Irak ve Suriye'de PKK'nın terör devlet kurması için oyunlar bitmiyor. Hem de, hem Irak hem de Suriye devletlerinin ve ordularının gücünü kullanarak! Tiyatronun yeni perdesi, bir kez daha Sincar'da açıldı.
Yine Ezidiler kullanılarak, yine Ezidi dramı istismar edilerek, yine DEAŞ gerekçe gösterilerek, PKK’ya meşruiyet-resmiyet, güç ve alan kazandırmanın peşine düşüldü.
Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı Felah Feyyaz başkanlığındaki üst düzey bir heyet “Sincar’ı koruyacak ‘BİRLEŞİK’ bir Ezidi Gücün oluşumu” gerekçesiyle, görüşmeler yapmak üzere hafta sonu Sincar’a gitti.
Toplantılardan amacın; “Sincar’daki bütün yerel güçleri (!) ve savaşçıları (!) bir araya getirmek ve şu an bölgede bulunan tüm güvenlik güçlerini birleştirmek” olarak tanımlandı.
Bölgede Haşdi Şabi ve Peşmerge ile birlikte, en etkili ve en güçlü silahlı unsurların başında PKK ve PKK türevi güçler olduğu biliniyor.
Peşmerge ve Haşdi Şabilerin Irak anayasa ve kanunlarında zaten bir tanımı var.
Ama PKK’nın yok!
Bu toplantıların PKK’ya yakınlığıyla bilinen Haydar Şeşo’nun lobi, nüfuz ve etkisiyle gerçekleştiği ifade ediliyor. Ezidi Özgürlük ve Demokrasi Parti Başkanı ve Ezidhan Savunma Güçleri komutanı Haydar Şeşo’nun ise ‘KYB ve KDP de dahil pek çok kereler saf ve eksen değiştirse de’ PKK’ya yakınlığıyla ve sayısız kereler iş birliği yapmasıyla biliniyor.
Bu toplantılar ve süreç sonuç verirse PKK ve hamilerinin istediği sonucu üretirse, PKK ve türevleri, sadece Sincar’da değil bütün Irak’ta meşruiyete, resmiyete ve yetkiye kavuşacak. Resmi üniformalara-silah, araç ve gereçlere, kimlik kartlarına, ödenek ve maaşlara sahip olacaklar. Kısacası Irak’ın petrolünden onlar da pay almaya başlayacaklar.
Sadece Sincar’da değil Irak’ın tamamında istedikleri gibi gezip dolaşabilecek, örtülü-gizli ve illegal faaliyetlerini derinleştirerek yapabilecekler.
Irak ülkesine ve başta Kürtler olmak üzere ülke halkları üzerinde çok daha fazla etki ve nüfuz üretecekler. KDP ve KYB bölgeleri de bundan nasibini alacak.
PKK ortaya çıkan veya ortaya çıkartılan (!) kaos ve boşlukları kullanarak, aynı Suriye’de olduğu gibi oldu-bittilerle alanlarını genişletecek.
Türkiye gibi ülkeler ise Sincar ya da başka bir yerde PKK’lıları vurduğu zaman Irak devletinin üniformalarını taşıyan Iraklıları (!) vurmuş olacak.
Sınırın hemen ötesinde bugün kaçacak delik arayan PKK’lılar, belki de Irak devletinin üniformasını taşıyan resmi teröristler (!) olarak Mehmetçik’in karşısında yerini alacak.
İşte böyle böyle Irak ve Suriye’yi içten patlata patlata PKK terör devleti yolunda yürüyecekler.
Irak’ın petrolünden onlar da pay almaya başlayacaklar.
Ve bu projenin sadece Kasım Şeşo’nun aklıyla yürütüldüğünü düşünmek de büyük safdillik olur.
Ve sadece Sincar’da ve bu toplantı üzerinden oynandığını da.
Artık resmiyete, meşruiyete, yetkilere kavuşan, resmi üniformalara-silah, araç ve gereçlere, kimlik kartlarına, ödenek ve maaşlara sahip olan, Irak’ı ve Suriye’yi parçalayacak, Türkiye’yi de parçalamaK isteyen bir terör devlet oluşumu izliyoruz.
Daha önce de PKK’nın Irak devleti indinde resmiyet ve meşruiyet kazanması doğrultusunda sayısız girişim ve iş birliği olmuştu.
Ve bu girişimlerin arkasında da bazı bölgesel ve küresel güçler vardı.