Yeni Zelanda - Christchurch'te iki camiye cuma vakti düzenlenen terör saldırısında 49 kişi hayatını kaybetti.
Al Noor ve Linwood camilerine yönelik saldırıda kullanılan silahların üzerinde okunan isimleri basın kuruluşları parça parça yayınlıyorlar. Bunların tamamı yayınlandıktan sonra etüt etmek lazım. Yüzde sekseni Türklerle ilgili tarihler, Türklere karşı başarı kazanmış komutanlar olarak görünüyor.
Selçuklularla savaşan iki Gürcü kralı IV. David (ö.1125) ve David Soslan (ö.1207),
1389 I. Kosova Savaşı’nda Sultan I. Murad’ı şehit eden Sırp asker Miloş Obiliç,
I. Kosova'da hayatını kaybeden Sırp prensi Stefan Lazar,
Dönemin Macar Kralı Sigismund Luxembourg,
1402 Ankara Savaşında mağlup olan Osmanlılara başkaldıran iki Bulgar soylusu, kral Konstantin II Asen ve prens Fruzhin,
Osmanlılara Arnavutluk'ta 15. Yüzyıl ortalarında kök söktüren İskender Bey,
1456 Belgrad Kuşatması sırasında Osmanlı kuvvetlerini püskürten Hunyadi Yanoş,
Yine 1456 Belgrad Kuşatmasının Macar generali Horogszegi Szilagyi Mihaly,
Osmanlı donanmasını 1571'de İnebahtı'da mağlup eden Venedik amirali Sebastiano Venier,
İnebahtı'da Papalık kuvvetlerinin amirali Marcantonio Colonna,
1570 Kıbrıs kuşatması sırasında Mağusa'daki Türk esirleri katleden Venedikli komutan Antonio Bragadin,
1645- 1669 Venedik-Osmanlı Savaşı’nda Osmanlılarla savaşan harambaşı (harambaša) Bajo Pivljanin,
Osmanlı'nın geri çekilmesinin başladığı başarısız II. Viyana Kuşatması'nın tarihi 1683,
1683’teki İkinci Viyana Kuşatması’nda Türkler’e karşı savaşan Polonyalı komutan Feliks Potocki,
Kahlenberg'te Osmanlı ordusunu yenerek Viyana Kuşatması'nı bitiren general Ernst Rüdiger Starhemberg,
II. Viyana Kuşatması sonrası Osmanlıları İstanbul’dan da öteye püskürtmeyi planlayan Eflak prensi Șerban Cantacuzino,
Rus donanmasının Çeşme Baskını'nı yaptığı 1770 tarihi,
1770'te Rusların Osmanlıları mağlup ettiği Kartal Ovası - Kagul Muharebesi,
1876'da Fundina Savaşı'nda Osmanlılara karşı savaşan Novak Vujoševic,
Yine Fundina'da Osmanlılara karşı savaşan Marko Miljanov,
1877’de Bulgar ve Rus kuvvetlerinin kendilerinden beş kat büyük Osmanlı ordusunu yendiği Şipka Muharebesi,
Şipka muharebesinin Rus generali Iosif Gurko,
18.Yüzyıl sonu 19. Yüzyıl başı Osmanlı-Rus Deniz Savaşlarında Rus filolarını idare eden amiral Dmitry Senyavin,
1827'de Navarin'de donanmamızı yakarak Yunanların Osmanlılardan bağımsızlığını sağlayan İngiliz general Edward Codrington,
1821'de başlayan Yunan Bağımsızlık Savaşı'nın aktörü Nikitaras'ın "Türk yiyen" anlamındaki lakabı Turkofagos (önemli sözcük olarak namluya yazılmış),
1913'te mağlup olduğumuz Bolayır Muharebesi,
1915 Sarıkamış harekatı ve 1918 Serdarabad muharebesi (Ermeni alfabesiyle yazılı)
Yayınlananlar arasında Türklerle doğrudan ilgisi olanlar 36, olmayan isim ve tarihlerin sayısı ise 10 civarı. Bu ciddi bir şey... Denklemin karşısına Türkleri koyuyor. Türkiye'yle ilgili kötü bir niyet var.
Josue Estebanez, Alexandre Bissonnette, Anton Lundin Pettersson adlarını zikrederek sanki yeni bir yapıyı da hikaye ediyor. Dünyada Haçlı şuurunu tesis etme gibi bir iş. Muhakkak başka saldırıları tetiklemek amacıyla yapılmış. Müslümanlar intikam alsın ve çatışma çıksın isteniyor. Provokatif, gelişmiş ülkeleri dizayn etmeye yönelik bir eylem bu.
Türkiye Reina'dan beri bu tür bir saldırı yaşamadı. Bu takdir edilmesi gereken bir başarıdır.
Ama terör her geçen gün yeni bir metot geliştiriyor. Avrupa’da kamyonlu saldırı adında yeni bir yöntem ortaya çıktı. 2016'da Nice’teki kamyonlu saldırıda 84 kişi öldürüldü. Aralık 2016'da Berlin’de 9 kişi, 2017'de Stockholm'de 5 kişi öldürüldü. Bu cuma saldırıları kolayca modellenecek bir yöntem. Camilerde tedbir alınması gerekiyor.
Yeni Zelanda başbakanı Jacinda Ardern duygusal bir konuşma yaptı.
“Bu saldırıdan doğrudan etkilenenlerin çoğu göçmen olabilir, hatta mülteci de olabilirler. Onlar Yeni Zelanda'yı yuva edinmek istediler ve burası onların evi... Onlar biziz”.
Gazeteciler zanlının neden takip edilemediğini soruyor. İstihbarat servislerinin sadece İslami terör tehlikesiyle mi ilgilendiğini sorguluyorlar.
Türkiye'de bazıları sanki bunu Yeni Zelandalılar yapmış, sanki bütün Hıristiyanlar aynıymış gibi ele almışlar.
Bu çok yanlış... Yeni Zelandalı yetkililer arka arkaya terörü kınayan açıklamalar yaptılar. Ülkenin en kara günü dediler. Birçok Yeni Zelandalı insan evladı camilerin çevresinde toplanıp saldırıda hayatını kaybeden Müslümanların anısına çiçek bıraktı. Yakınlarını kaybedenlerle beraber ağladılar.
Terör var ama madalyonun öbür yanında artan bir dayanışma var. Barış isteyenler daha da yakınlaşıyorlar.
Hayır, hayır, acımızı paylaşan insanlara müteşekkiriz. Onlara kucak dolusu sevgilerimizi gönderiyoruz.