Biraz daha detaya gireyim dersem "Meta" ve "Verse'yi" çok daha farklı bir açıdan da yakalayabiliriz...
Metaverse “meta”(öte) ve “universe” (evren) sözcüklerinden türetilen yeni bir sözcük olmakla birlikte temelleri onlarca yıl öteden atılmış YENİ DÜNYA DÜZENİ’nin adı aslında...
Biraz daha detaya gireyim dersem “Meta” ve “Verse’yi” çok daha farklı bir açıdan da yakalayabiliriz... Meta kelimesinin Arapça’da ‘uzamak, yayılmak, büyümek’ anlamlarıyla birlikte ilk kez bundan yaklaşık 1300 yıl önce bir Kur-an tefsirinde kullanıldığını ve “Verse”nin ayet, bölüm, kısım anlamlarına denk geldiğini unutmamak gerekirse benim ilk aklıma gelen de şu oluyor; acaba Metaverse Düzeni’nin ilham kaynağı Kur-an da yazanlar mı? Çoğu icat, fikir ve üretim alanında olduğu gibi bu konuda da neden Kur-an batının ilham kaynağı olmasın?
Her zaman olduğu gibi elimizdeki değerleri sadece “Suç ve Ceza” olarak anlayıp elimizde sopa dilimizde tehditle anlatmaya çalışırken, o değerlerin yansıttığı derin felsefeyi çözmek-anlamak-kullanmak-faydalanmak kısmı da İslam Alemine değil başkalarına kaldı ve kalıyor maalesef...
Pandemi başladığı andan itibaren sıklıkla dile getirilen “yeni dünya düzeni” başlığının altı kısa zamanda dolduruldu böylelikle... Evet dünya yeni bir asra ve sisteme geçiş yaptı; Metaverse ile...
Yaşlı, kronik hasta ve bağışıklık sistemi düşük gene sahip soylara güdümlü hazırlanmış bir virüs dünya üzerindeki insan neslini adeta buduyor ve yeni bir bahar (başlangıç) için açacak tomurcukları kendine hazırlıyordu... Sağlıklı, güçlü, üretken, uyumlu, ayak başı olmayacak nesiller istiyor bu düzen...
Burada bir parantez açmak istiyorum müsaadenizle; aşılar ve tedaviler ile kontrol altına aldığımızı düşündüğümüz bu süreç bana kalırsa çok uzun sürmeyecek çünkü yeni dünya düzeni “halâ istenen genç-uyumlu insan standardını” yakalayamadı... Yani yeni virüsler, kaoslar, savaşlar, felaketler insan neslinin kapısında...
Evet aslında onlarca yıl öncesinden çizgi, sinema, dizi filmlerle temelleri atıldı Metaverse kavramının ve bu kavramı ilk kez bilim kurgu yazarı Neal Stephenson’un 1992 tarihli 'Snow Crash' adlı romanında tanıdı insanlık...
Sonrasında evrenler arası seyahatlerle tüm dünyada izlenme rekorları kıran “Matrix Serileri” geldi... Filmler, oyunlar, videolar, klipler, çizgi filmler ve daha niceleriyle devam etti... Yani bilinçaltımız evrenin ötesindeki hayatlara hazır... Laf aramızda filmlerden izlediğimiz “ışınlanma” teknolojisinin şu an uygulandığını bile düşünüyorum... Ya da biri çıkıp Mars’a yemeğe gidelim dese hiç şaşırmadan ve heyecanlanmadan hazırlanıp hadi gidelim derim...
Özetle Metaverse hayatlara bilinçaltımız sahip uzun zamandır... Oturduğumuz yerden yaptığımız görüntülü görüşmeler, bir tuşla dünyanın öbür ucuna yapılan havaleler, online alışverişler, sanal paralar, sanal mal-mülk alımları ve şu an sayamadığım sayısız başlıkta Metaverse’e geçti zaten İnsan Nesli...
Son birkaç yıldır zihnimi meşgul eden sorular eşliğinde “bildiğimiz hiçbir-akım-felsefe-sistem beni tatmin etmiyor ve kendimi mevcuda ait hissetmiyorum, yeni bir düzen lazım” diyerek gerçekleştirdiğim söyleşi ve sohbetlerde zikrettiklerim bazen hocalarımızın sabrını zorlasa da bir gün haklı çıkacağımı biliyordum...
“Allah aşkına sürekli binlerce-yüzlerce yıl önceki sistem ve düzen felsefelerini kitabi cümleler üzerinden konuşup duruyoruz... Tamam oldu bitti, tanıyalım, anlayalım, saygı duyalım fakat bu kadar detayında boğulmayalım binlerce yıl önceki mantığın... Biraz da olası yeni sistem ihtimallerini konuşalım, geliştirelim, fikir yürütelim, zihnimizi yoralım çünkü mevcut şartlar eldeki tüm sistemleri reddediyor...” derken aynı çemberde dönüp duran felsefi cümlelerden büyük bıkkınlık yaşadığımı da dile getiriyordum... Geçmişle boğarken günceli kaybediyor nesillerimiz... Düşünsenize güncel Metaverse düzenine dair bir konuda acil uyum-çözüm geliştirmem gerekiyor ve beynime çivilenmek istenen Platon ne kadar işime yarayacak? Hiç!
Kısa zaman önce önümüze sürülen sanal paralar önceleri espriler eşliğinde kabul görmezken şimdilerde devlet politikalarında yer almaya başladı... Aslında sanal paralar ile mevcut düzende markete gidip ekmek, süt, yağ almayacağımız taa başından belliydi... Ki şimdilerde sanal paraların asıl amacı yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı... Sanal araziler ve mekanların alım-satımı yapılmaya başlandı... Hemen ardından gezegenler arası ticarette de kullanılacak... Diğer gezegenlerdeki arsa, ev, devre mülk, tatil, seyahat giderlerinin karşılanması amacıyla da kullanılacaktır dersem hemen gülmeyin her şey hazır...
Velhasılı kelam Metaverse döngüsüne çıkmamak üzere girdi insanlık... İnsanlık tarihindeki her sistem değişikliği gibi Metaverse Sistemi’ne geçişte kolay olmayacak elbette...
İyice yaşlanan ve sona doğru yaklaşan dünya, gençliğinin tüm güzelliklerini birer birer kaybederken savaşlar, kaoslar, çatışmalar, acılar ve felaketler eşliğinde son demlerini yaşarken Kainatta yeni yaşam alanları yaratma peşinde arayışlarına devam ediyor insanlık...
Ve yeni düzene alışmak zorunda kalan insanlığın elindeki tek argüman da mantık-vicdan-sevgi çatısında toplanıp BİZ KALMAK olacak... Ayrıştıkça güç kaybedip çabucak savrulan zerre olmaktansa birleştikçe güç bulan-yenilenen dağlar olmayı tercih etmek gerekiyor özetle...