Antalyaspor'un her dönemde çok iyi yöneticileri olmuştur.
Antalyaspor’un her dönemde çok iyi yöneticileri olmuştur. Bu yöneticiler ta yıllar öncesinden bugüne kadar hep umulmadık büyük başarılara imza atmışlardır. Antalya benim için özeldir. Rahmetli babam Salih Korkmaz Antalya mezarlığında yatmaktadır. Baba tarafından bütün akrabalarım da orada yaşamaktadırlar. Sadece bu kadar değil YeniBirlik’te bize imkan ve yazma şansı veren sevgili Mustafa Yaşar müdürüm de Antalyalıdır.
Ali Şafak Öztürk ismini duyduğumda “Kim bu acaba?” diye kafamda soru işaretlerine cevap ararken baktım Leonardo gibi dünya çapında bir ismi Antalyaspor’a teknik direktör olarak kazandırdı. Bununla da yetinmeyerek pek çok kıymetli ve değerli isimlerle el sıkışıp Antalyaspor’a kazandırdı. Uzun süredir sayın Ali Şafak Öztürk gibi aktif, fedakar, gayretli ve ileri görüşlü bir başkan görmemiştim. Pek çok büyük işler yapıp ön plana teknik adamları ve yardımcılarını soktu.
Biz onunla Antalyaspor kim bilir daha ne yapacak diye beklenti içindeyken “Bir dahaki kongrede aday olmayacağını” açıkladı. Bu görevi bırakacağının ilanı gibiydi ama bize göre bırakmış ama haberimiz yok. Bunu nereden çıkarıyorsunuz diyenler olacaktır. Leonardo’nun dün veda ederek ayrılması ve görevi bırakması bu kararın sonucudur.
Kimi deprem diye başlık attı kimi Antalya battı dedi kimi de benzer özellikte sözlerle kırmızı-beyazlı beyazlı takımda olanları özetlemeye çalıştı.
Belli ki, sayın Ali Şafak Öztürk’ü kırmışlar. Kına yaksınlar. Antalya’da da bulunur kına… Bol bol yaksınlar ellerine, ayaklarına.. Üzmüşler “Oh oh oh” çeksinler böyle gayretli ve fedakar insanları beğenmeyenler. Ağlasın Antalyaspor’a gönül veren taraftarlar.
Ve böyle kaliteli insanları kaybettiği için karalar bağlasın Türk futbolu…
Yerlerine aynı kalitede insan gelir mi bilmem. Gelse bile kırılıp gideceklerinden eminiz artık…
Ağlama Muslera senin kredin bitmez!
Derbi mücadelede elinden kaçırdığı topla takımın gol yemesine ve moral çöküntüsüne sebep olan Muslera’nın “Bu hatayı nasıl yaptım” diyerek üzülmesi ve bunun sonucunda gözlerinden yaşlar dökülmesi onun ne kadar görev düşkünü olduğunun açık bir kanıtıdır. Ne var ki, Muslera’nın Galatasaray’da büyük bir kredisi vardır. Ne kadar hata yaparsa yapsın kimse ona “Kötü kaleci, yakan kaleci” gibi isimler takmayacaktır. O kalede iken her Galatasaraylı güven içindedir. Çünkü onlara bu güven ve emniyet duygusunu kazandıran yine Uruguaylı kaleci olmuştur.
Galatasaray’da senin hiçbir zaman kredin bitmez sevgili Muslera… Bırak gözyaşlarını bundan sonraki maçları kurtarmaya bak…
Ligin zirvesinden sadece bir maçlık inen Galatasaray’ın bu başarısında senin payın çoktur Muslera… Gelecek ve beklenen şampiyonluğun da mimarı sen olacaksın.
Seni sevmeyen olabilir.
Ama seni takdir etmeyen yoktur.
Ne mutlu bize ki senin gibi dev bir kaleciyi tanıma imkanı bulduk.
Bu bizim için de büyük kazanç…
Negredo varken gol problemi olmaz!
Beşiktaş’ın zirveye doğru yürüyüşünün yanı sıra Şampiyonlar Ligi’ndeki başarılarının ardında da Şenol Güneş hocamızın müthiş taktik becerisi var. Bu taktiğin önemli bir ayağı ise İspanyol golcü Negredo… Bundan önceki bir yazımda da Negredo’nun nasıl bir golcü olduğundan bahsetmiş onun kullanılması gerektiği üzerinde durmuştum. Bizim ne yazdığımız o kadar önemli değil elbette ama Negredo’nun sahada becerisi mühim…
Ne kadar iyi bir golcü olduğunu gösteren, top takibi, kaleci hareketi ve daha pek çok gol öncesi olayları bir anda hafızasında süzgeçten geçirip son vuruşunu yapan Negredo, pek çok genç golcünün de örnek alması gereken önemli bir yetenek.
Beşiktaş’ın bundan sonraki maçları daha zorlu ve çetin geçecek. Ama bize bugüne kadar kazandırdıkları büyük bir gurur var.
Bununla da yetinmeyelim istiyorum. Şenol hocamızın taktik teknik ve akılcı planının yanı sıra önemli bir şans imkanı da var. Eskiler “Paçasından bal akıyor” derlerdi aynen öyle… Hep şanssız ve paçasından başarısızlık akanları görecek değiliz ya… Biraz da rakiplerimiz üzülsün.
Negredo’su, Cenk Tosun’u daha pek çok süper yıldızı ile Beşiktaş gurur kaynağımız…
Teknik adamların karnesi
Rıza Çalımbay’ın başarısının bizce sürpriz bir yanı yok. Ancak onu haftalar geçtikçe daha iyi anlayıp şimdi yere göre koymayan Trabzonsporlu taraftarlar, yönetici ve medyayı tebrik ederiz…
Aykut Kocaman sadece Fenerbahçe’yi uçurmakla kalmıyor. Rakip takımları da inceden inceden iğneleyerek yarıştan düşürmeye çalışıyor. Galatasaray zirvedeyken hep onlara çattı ve kendi hatalarını unuttu. Ama bu da bir başarıdır. Çünkü hataları örtmenin bir yolu da sürekli hücum. Kocaman bunda da başarılı…
Igor Tudor takımı şampiyonluğu kazanana kadar karalanmaya devam edecektir. Bize göre değişmemesi ve kalması doğru karar..
Fatih Terim, imparatorumuz Galatasaray’dan başka bir de milli takım ile ilgili olarak bilindiğinden diğer takımlar arasında çalışma şansı bulamıyor. Ama yurt dışındaki taliplileri arasından birisini seçecek gibi geliyor bize…