Başlık size de benim haberi gördüğümde düşündüğüm şeyi çağrıştırdı muhtemelen..
Başlık size de benim haberi gördüğümde düşündüğüm şeyi çağrıştırdı muhtemelen..
Hemen söyleyeyim, haber Rum kesimi ile alakalı..
Şöyle diyor DW haberinin detayında:
Kıbrıs'ta tatil yapan turistlerin sayısı temmuz ayında rekor düzeye çıktı. “Güvenli sayıldığı için” tercih edilen Kıbrıs en çok İngiliz turistleri cezbediyor.
Okuduğunuz üzere “güven” vurgusu haberde özellikle vurgulanıyor.
Devam ediyor:
Kıbrıs temmuz ayında Britanya, Almanya, İsveç ve İsrail'den gelen turistler sayesinde geceleme rekoru kırdı.
Bölgenin güvenli tatil beldesi sayılan Kıbrıs'a 2016 yılında 3 milyon 180 bin turist gelmiş ve ada ülkesi 2 milyar 360 milyon Euro’luk turizm geliri elde etmişti.
Resmi makamlarca 2017'de yabancı turist sayısının yüzde 8 oranında artacağı ve bu branşta yeni bir rekorun kırılacağı belirtiliyor. Maliye Bakanlığı temmuz ayında bir önceki yıla göre yüzde 10'luk artışla 531 bin turistin ağırlandığını açıkladı. Bakanlığın açıklamasında temmuzun bütün zamanların adaya en çok turistin geldiği ay olduğu belirtildi. 2017'nin ilk yedi ayında Kıbrıs'ta tatil yapan yabancıların sayısı bir yıl öncesine göre yaklaşık yüzde 15 oranında artarak 1 milyon 990 bine yükseldi.
Devamı rakamlar, ayrıntılar..
Aklıma ilk gelen “subliminal” yani, "bilinçaltına gönderilen gizli mesaj mı?"
Türkiye’yi tatil için tercih eden, özellikle güney kıyılarımızda tatili seven Alman dostlarımıza bir gönderme mi?
Neden olmasın?
Çok komplo teorisi üzerine kafa yoran birisi değilimdir ama, son zamanda yaşadıklarımız fazlasıyla farklı düşüncelere iter oldu beni de..
Bir de diğer tarafıyla bakmaya çalıştım tabii ki.
Geçtiğimiz hafta, Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) buluşmaları kapsamında gazetecilerle bir araya gelen KKTC Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu’nun sözlerini hatırladım..
Ataoğlu, Kıbrıs'ta birçok yatırımcının yatırım yapmak için aldığı ama yatırım yapmadığı araziler olduğunu anımsatarak, "Hiç kimse kusura bakmasın, o araziler yatırım için alınmışsa ve uzun yıllardır bu yatırımlar yapılmamışsa, yatırımcılar tarafından pazarlanmaya çalışılıyor ise biz o yatırımları iptal ederiz" diyordu..
Ataoğlu, çanta ellerinde diyar diyar gezip Kıbrıs'ı tanıtmak için uğraştıklarını ifade ederek, konaklama sayılarında geçen yıla oranla yüzde 30'luk artış olduğuna dikkati çekiyordu..
Fikri Ataoğlu, İsrailli turistler ile ilgili, "Türkiye üzerinden o kadar uğraş vermiş olmamıza rağmen başaramadık. Rum kesiminden şu anda getiriyoruz. Çok mu rahatım. Değilim. Her zaman her yerde olduğu gibi Rumlarla bir gün karşı karşıya kalacağımın bilinci içerisindeyim." ifadelerini kullanıyordu..
Ve bugün Güney Kıbrıs'ın turizminin iyi olduğunu ve bu nedenle kendileriyle çok fazla uğraşmadıklarını aktaran Ataoğlu, ancak yarın Güney'deki turizm boşluk yaratmaya başladığında, boşlukları doldurmak için yine kendilerinin getirdikleri turistlere ve o turistlerin ülkesine saldıracaklarını dile getiriyordu..
Amma velakin en önemlisi..
KKTC Turizminde sıkıntıların başında direkt uçuşun geldiğine dikkat çekiyordu..
Anlayacağınız sebep çok..