltmak, ölüm sayılarını düşürmek ve bulaş yollarını sınırlamak için çırpınırken, ne oluyor ve nasıl olacak da tribünlere seyirci alma riskini düşünebiliyoruz? Hem de virüs ikinci, üçüncü mutasyon evresine geçmişken.
Umalım ve dileyelim ki; hem memleketimizde geliştirilen aşılar, hem de Sinovac, BionTech, Astra Zeneca, Moderna ne kadar aşı varsa bu işe bir çare olsun ve insanlarımız artık bu virüsten dolayı daha fazla ölmesin.
Hepimize sağlık ve afiyet dileklerimizle,