Salı günü Magazin Gazetecileri Derneği'nin düzenlediği, 24. Altın Objektif Ödülleri Töreni'ndeydim. ''Ödül töreni şöyle güzeldi, böyle güzeldi.'' diye yazmaya başlardım. Sonra ''Kimler geldi kimler.'' der devamına da ödül alanları alt alta yazardım. Yazacak hiç mi bir şey bulamadım. Gecenin şık ve rüküşlerini yazardım. Ama yazamam!
Kırmızı halıdan, karşılayanlara kadar en ince detayına kadar düşünülmüş. Kokteyl salonundan, fotoğraf çekilecek alanlarına profesyonelce seçilmiş. Salon düzeninden, menü ve sunumlara kadar hiçbir detayı es geçilmemiş. En önemlisi de adam kayırma, torpil, gelecek olan eleştirilerden hiç çekinmeden dağıtılan ödüller… İşte böyle bir ödül törenini izleyince öyle yazmak için yazamıyorsun. Yavan, alelade bir şeyler yazsam, onca emeğe ve kalemime saygısızlık etmiş olurum. Son zamanlarda ödül törenleri mezat alanına döndü. Yeşilköy Pazarı bile daha eğlenceli hale geldi. Durum bu kadar vahim haldeyken böyle bir gece umut oldu. Başta Magazin Gazetecileri Derneği’nin Başkanı Okan Sarıkaya ve Yönetim Kurulu Üyeleri Reşat Balcıoğlu, Bülent İpek, Barış Kocaoğlu, Yusuf İzel, Mahmut Ali Özyön, Gökhan Kimsesizcan, Ömer Karahan, Mesut Yılmaz ve diğer üyeler… Emeği geçen herkes varlığınızı bilmek bana çok iyi geldi.
Ruhumun eşine duyurulur…
İnsanlar ruh eşinin mükemmel uyum olduğunu düşünür ve hemen hemen herkes onu bulmak ister. Fakat, gerçek ruh eşi; seni hayattan geri koyan şeyleri gösteren bir ayna, seni hayatını değiştirebileceğine dair farkındalığa kavuşturan kişidir. Gerçek ruh eşi muhtemelen hayatın boyunca tanıyıp tanıyabileceğin en önemli kişidir. Tüm duvarlarını yıkar ve seni hayatın içinde uyanık tutar. Ruh eşinin amacı; seni bir güzel sarsmak, egonu biraz yıkmak, sana engellerini ve bağımlılıklarını göstermektir. İçeri yepyeni bir ışık sızabilsin diye kalbini biraz olsun kırmaktır. Sana, hayatına dair kontrolünü öyle kaybettirir ki değişimin kaçınılmazdır. İşin aslı astarı; Elizabeth Gilbert’dan bu yazıyı ruh eşimi bulmak zordu. Şimdi imkansıza yakın!