Kuzey Kıbrıs'a sahip çıkıp, destek olursak bu durumdan halkımız da yararlanır. Daha ucuz ve kolay tatil yapmanın yolu Kuzey Kıbrıs'ı tatil destinasyon olarak seçmekten geçer.
Kıbrıs denince sizin aklınıza ne geliyor bilmiyorum ama ben 1984 Eylül’ünü hep hatırlarım. Barış Harekatı’nın 10. yılında balayı seyahati için Kıbrıs Türk Hava Yolları (KTHY) uçağıyla Lefkoşa’ya inip Girne’ye vardığımızda konaklayacağımız Rocks Hotel küçücük bir tesisti. Dom Otel eski yine de gösterişli bir oteldi. Meydandaki Akpınar Pastanesi çok popülerdi. 12 gün kalıp döndüğümüz Girne’den Kem oyun kağıdı, Angora kazak ve Levis kot alarak paramızın yarısını oraya bırakmıştık. Otel ucuz, lokantalar makul, telefon görüşmeleri için verdiğimiz paralar bile hiç fazla değildi. Esnaf, sayıca az olan Türkiyeli ve Avrupalı turistten fazlaca mutluydu.
“Sizin canınızı kurtardık, bu malı bana bu fiyata ver” diyen bazı askerlere çok kızdıklarını daha dün gibi hatırlıyorum.
Osmanlı’nın 1570’de 70 bin şehit vererek aldığı bu adanın sadece Kuzey’ı bizim.
Bu toprakları da Annan- AB Planlarıyla elimizden akmaya gayret ediyorlar.
Şimdi bir de doğal gaz kavgası var ki, amaç 45 yıllık bir devleti yıkmak. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yeni hükümet 2 ay önce göreve başladı. 90’lı yıllarda Hürriyet binasında aynı çatı altında çalıştığımız arkadaşım, (Show TV’de Genel Müdür Yardımcılığı yapan, sonra ülkesine dönerek siyasete atılan) Ersin Tatar artık ülkesinin başbakanı oldu. Hafta içinde Kuzey Kıbrıs Turizm İşbirliği Toplantısı’nda buluştuk. Turizm ve Çevre Bakanı Ünal Üstel, ülkesinin eğitim ve turizm dışında bir geliri olmadığını, cari açığı bu iki sektörle kapatmaya gayret ettiklerini belirterek bu toplantıya çok önem verdiklerini söyledi. Ardından söz alan Kıbrıs Seyahat Acenteleri Birliği (KİTSAB) Başkanı Erkan Kilim konuklara hoşgeldin konuşmasını yapıp sözü Türkiyeli acente müdürlerine bıraktı. MNG Tur’dan Oğuz Terzi, erken rezervasyona rağmen uçak bilet fiyatlarının çok yüksek olduğunu vurguladı. Coral Travel adına konuşan Mehmet Kamçı iç pazarın daraldığını uçak ve otel fiyatlarının arttığını ve yurt dışının tercih edildiğini anlattı. Kontuar Turizm’den Müzeyyen Dişli ise özellikle Kıbrıs satmaya gayret ettiklerini, fakat uçak bulmakta sıkıntı olduğunu söyledi.
Ercan Bey, adındaki tur operatörü de kongreleri yurt içi gezi kapsama almak mümkün mü diye sordu. Mustafa Bülbül ise, kongre malzeme nakliye ve gümrük konusu sorun olmakta diye dert yandı.
Tatilsitesi.com’dan Ozan Karacan da birçok kişinin Kıbrıs’a vize ve pasaportla gidildiğini, çıkış harcı ödendiği fikrine sahip olduğunu, bunun reklamlarla iyice anlatılmasını gerektiğini vurguladı. Havayollarının, Anadolu’daki kentlerden birkaç yer hariç, Kıbrıs’a sefer yapmaya yanaşmadığını anlatan acenteciler daha sonra şöyle devam ettiler. “Trabzon’dan Samsun’dan sefer olsa çok iyi olur. Önce İstanbul’a gelip, ikinci bileti alıp Kıbrıs’a uçuyor vatandaş. Anadolu’da Kıbrıs’ı tanımayan çok kişi var. Uluslararası ilaç firmaları Kıbrıs’ta toplantı yapılmasına karşı çıkıyor. Kur farkı da bizi etkiliyor”.
Adada trafik akışından ötürü ticari araç kiralamanın zor olduğunu buna çözüm bulunmasını da isteyen acenteler, alım gücünün düşmesinin daralmanın önemli nedeni olduğunu, bunun için PR (Halkla İlişkiler) çalışmasını yapılmasını, deniz ulaşımının da devreye sokulmasının şart olduğunu sözlerine eklediler.
Acenteleri dinledikten sonra gündeme getirilen konuları cevaplandıran Bakan Üstel, Kuzey Kıbrıs’ın anavatanla nefes aldığını, adada 110 bin öğrenci olduğunu izolasyonlar, ambargolar altında bir ülke olarak zor durumda olduklarını anlattı.
Ülkeye ambargo nedeniyle direkt uçuşlar yapılamadığını, buna rağmen 1 milyon 100 bin turistten 1 milyar TL gelir elde ettiklerini anlatan Bakan, en önemli sorun olan uçak konusunda THY üst yönetimiyle görüştüklerini, üç firmanın dışında başka uçuş yapılamadığını dile getirdi. KKTC Turizm Bakanı Ünal Üstel, uçuşlardaki vergilere de değinerek bir bilete 260 TL vergi bindiğini, bunu siyasi irade ile görüşüp kaldırmak istediklerini belirterek “THY, Anadolu Jet gibi KTHY adı altında bir şirketi Kıbrıs’a da kurabilir veya biz kamu özel sektör ortaklığıyla şirket kurmanın öncülüğünü yapacağız. Bu iş için herkes fedakarlık yapmalı ve de elini taşın altına sokmalıdır.” dedi.
80 milyon Türk vatandaşının Kıbrıs’ı hiç değilse bir kez ziyaret etmesi gerektiğini anlatan Bakan Üstel, 2020 hedeflerinin 2 milyon turist ve 2 milyar TL gelir olmalı diye öngördüklerini söylerken, Türkiye pazarına çok önem verdiklerini de ilave ediyordu. Toplantı da söz alan KKTC Başbakanı Ersin Tatar da “Ülkemizi kuşatmaya çalışanlar asla başarılı bir sonuç alamayacak. Biz burada onlara meydan okuyoruz. Türkiye bizim arkamızdadır” diye konuştu.
Başbakan Tatar, tarih boyunca Ada’da Türk varlığının karşılaştığı sıkıntıları da anlattı. Tatar, Türkiye’nin ve Kuzey Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’de son derece güçlü bir pozisyon yakaladığını ifade ederek; “Çok zahmetler çektik. Ekonomik yapıyı daha da güçlendirmek zorundayız. Anadolu’dan getirilen suyun verdiği nimetle tarımda yakalanan başarıyla KKTC, kendi insanına refah ve esenlik vermeye devam edecektir. Rekabet var, komşularla mukayeseler var. Halkımızın esenliğini ve refahını artırmak için daha fazla üretmemiz lazım. Yine bu noktada anavatandan çok şeyler bekliyoruz. Daha fazla turist ve öğrenci bekliyoruz” diye konuştu.
Bu toplantıyı ve konuşulanlara bakınca, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için çok başarılı bir toplantı oldu diyebilirim. Öncelikle acentelere söz verilip, onların görüşlerinin dinlenmesi çok yerinde bir davranış olmuştur. Bakan Bey, her şeye tek tek cevap vermesi de acentecilerin kafa karışıklığını bir nebze olsun giderdi.
Kuzey Kıbrıs’a sahip çıkıp, destek olursak bu durumdan halkımız da yararlanır. Daha ucuz ve kolay tatil yapmanın yolu Kuzey Kıbrıs’ı tatil destinasyon olarak seçmekten geçer.
Pasaport, vize, yurt dışı çıkış harcı yok.
Kıbrıs’a giden dil problemi yaşamıyor ve kur farkından etkilenmiyor. 1,5 saatlik uçuş mesafesi Kıbrıs’ı ayrıca cazip hale getiriyor. Tek sorun yüksek sezondaki uçak bilet fiyatlarındaki artıştır. Bunu da her iki devlet biletlere yüklenen vergileri karşılıklı olarak çözebilirler diyorum.
Turizmin genel problemlerinden en az etkilenilen bir yer olarak Kuzey Kıbrıs’ın daha çok tercih edilmesi, KKTC Devleti ve halkını çok mutlu edecektir. Kıbrıs’ın bizim olduğu gerçeğinden yola çıkarak, Avrupa ülkelerine döviz yağdırmamızın hiçbir anlamı olmadığını iyi bilmeliyiz.
Biz Kuzey Kıbrıs’ı ne kadar çok tercih edersek, KKTC Devleti de ekonomik açıdan o kadar güçlü olacaktır. Dünya devletlerinin güce ve paraya taptığı bu çağda, güçlü bir KKTC birçok devlet tarafından da böylece tanınmış olacak.
Mutlu yarınlar KKTC.