Dünyada iktisadi ve finansal yapı değişmeye mahkumdur.
Dünyada iktisadi ve finansal yapı değişmeye mahkumdur. Dünyanın her yerinde, kapitalistler dahi, yeni modeli yazmak derdindedir.
İktisadi model değiştiğinde finansal yapı da değişecektir. Bugün birinin kaybının diğerinin kazancı olduğu finansal model miadını doldurmuştur. Üstadın tarif ettiği gibi çıkmaz bir sokakta duvara toslamaktadır. Her defasında gerilip yeniden.
Bu bakımdan İslami finans ön plana çıkmaktadır. Bu alanda önemli yatırımlar yapılmaktadır.
Geçtiğimiz günlerde bu alanda önemli çalışmaları bulunan Monzer Kahf'la bir araya geldiğimiz toplantıda ilginç bir anektod paylaşıldı. Kahf'a geçmiş zaman Amerikan senatörlerinden birisinden bir mektup gelir. Mektupta adil bir sistem sunan bir Hristiyan bankası kurmak istediklerini, incelemelerinde kurmak istedikleri yapıdaki bankanın bir İslami bankadan daha iyi olamayacağını anladıklarını ve bu konuda kendilerine danışmanlık yapmaları isteyen ifadeler vardır.
Yani İslam herkes için en doğru yoldur.
İslami finans da. Bizim için stratejik bir önemi de vardır. Kaynak sorunumuzu aşma imkanı sunar. Bu nedenle Katılım Bankacılığı stratejik olarak önemsenmektedir. Yüzde 20 Pazar payı hedeflenmektedir. Fakat burada da karşımıza kaynak sorunu çıkar.
İşte tam da bu tartışmalar sürerken Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Vakıfbank'taki paylarını Hazine'ye devretmesi Vakıf Katılım üzerinden hedef pazar payına ulaşılabilme ihtimalini güçlendiriyor. Grafikten anlaşılacağı üzere katılım bankalarının özkaynakları daha büyük bir çarpan sağlıyor.
Hasıl-ı kelam bu alanda doğru adımlar atıldıkça Türkiye kazanıyor.
