Kişileri evliliği hakkında biraz anlar, biraz bilir, biraz okuma yapabilirim.

Evlilikler konusunda ahkam kesebilirim.

Kişileri evliliği hakkında biraz anlar, biraz bilir, biraz okuma yapabilirim.

Kötü ve olumsuz anlatmak istemem.

Aslında anlarım, ama anlatmak istemem.

Ve fakat dayanamadım.

Bu defa anladığımı yazacağım.

Oyuncu Mehmet bey ve oyuncu eşi Arzum hanım 29 sene sonra boşanıyorlar.

Arzum hanım açıklama yapmış;

Ne psikolojik ne de fiziksel şiddet var, boşanmayı Mehmet istedi, ben de kararına saygı duydum.

Boşanma nedeni beni gerçekten hiç ilgilendirmez ama, bu açıklama ilgilendirir.

Yani.

Aranızda hiç sorun yok, ama Mehmet istedi, ben kabul ettim boşanıyoruz diye açıklama olur mu?

Sebepsiz boşanma olur mu?

Olursa daha feci değil mi?

Bence sebebi ne olursa olsun bir sebep olmalı.

Yani, bir gün kocan eve geliyor ve ben boşanmak istiyorum diyor.

Kadın.

Pardon da ne oldu da bu kararı aldın demiyor.

Ve o kadar sessiz.

Ve orada her şeyi kabul eder hali var ki, peki diyor.

Üstelik saygı ile karşılıyor ve kabul ediyor.

Ne kadar nazik ne kadar tatlı ve ne kadar saygın kadınlar var.

29 sene sonra, benim hiç haberim yok, eşim sebepsiz bir ayrılık kararı ile karşıma geliyor.

Dönüyorum, sebebi nedir, cevabı yok.

Ve ben saygı ile karşılıyorum.

Ona derim ki, bir sebebi mutlaka olmalı, sebep yoksa, canın öyle istedi, sebebi bu anlarım.

Ve bu aslında çok garip, değil mi?

Senden artık canım sıkılıyor diyebilir, seni artık beğenmiyorum diyebilir, hayatıma biri girdi diyebilir, ben teknede 6 aydan daha fazla denizlerde yalnız kalmak istiyorum diyebilir.

Ama sebepsiz olmaz.

Şöyle olabilir mi?

Kadın bu evliliğin ne duruma geldiğin anlıyor, uzun zamandır bitme sürecinde olduğunu biliyor, anlıyor ama anlamamazlıktan geliyor.

Bazen kadınlar böyle yapar.

Bilmiyormuş gibi yapar.

Adamı da zor durumda bırakır.

Kadın evliliğinden gitmek istemiyor ise.

Bunu anlarım.

İnsanlar şimdi bu boşanma haberini daha çok kurcalarlar.

Seneler önce gazeteci arkadaşım Tuluhan bu evli dünya tatlısı çiftin, evine röportaja gitmişti.

Uzun evlilik içinde kalan başaran mutlu çiftlerle "biz ikimiz" başlığı altında röportaj dizisi yapıyordu.

Ve seneler önce bana söyle anlatmıştı.

Funda;

Sorduğum her soruyu Mehmet bey cevaplıyor, kadını hiç konuşturmuyor.

"Kadına soruyorum, bakın aslında diye başlayarak adam cevap veriyor" demişti.

Anladım ki! Evde adam çok baskın ve anladım ki, o kadın o evde sehpanın üzerindeki vazonun yerini değiştiremez, demişti.

Çok şaşırmıştım.

O günden sonra, o şahane ses tonunu hep tereddütle dinledim.

Hülya Avşar'ın televizyon programında;

Mehmet bey, muhteşem, ses tonunuz ile;

Demiştiniz ki;

Hiçbir kadın geleceğini, bir adamın vicdanına, aşkına, günün sonunda kararına ve yanılgısına bırakamaz.

Haklısınız Mehmet bey.

29 sene sonra, sıcacık gülümseyen ve sizin ayrılık sebebinizi bilmeyen eşinizden, ayrılma kararı aldınız.

Elbette kimse karışamaz.

Ve haklısınız Mehmet bey.

Çok uzun seneler sonra, sebebini bilmeyen bir kadın kendini nasıl toparlar bilmiyorum ama.

Yanılgı.

Vicdan.

Aşk.

Kararınız.

Sizin cümlenizde can buldu.

Funda'nın aklındakiler!

... İzmir'de 27 yaşında evli, 2 çocuk babası taksi şoförü 15 yaşında lise öğrencisi genç kızı taciz ediyor.

Küçücük kıza ormanda cinsel istismar da bulunuyor.

Adam ifade veriyor;

'Yaşının küçük olduğunu bilmiyordum, kendi isteği ile ormana gittik".

Kız ifade veriyor;

"Olay günü sabah yolda yürürken, taksi şoförü yanıma yaklaştı, istediğin yere götüreyim seni diye teklif etti. Ben de kabul ettim, aracına bindim, beni Buca'daki ormanlık alana götürdü ve saldırdı”.

Kız nasıl oluyorsa, anlamak zor ama, neyse 27 yaşında adamın dalgınlığı oluyor, ondan istifade ediyor ve kaçıyor.

Ve polise gidip şikayet ediyor.

Polis zanlıyı tutukluyor.

İddianame hazırlanıyor ve "çocuğunun cinsel istismarı" suçundan 16 yıl hapis cezası isteniyor.

Adam 2 çocuklu baba yani ve karısı var evli ve açıklamasına bak, utanmaz sapık.

15 yaşındaki kız, bal gibi küçücük 15 yaşındadır.

Kıza gelince, tanımadığın biri arabadan sesleniyor ve seni istediğin yere götüreyim diyor.

Sen de peki diye biniyorsun.

Yahu.

3 yaşında çocuğa, sana yabancı biri dokunursa avazın çıktığı kadar bağır diye öğretiyorlar.

Allah'ım hem akıl fikir, hem ahlak ver.

Funda'nın aklındakiler!

…Çok zor dönemden geçiyoruz.

Ekonomik olarak, böylesine dar boğazdan geçilen bir dönem hiç görmedim.

Her şey çok pahalı.

Cepte para yok.

Sofra da et yok.

Kavanozlar da kuruyemiş yok.

Valla evde kimse börek bile yapamaz oldu.

1 adet yufka 9 TL olmuş.

Ünlüler, ünlülerin eşleri, şarkıcılar, gardıroplarını açıyor.

En pahalı çantalarını, ayakkabılarını kat kat elbiselerini paylaşıyorlar.

Bir çantanın fiyatı, asgari ücretle çalışan biri için, 10 sene çalışsa yemeden içmeden biriktirseydim yine de alamayacağı pahalılıkta.

Eh...

Öyle sırıta sırıta paylaşırsan, o postun altına insanlar aklına ne gelirse, ısıra ısıra yazarlar.

Bir de dayısınız maşallah.

"Herkes önündeki tabağa baksın" diye cevap mı olur.

Bakmazlar tatlım.

Kusura bakmayın ama, kendi tabağı boş olan insanlar, her gün tabağını gösteren, gösteriş yapan, insanların tabağına bakar ve bir şey derler.

Evet senin harcamalarından kime ne.

Ama neden, hep tabağınızı gösteriyorsunuz.

Ayıp değil mi?

Günah değil mi?