Eskiden ne güzel sadece yedek işgücü ordusu vardı.
İşgücü talebi sermaye birikimine orantılı olarak artmadığından dolayı gelişen teknoloji ile beraber yığınlar işsiz kalıyordu. Kapitalist de arzı çok olan mal ucuz olur basit hesabı ile, emekçiye daha az ücret ödeyerek onu sömürüyordu. Şimdi bir de bu yedek işgücü ordusuna robotlar ve otomasyon eklendi. Artık çalışanın işini tehdit eden sadece yedek işgücü ordusunun nefes alan bireyleri değildi. Bu orduya nefes almayan neferler de eklenmişti.
Tarih okumayı çok sevmekle beraber saraylardan çıkmayan birisi de değilim. Elbette herkes kadar gerek eski hükümdarlarımızın saraylarını, gerekse de yurtdışında diğer ulusların hükümdarlarının saraylarını gezmişliğim vardır. Bütün o azametin ve sanatın içerisinde, ısıtılması son derece zor odalar, olmayan elektrik, olmayan iletişim yaşadıkları hayatların zorlukları hakkında beni düşündürür. Hele eski hükümdarların banyolarını gördüğünüzde, ülkeler fetheden bir adam için üzülmekten kendinizi alamazsınız. Bugün o hükümdar dünyadaki en ortalama eve gidebilseydi, soracağı ilk soru muhtemelen hükümdar ben miyim, sen misin olurdu.
Sözün özü, teknoloji gelişti. Artan nüfusa rağmen gelişen ve adapte edilen teknoloji ile beraber insanlığın geçmişe göre nereye vardığını anlamak için yukarıda bahsettiğim hükümdar saraylarına bakmak kafi. İstatistiklerle boğmak istemem. Ancak incelenirse görülecektir ki eski dönemlere ilişkin emekçilerin belirli bir zaman dilimi içerisinde emek olarak harcadıkları saat karşılığı elde ettikleri konfor ile, bugün çalışılan saat ve elde edilen konfor mukayese bile edilemez.
Haliyle teknoloji, işsiz yığınlar yaratıp da kitleleri açlık sınırında çalışmaya zorlarken, birilerini ekonominin kralları yapmadı. O kadar verimli ki, kitleler daha az çalışarak daha fazla konfora ulaşmalarına rağmen, ekonominin kralları hiç olmadıkları kadar mevcut ve güçlü! Ve belki de asıl dikkat edilmesi gereken husus da bu. 1810’larda İngiltere’de ortaya çıkıp tekstil makinelerini yakan teknoloji karşıtı emekçi Ludditler gibi, küresel hakimler de entersan bir biçimde robotların işlerimizi elimizden alacağını vurgulayıp duruyorlar. Hatta Bill Gates’e bakarsanız, robotlar insanların işlerini ellerinden alıyor diye robotlara vergi uygulanmalı! Ne kadar da insanca bir bakış açısı! İnsan duygulanıyor.
Hakikatte ise, M.Ö. 10.000 sularında, bizim topraklarımızda tarım yapmaya başlayan insanlık, on iki bin yıldır teknoloji geliştirip işgücünü teknoloji ile değiştirerek yeni işler için daha fazla boş zaman yaratıyor. Evet, belki ilk tekerlek devreye girdiğinde şefin arabasını taşıyan adam sayısı dörtten, atı idare edecek bir adama düşüyor. Ancak, at arabası kullanma becerisi geliştiren o tek adam verimliliğini arttırarak şeften daha fazla midye alıyor. Fazla midyelerle harcamalarını arttıran arabacı, kendi arabasını yaptırmak istediğinde yarattığı taleple, işsiz kalan şef taşıyıcılardan bir tanesinin tekerlek yapma becerisini teşvik ederek yeni iş sahalarının önünü açıyor.
On iki bin yıldır süren teknoloji tarihimizde olan hep bu. Teknolojik gelişim, başta geçici bir işsizilik yaratsa da, orta ve uzun vadede teknolojiyi kullanan işgücünün verimini arttırması sayesinde işgücünün kardan aldığı payını arttırırken, yeni işler ortaya çıkarmış.
Piyasa karar vericileri ise aslında bu mevcut teknolojik gelişim sürecinin peşinde koşmuyor. Robotlaştırma halen pahalı bir iş. Ayrıca bu kararı verebilmek için de belirli bir entellektüel birikim ve vizyon gerekiyor. Yani teknoloji var ancak görünen o ki sermaye sahipleri bu teknolojilerin önünü açarak, 12000 yıldır olduğu gibi, orta vadede servetin topluma yayılmasını tercih etmiyor. Bunun yerine, teknolojiye vergi koymak gibi Luddist bakış açılarıyla mevcut hüküranlıklarını olduğu gibi devam ettirmeyi yeğliyorlar. Tarihsel deneyimimizle çelişecek bir biçimde, robotlaşma sürecini çalışanların reel maaşlarında baskı oluşturacak, yedek işgücü ordusunun nefes almayan bireyleri olarak kullanmayı tercih ediyorlar.
Teknoloji gelişiyor dediğimiz aslında ellerimizdeki oyuncak telefonlar ve ekrandan sipariş verince eve gelen döner. Oysa bunun çok daha fazlası için altyapı mevcut. Daha güzel bir gelecek için bugünden başlayarak daha fazla otomasyona, daha fazla robota, daha fazla çalışmaya gerek var.