Son iki yılda sadece Diyarbakır'da ele geçen esrarın piyasa değeri: En az 33 milyar dolar!

Avrupa piyasa fiyatı bunun en az 3-4 katı.

AKIL ALMAZ RAKAMLAR!

PKK ve yancılarının MİLYAR DOLARLARI ve ESRARIN ESRARI!

DİYARBAKIR’DA son iki yılda gerçekleştirilen narkoterör operasyonlarında piyasa değeri en az 33 MİLYAR DOLAR olan KUBAR-TOZ ESRAR VE KÖK KENEVİR ELE GEÇİRİLDİ!

Bu aynı zamanda kaşı karşıya kalınan tehdidin büyüklüğünü de ortaya koyuyor.

2016 ve 2017 yıllarında sadece Diyarbakır’da uyuşturucu ile yapılan mücadelede ortaya çıkan veriler, güvenlik kuvvetleri adına büyük bir başarıyı ortaya koyuyor.

Bununla birlikte DEHŞET VERİCİ BİR BİLANÇO var.

TOZ VE KUBAR ESRARIN PIYASADAKI KARŞILIĞI:

2016 yılı Jandarma : 39.426 kilosu kubar, 25.227 kilosu toz olmak üzere: 64.653 kilo ESRAR...

2016 yılı Polis : 16.284 kilosu kubar, 2.910 kilosu toz olmak üzere: 19.194 kilo ESRAR...

2017 yılı Jandarma : 25.745 kilosu kubar, 66.426 kilosu toz olmak üzere: 92.171 kilo ESRAR...

2017 yılı Polis : 20.720 kilosu kubar, 4.922 kilosu toz olmaz üzere: 25.642 kilo ESRAR...

Bu durumda: 2016 ve 2017 yılında ele geçirilen TOPLAM ESRAR MADDESİ tam: 201.660 kilo!

Verilerin oluştuğu 10.12.2017 sonrası 22 Aralık 2017’de Lice ve Kocaköy’de yapılan narkoterör operasyonunda ele geçen ve piyasa değeri yaklaşık; 12.5 milyon TL olan 836,46 kg toz ve kubar esrar, bu verilere dahil değil. Dahil edildiğinde toplam: 202.496 Kg. (202,5 ton) oluyor.

Peki bütün bu rakamlar neyi ifade ediyor?

Türkiye’deki uyuşturucu piyasasında ESRARIN KİLOSU ortalama 15.000 TL. (yak: 4.000 USD)

Bu halde ele geçen kubar ve toz esrarın piyasa değeri 809.984.000 (806.640.000) USD (Yaklaşık: 810 milyon dolar)

Korkunç değil mi?

Ama durun!

Asıl korkunç olan rakam bu değil.

ASIL KORKUNÇ RAKAMLAR KÖK KENEVIR DE!

2016 yılı Jandarma : 72.647.778 kök kenevir... (Yak: 72,5 milyon kök)

2016 yılı Polis : 1.013.820 kök kenevir... (Yak: 1 milyon kök)

2017 yılı Jandarma : 7.564.778 kök kenevir... (Yak: 7,5 milyon kök)

2017 yılı Polis : 207.485 kök kenevir... (Yak: 0.25 milyon kök) ele geçirdi.

Bu durumda: 2016 ve 2017 yılında ele geçirilen KÖK KENEVİR TAM: 81.433.861 adet. (81,5 milyon kök)

Bunu nasıl yorumlamamız gerekiyor?

1- Doğru toprak, doğru iklim, doğru ekim, doğru sulama, doğru ışık, doğru bitki eğitimi ve doğru beslemeyle saksıcılar (evde gizlice ekim yapanlar) KÖK BAŞINA 500 gram ESRAR elde edebiliyor.

2- Arazi ekimi yapanların da kök başına bu gramaja ulaşmaları teorik olarak mümkün. Ancak bunun olabilmesi için her biri kökün 2-2,5 metreye ulaşması gerekiyor. Bu da mevcut koşullarda (kanundışılık-gizlilik kuralları-hız kesmeyen operasyonlar nedeniyle erken hasat) pek mümkün olmuyor. PKK ve yancıları ‘bunlara bağlı olarak’ Dünyaca meşhur (!) Hani-Lice-Kulp-Hazro-Kocaköy havzası ESRARINI kök başına 200 gramı hedefleyerek ekiyor.

3- Uyuşturucu ile mücadele eden birimlerimiz de PKK ve yancılarının PRATİKTE KÖK BAŞINA; 200 gram civarında kubar yada toz esrar elde etmeyi amaçladıklarını teyit ediyorlar. Ancak yapılan operasyonların etkinliği-üzerlerindeki baskı-gizlilik ve bazı riskler nedeniyle bunun 100-150 gram seviyesinde gerçekleştiğini ifade ediyorlar.

Bütün bu kriterler eşliğinde “çok ihtiyatlı davranıp” hesaplamaları kök başına minimum üretim değerlerinden, yani 100 gram’dan yapacağız.

Buna göre:

2016 ve 2017 yıllarında ele geçirilen 81.433.861 adet (Yak: 81.5 milyon) kök kenevir PKK, türev ve yandaşları ile uyuşturucu baronlarına kalsaydı, bundan: 8.143.386 kilo (Yak: 8 milyon 143 bin kilo) esrar elde edeceklerdi.

Burada üretimi başarılan esrarın piyasa verileriyle, ekonomik karşılığına bakmak gerekiyor. Ve asıl burada korkunç bir rakam ortaya çıkıyor: (8milyon143bin kg * 4.000 USD): Tamı tamına: 32 milyar 572 milyon AMERİKAN DOLARI.

Buna işlenmiş olarak ele geçen 810 milyon dolarlık kubar ve toz esrarı da eklediğiniz zaman 33.382 yada küsuratsız haliyle 33 milyar dolarlık bir piyasa fiyatı çıkıyor.

33 MİLYAR DOLAR!

Ve bu sadece esrar ve türevlerine ait! Ve sadece Diyarbakır!

TERÖRÜN VE ULUSLARARASI KIRLI ISTIHBARAT OPERASYONLARIN ANA FONU PKK’NIN UYUŞTURUCU GELIRLERINDEN!

PKK, türevleri, bağlantıları, yancılar ve diğerleri

ise sadece bununla yetinmiyor. İmalatını, ticaretini ve transferini yaptıkları başta eroin ve kokain olmak üzere diğer doğal ve sentetik-kimyasal uyuşturucular üzerinden de milyarlarca dolar kirli parayı ceplerine indiriyorlar.

Ve bu kirli parayı; terörlerini ve kirli işlerini finanse etmekte kullanıyorlar.

Ve elbette bu işte yalnız değiller!

Doğal olarak bu işleri çevirebilmeleri, uluslararası transferler yapabilmeleri, uluslararası piyasaya girmeleri, yer edinmeleri ve kontrol edebilmeleri için hamileri, yönlendiricileri ve ortakları var. Ve doğal olarak bunun bir bedeli ve karşılığı da! Bu devasa paranın aslan payı, başta üst düzey olmak üzere paylaşılıyor. Bunlar sadece PKK’nın terör baronları ile uyuşturucu baronları filan da değil. Burada suça dahil olan küresel işbirlikçiler ve stratejik ölçekte kirli işler çeviren istihbarat servislerin himayesi-yönetimi ve yönlendirmesi söz konusu.

Peki PKK’dan gelen kirli ve kanlı para nerelerde kullanılıyor?

Bunu bilmek pratikte çok mümkün değil. Ancak geçmişte yaşanan skandallara bakarak, bu kirli ve kanlı paranın; darbelerin - komploların - diğer terör örgütlerinin - vekaletler savaşlarının - hibrit terör uygulamaların - psikolojik savaşların – lobilerin – psikolojik savaş operasyonlarının ve ilgili medya alanlarının yemlenmesinde ve fonlanmasında, eli kanlı ve kirli teröristlerin ‘sözde’ birer özürlük savaşçısı gibi gösterilmesi adına yapılan teşvikler - operasyonlar ve kamu diplomasi faaliyetlerinde, finans-fuhuş-kumar gibi alanlarda, velhasıl legal ve illegal sayısız alanda kullanıldığını bilmek gerekiyor.

Ve tabii paylaşıldığını da!

Bu aslında bir tarafıyla PKK’nın neden desteklendiğini de açıklıyor.

PYD/YPG ve DSG’nin oluşmasındaki ve korunmasındaki esrarı da!

Başka PKK olmak üzere, terör örgütlerinin, terör

ve uyuşturucu baronlarının, dış istihbarat ve küresel hamilerinin kontrolünde ‘başta Hani-Lice-Kulp-Hazro ve Kocaköy üzerinden’ şekillenen bu devasa kirli rant;

- Terörü,

- Terörün yaptığı lobiyi (özellikle kıta Avrupası-ABD, Baltık ve Rusya),

- Terörün himaye edilmesini,

- Terörün meşrulaştırılması (‘sözde’ bir özgürlük savaşçısına dönüştürülmesi ve legalleştirilmesi)

- Uluslararası örtülü ve kirli operasyonların fonlanmasını,

- Irak ve Suriye başta terörün konvansiyonel bir güce dönüşmesini,

- Terörün siyasallaşmasını,

- Ve terörün diğer ayaklarını (coğrafi- kültürel-sosyolojik-psikolojik-kamusal- taban-ticaret) FONLUYOR.

DEVLETLER, INSANLIK VE GELECEK IÇIN BIRINCIL TEHDIT!

Bununla birlikte terör uyuşturucu üzerinden sadece müptela olanları değil, kullanan insanların ve yaşadığı toplumun bugününü ve geleceğini de zehirliyor. ESRAR; terörün hamilerini, kirli işleri fonlaması, insanı-insanlığı ve geleceği kirletmesi-zehirlemesi nedeniyle, SADECE TÜRKİYE’Yİ DEĞİL, BÜTÜN İNSANLIĞI PRİMER (BİRİNCİL) TEHDİT EDİYOR.

Bugün PKK’nın ve bağlantıda olduğu terör ve uyuşturucu baronlarının ana pazarını Kıta Avrupa’sı oluşturuyor. Almanya-Fransa-Hollanda-Belçika-İngiltere ve Baltık ülkeleri başta olmak üzere Avrupa’yı zehirleyen uyuşturucunun ana tedarikçisi PKK ve türevleri. Avrupa’nın uyuşturucu ihtiyacının yüzde 75-80’ini PKK sağlıyor.

Ve Avrupa ayağında piyasa fiyatları, Türkiye’den çok daha yüksek.

İstanbul’da piyasa fiyatı kilo bazında 15.000 TL, yani 3.500 Euro olan esrarın ‘baz fiyatları ülkeden ülkeye, hatta şehirden şehre değişse de’ Avrupa’da piyasaya sürüldüğü an fiyatları katlanmaya başlıyor.

Örneğin;

- Esrarın (yeşilin) kilo bazında Hamburg’ta 4-5.000 Euro’ya, sokakta gramajla 8-12.000 Euro’ya,

- Bayern’de ise kilo bazında 8-10.000 Euro’ya, sokakta gramajla 15.000 Euro seviyesinde...

satıldığı ifade ediliyor.

Yani üretim, transfer ve pazarlama aşamalarında, güvenlik kuvvetleri tarafından ele geçirilerek imha edilen uyuşturucunun Avrupa fiyatı, Türkiye’nin ortalama 3, hatta 4 katı.

Bu da, şu demek: Türkiye’deki piyasa fiyatı 33,4 milyar dolar olan ele geçirilmiş esrar ve hammaddesinin Avrupa’daki karşılığı artısı eksisi ile 120 milyar Euro!!!

Evet, 120 milyar Euro.

İnanılmaz bir rakam.

Ve narkotikle, narkoterörle ve onların hamileri ile

mücadelenin ne kadar önem taşıdığına dair devasa bir gerçek! O yüzden, PKK’ya müsamahakâr davranmalarına, destek vermelerine, lobi faaliyetlerine, taban tutmasına izn vermelerine rağmen, Avrupa ülkeleri için sorun çok daha büyük: Başka PKK terörü ve uyuşturucu ile kirli istihbarat/kirli siyaset arasındaki bağlantılar aslında Batı’nın kavramlarını ve iradesini tehdit ediyor. Kendi ülkelerinde varlık, etki üretmesine, taban tutmasına ve lobi yapmasına fırsat tanıdıkları PKK’nın elde ettiği gelir ve ürettiği etki üzerinden, başta karar verme mekanizmaları ve toplumsal katmanlar olmak üzere bütün milli güç unsurlarını, geleceklerini ve ülkelerini etkilemekte, hatta ele geçirmekte olduğunu görmeleri gerekiyor.

Öte tarafıyla terör, bugün ürettiği güç ve elde ettiği alanlarla uluslararası dengeleri ve ilişkileri bozuyor.

Yani destek sundukları ve himaye sağladıkları yıkıcı ve bölücü terör, sadece Irak ve Suriye’yi değil, aslında Kıta Avrupa’sını, ABD’yi ve uluslararası dengeyi dizayn etmeye çalışıyor.

Aslında PKK’yı yönettiğini zannedenler, PKK tarafından yönetiliyor.

Açıkçası bu konuda PKK’nın çokta mahir olduğunu görmek gerekiyor.

SON SÖZ

Burada sadece 2016-17 yıllarında DİYARBAKIR’da ELE GEÇİRİLEN ESRAR VE TÜREVLERİ ÜZERİNDEN bir değerlendirme yaptık.

Bununla birlikte bir de ele geçirilemeyenler var!

Daha da ötesi konu sadece esrar değil! PKK, türevleri, bağlantıları, yancılar ve diğerleri eroin ve kokain başta olmak üzere diğer doğal ve kimyasal uyuşturucular üzerinden de yüzlerce milyar dolar-euro kirli parayı ceplerine indiriyorlar.

Örneğin PKK’nın Afganistan-Pakistan ve İran üzerinden getirip Avrupa’ya transfer ettiği eroinin Almanya’daki kilo bazında 90 ilan 120 bin Euro arasında olduğu ifade ediliyor.

Ve Avrupa PKK’ya kaptırdığı parasıyla hem çürüyor-çöküyor, hem de anlaşılamaz bir şekilde PKK’yı desteklemeye devam ediyor. Bu yanlış politikayı anlamlandırmak kendi koşullarında pekala mümkün, ama doğru olduğunu kavramsal, ilkesel ve insani değerler adına kabul etmek mümkün değil. Doğal olarak bu kirli paranın nerelerde paylaşıldığı, özel ve tüzel kişileri nasıl ve nerelerde beslediği ve desteklediği, nerelerde stoklandığı, nerelerde kullanıldığı da büyük önem taşıyor.

TERÖR VE UYUŞTURUCU SADECE INSANLARI VE INSANLIĞI ÖLDÜRMÜYOR

ELDE ETTİĞİ RANT ÜZERİNDEN ADIM ADIM TERÖRE DESTEK VEREN KARAR VERİCİLERİ-DEVLETLERİ-TOPLUMLARI-İNSANLARI-İNSANLIĞI VE GELECEĞİ ELE GEÇİRİYOR.

İNSANLIK ÖLÜYOR!

Ve yıkıcı bölücü bir terör örgütüne sırf kendi hedef ve menfaatlerine hizmet ediyor diye destek veren iradeler, sadece Irak ve Suriye’de yaşanan bozguna değil, küresel ölçekte ve asıl kendi ülkelerinde yaşanan BU İNSANLIK BOZGUNUNA ve SUÇA ORTAK OLUYOR.

Peki PKK ve yancıları Türkiye piyasa fiyatı en az 33,4 milyar dolar, Kıta Avrupa fiyatı en az 120 milyar Euro olan uyuşturucuyu paraya çevirebilmiş olsaydı?

Ne tanklar, ne toplar, ne füzeler alırlardı?

Daha başka?

KCK/PKK/YPG/DSG’ye destek veren kimleri satın

alırlardı kim bilir?

Belki de almışlardır çoktan!

Öyle ya, PKK’nın ne olduğunu bizden çok daha iyi

bildiklerine eminim. O zaman?

Ve öte tarafıyla!

Karşımızda PKK teröründen çok daha büyük bir sorun var.

PKK’nın kirli parasının neler yapabileceği? Kimleri ve neleri satın alabileceği?

Kimlerin ağzının sulandırdığı?

Ve hepsinden öte PKK’nın artık sadece bir TERÖR

ÖRGÜTÜ değil, TAM BİR TERÖR HOLDİNGİ ve TAM BİR TERÖR TARİKATI olduğu GERÇEĞİDİR:

Legal, illegal, beyaz, gri ve karanlık dünyada, legal-illegal-beyaz-gri ve karanlık terör estiren BİR TERÖR HOLDİNGİ VE BİR TERÖR TARİKATI!

Kısa not:

Türkiye bugün uyuşturucu ile mücadelede büyük başarılar ortaya koyuyor. Son iki yılın istatistiğinden bunu görmek mümkün. 2016 yılında başlayan etkin mücadele, 2017’de kendisini gösteriyor. Etkin denetim ve sürekli operasyon olduğu için ekim alanlarında yaşanan büyük daralma kök rakamlarına yansıyor. 2016’da ele geçen yaklaşık 74 milyon kök kenevir, 2017’de yak 8 milyon köke düşüyor.

Buna karşılık kubar ve toz esrardaki görece değişiklikler, artış ve azalışlar ise 2016’dan işlenen ve depolanan uyuşturucunun, 2017’de üretilen ve işlenenle birlikte ele geçirilmesiyle, üretim-imalat-depolama-transfer ve piyasaya sunuluşuyla, alan farklılıklarıyla ilgili pek çok ayrıntıyı içinde barındırmasından kaynaklanıyor.

Öte tarafıyla 2016 öncesi uyuşturucu ile mücadelenin verileri ile PKK, Yasadışı Silahlı Sol (YDSS) ve FETÖ’nun doğrusal ve doğrusal olmayan bağlantıları çok önem taşıyor.