Ülkemizde en çok üzüldüğümüz ve dikkati çektiğimiz konuların başında "işin ehline emanet edilmesi" ilkesine uymakta yaşadığımız sıkıntılar geliyor.
Yerel yönetimler ve bürokratik konularda gün geçmiyor ki bir şeyler yaşanmasın. Yukarıdan aşağıya kadar her kademede ve her mevkide yapılan atamalar “mercek” altına alınıp; şu şöyleydi, bu böyleydi diye birçok tezvirat üretilebiliyor.
Bunun tersine ise uzun zamandır ilk kez rastladık. İşinin ehli bir eğitimci ve yönetici ülkemizin çok önemli eğitim kurumlarından birisine atanıyor ve kişinin CV’si yapacağı işe adeta “cuk” oturuyor, hayda bu seferde “efendim ama o şu takımlı, bizim takımdan değil ki!” diye bir itiraz, bir itiraz, sormayın gitsin.
Galatasaray Lisesi ve yeni müdürü Prof. Dr. Vahdettin ENGİN’den bahsettiğimizi anlamışsınızdır. Osmanlı ve Türk tarihi konularında yaptığı akademik çalışmalar ve özellikle 2. Abdülhamid hakkındaki eserleri ile maruf bir şahsiyet olan Müdür Bey aynı zamanda Mekteb-i Sultani mezunu. Sekiz sene okulun sıralarında dirsek çürüttükten sonra 1977 yılında Galatasaray Lisesi’nden mezun oluyor ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yakınçağ Tarihi Bölümünü kazanıyor. 1982 yılında da Edebiyat Fakültesi’nden mezun oluyor. Daha sonra Marmara Üniversitesi’nin öğretmen yetiştirmek için kurulan ve Gazi Mustafa Kemal’in adı verilen Atatürk Eğitim Fakültesi’nde Hocalık yapmaya başlıyor ve yüzlerce-binlerce öğretmen yetiştiriyor.
Vahdettin Bey’in en bilinen özelliği titiz bir araştırmacı olması, bu sayede şimdi müdür olduğu için tartışıldığı Galatasaray Lisesi/Mekteb-i Sultani’nin bağrından doğan Galatasaray Spor Kulübü’nün kuruluş belgesini tarihin bilinmeyen derinliklerinden bulup çıkarabiliyor.
Galatasaray Spor Kulübü Tüzüğü gereği Galatasaray Lisesi Müdürü, Spor Kulübü’nün Yönetim Kurulu’na doğal üye olarak atanıyor. Aslında “sembolik” bir yönetim kurulu üyeliği bu. Bundan önceki Müdür Beyler/Müdire Hanımlar, üye olarak atandıkları kurulda “sembolik” ne yaptılarsa yeni müdür de “sembolik” olarak onu yapacak.
Fanatik Galatasaraylılığı ile bilinen bir gazetecinin odağında olduğu internet sitesi tarafından köpürtülen “istemezük” kampanyasının rüzgârına Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu da kapılınca ortalık hepten şenlendi. Kulüp yönetim kurulu sporla hiç ilgisi olmayan bir konuda alelacele “top”a girip bir bildiri ile “istemezük” saflarındaki yerini belli edince “acaba gündem mi değiştirmeye çalışıyorlar?” sorusu geldi insanların aklına. Öyle ya son yılların en sükseli transferi Radamel FALCAO’nun aslında ilan edildiği kadar “okazyon” bir transfer olmadığı hatta sözleşme detaylarındaki minicik minicik yazılar bir şekilde okunduğunda nerdeyse kulübün tapusunun Falcao’nun üstüne yapıldığı ortaya çıkmaktaydı. Bunun “geyiği” dönüyor kaç gündür her yerde.
Burada söz konusu olanın Lise Müdürlüğü olduğu itina ile karartılıyor sosyal medya paylaşımlarında. Vahdettin Bey’e karşı çıktıkları temel argüman “Fenerbahçeli” olması. Liyakati, ehliyeti, donanımı ve müktesebâtı hiç gündeme getirilmiyor. İşinin ehli bir eğitimci, Ülkemizin en nâdide eğitim kurumlarından birisine yönetici olarak Milli Eğitim Bakanlığı tarafından usulünce tayin ediliyor. Ne var bunda, bu kadar yaygara kopartılacak? Yoksa okulun adını (Fenerbahçe Lisesi) ve renklerini (sarı-lacivert) değiştirir diye mi korkuluyor!
Acaba “derin GS” yeni müdüre (adının Vahdettin, uzmanlık alanlarından birisinin 2. Abdülhamit olmasına) bu şekilde mi tepki koyuyor!
Güzel bir hafta diliyorum.