Bugün buraya internette okuduğum ve ibretlik bir yaşam öyküsünü aktaracağım;
Bu hafta sonu farklı bir hafta sonu. Bugün ve belki de bu ve bugünden sonraki yazılarda, çok önemli bir şey olmadıkça koronavirüs konusunu buraya aktarmayacağım. Yetti artık, içimiz dışımız koronavirüs oldu..
Bugün buraya internette okuduğum ve ibretlik bir yaşam öyküsünü aktaracağım;
……………………………….
“Tam metroya bineceğim, bir tane yaşlı amca makinenin önünde panik yapmış kart doldurmakta zorlanıyor!.
Arkasında birkaç tane genç birikmiş, amcaya;
"- Hadi be n’apıyosun, flört mü ediyosun makinayla"
Tabii bunu duyunca delirdim. “N’apıyosunuz diye bağırdım!”, amcaya yardıma gittim. “Canım amcam sen ne istiyorsun” dedim, “kartım yok” dedi, doldurdum kartını, “al istediğin yere git bununla, hatta sen başvuru yap, ücretsiz ulaşım kartı al” dedim.
Neyse ben de doldurdum kendi kartımı metroya geldim. Baktım amca orada bekliyor “Ne oldu” dedim. “Yavrum adres soracaktım beni azarlarlar diye soramadım, seni bekledim”. “Olur mu öyle şey amcam”. Sen nereye gidecektin”. “Üsküdar Marmaray” dedi. “Amcam Kirazlı’dayız, orası karşı tarafta, uzak. Sen nasıl buraya geldin?”.
Kafasını eğdi, yanıt veremedi. Anlattım;
“Burdan Yenikapı’ya git, ordan sarı çizgiyi takip et, Marmaray’a bin, iki durak sonra Üsküdar Marmaray’dasın”..
Baktım amca mahzun bakıyor, anlamamış durumu, “Tamam amca, gel gidiyoruz”.
Atladık metroya Üsküdar’a doğru gidiyoruz. Yolda muhabbet olsun, sordum; “Amca nerelisin?”. “Malatya” dedi. “Var mı kayısı bahçesi filan”. Amca; “yavrum ben emekli ağır ceza hakimiyim. Şaşırdım, içimden de; onlarca kişiye hakkını ver, 30-50 yıl hapis ver, sonra gel, metroda kartı şaşır, ey insanoğlu” diye de söylendim!...
“Amcam Malatya’dan İstanbul’a, uçakla mı otobüsle mi geldin?” Amca; “hatırlamıyorum...” Amcam valizler nerede?” Çocuk gibi yüzüme baktı “Nerede, bilmiyorum ki?” dedi....
O an anladım amca demans hastası,
Demans; “zihinsel becerilerin hastalık nedeniyle zayıflaması, kişisel tarihini unutmak, kendi geçmişini silmek” durumudur.
“Peki, amca şimdi nereye gideceksin diye sordum” "Öğlum beni Üsküdar Marmaray’da bekliyor " dedi. Telefonun nerede veya telefon var mı diye sordum ama hala suskun, bilmiyor.
Üsküdar Marmaray’da. Oturduk bekliyoruz gelen giden yok,
Amca kimliğini ver. Baktım, adına-soyadına, bir tanıdık aradım, bir şekilde buldum ve aradım. Dedim ki; “Böyle birisi var, nereye gideceğini anlatamıyor! Bir yakınını veya numarasını bulabilir misiniz?”.
Sağolsun yardımcı oldu. Malatyalıymış,
Kızının numarasnı buldular, aradım; “Gece geç rahatsız ettim ama”. Daha lafımı bitirmeden “Üsküdar Marmaray’da mısınız” diye sordu. Şaşkındım, “evet” dedim tabi. Dedi ki; “Size eniştenin numarasını vereceğim onu arayın,”
Verdiği numaradan enişteyi aradım; Telefonda yine aynı soru; “Üsküdar Marmaray’da mısınız?”. Yine “Evet” dedim. Ben de şaşkınlık zirve yaptı. Herkes biliyormuş, tek bilmeyen bana denk geldi.
Neyse ki çok geçmeden enişte geldi.
Gelir gelmez sevinçle sarıldı bana, ben ise; kızdım ve azarlamaya başladım. “Demans hastası bu adam niye tek başına dışarı salıyorsunuz! Bildiği tek şey; oğlunun Üsküdar Marmaray’da beklediği”.
Enişte; “Abi demans hastası, geçmişindeki hiçbir şeyi hatırlamıyor, doğru. Ama oğlu polisti. 3 yıl önce şehit oldu! Ve oğluyla son telefon görüşmesinde "Baba, Üsküdar Marmaray’da seni bekliyorum” dediğini hatırlıyor sadece! Her şeyi unuttu, onu unutmuyor, arada evden kaçıp buraya geliyor”.
Dizlerimin bağı çözüldü. Kaldım öylece.
Enişte, amcayı aldı gitti. Onlar gittiler ama, kafamdaki sorular hala içimi daraltıyordu.
“Kim bilir, belki de oğlu, gerçekten oraya geliyordur ama biz göremiyorduk”.
Sonra konu üzerinde biraz daha düşündüm. Demans hastalığının üzerimizdeki etkisini düşündüm. Demans olduk toplum olarak geçmişimizi unuttuk sağa sola savruluyoruz nereye gittiğimizi bilmeden. Kim olduğumuzu bilemeden unuttuk..
………………………………………..
Öyküyü okuyunca kendime yoğun bir pay çıkarmadan edemedim.
Ne dersiniz, haksız mıyım?