Hikaye şöyle;

Hintli bir bilgeye soruyorlar, uzun yıllardır evlisiniz karınızı nasıl bilirsiniz.

"Dün iyiydi, bügün de iyi, ama yarın nasıl biri olacak bilemem" demiş.

Ömrümde duyduğum en doğru cümle.

Hayat ve insan ilişkileri ne kadar büyük karmaşa içine düştü, hepimiz farkındayız değil mi?

Ben açıkçası gelecekteki insan ilişkilerinden çok endişe duyuyorum.

Hatta korkuyorum diyebilirim.

Bir bakın etrafınıza.

Kimse kimseyi, gerçek anlamda sevmiyor.

Kimse kimseye, gerçek anlamda merhamet etmiyorlar.

Kimse kimseye, gerçek anlamda güvenmiyor.

Kimse kimsenin, iyiliğini istemiyor.

Söyleyin Allah aşkına tam olarak güvendiğiniz kaç insan var hayatınızda.

Tanışıyorlar, aşk içinde, yaşayacakları zamana onca emek vererek evleniyorlar.

Ya maddi manevi emekler ve çabalar onlara ne diyelim.

Ya geleceğe beraber taşıyacakları umutları.

Ya ailelerin hayalleri.

Eh, bozuşmaya gör, işler yolunda gitmesin o zaman bir bakalım.

Kadın adamın ciğeri dahil bana versin diye savaş açıyor.

Hatta o da kesmiyor, 25 yıllık kocasına rahat rahat iftira atıyor.

E hani öpüştüğün, seviştiğin koynunda uyuduğun, iyi günde kötü günde diye yemin ettiğin adama ne oldu.

Sen onun amansız ve azılı düşmanı oldun.

Peki.

Erkekler ne yapıyor, kadın ile ilişkisinin eskidiğini düşünerek yeni ilişkilere yelken açıyor.

Kadını beğenmiyor, kendine bakmıyor diyor, kilo aldın diyor, memelerin sarktı diyor.

Sistematik kadını aşağılıyor.

Adam ben gideceğim diyor 

Kadın gidemezsin diyor.

Gidersen çok para ödeyeceksin diyor.

Adam ödemem diyor, kadının azılı ve amansız düşmanı oluyor.

Gazete haberlerinde, televizyon kanallarında, hatta etrafımızda ne hikayeler duyuyoruz değil mi?

Kimse kimseyi tanımıyor.

Ya da tanıyamıyor.

Ne kadar doğru değil mi, dün tanıdın, bugün tanıdın, acaba yarın nasıl biri ve tanımıyorsun.

Ne zaman ki, çok kötü oluyorsun, işte tam orada ve o zaman, o kim tanıyorsun.

Ya da o seni tanıyor.

Öyle bir şey oluyor ki, tanıdığını sandığın o insanı orada tanıyorsun.

İnsan karısını ve kocasını tanıyamıyor diyelim.

Peki

İnsan çocuğunu tanıyabilir mi?

İnsan kardeşini tanıyor mu?

O zaman.

Madem ki.

Hiç kimse, kimseyi tamam olarak tanıyamaz dünyasında yaşıyoruz 

Ve yaşamak zorundayız.

Bu yarını belli olmayan insanlarla, güven içinde nasıl yaşayacağız.

Ya da bu psikoloji ile, kendimizi yarına sağlam olarak nasıl taşıyacağız.

Herkese sormak isterim.

Evinde, senin için bir yatağı, 1 dilim ekmeği olan kaç dostunuz var.

İhtiyacın var, zordasın ve bana 1000 TL borç verir misin diyeceğiniz kaç dostunuz var.

Dedin diyelim.

Karşılığı var mı?

Hayat, sanki içinde bir karış su olan leğen gibi.

Debelen dur.

Kalbin.

Sıcak bir avuç içi, sırtını sıvazlayan sağlam bir el bulduysa sıkı sıkı sarıl.

Merhametini kucaklayan, merhametli insanların varsa sıkı sıkı sarıl.

Sadece bugünlük.

Bakın.

Yarın belli olmazmış.