Uzun adıyla, Akademik Becerilerin İzlenmesi ve Değerlendirilmesi araştırması…

Çok çok mühim bir eğitim araştırması “ABİDE”

Uzun adıyla, Akademik Becerilerin İzlenmesi ve Değerlendirilmesi araştırması…

Türkiye’de binlerce 4'üncü ve 8'inci sınıf öğrencisine yönelik bu etkili eğitim araştırmasının sonuçları da epey dikkat çekici.

Araştırmanın veri analizlerindeki sonuçlar, gelecek neslin hangi alanlarda, hangi psikolojide ve hangi çerçevede ilerleyeceğinin de belirtisi.

İlginç analizler var göze çarpan.

Örneğin, evdeki kitap sayısı fazlalaştıkça öğrencilerin akademik beceri puanları da artıyor.

Öğrencilerin eğitim hedefleri yükseldikçe de değerlendirme yapılan alanlardaki puanlarının arttığı görülüyor.

İşte birkaç çarpıcı veri sonucu

“Sosyoekonomik düzey, aile ilgisi, derslere verilen değer ve derslere ilişkin öz-yeterlik algısı değişkenlerinin öğrencilerin akademik becerileri ile pozitif ilişki gösterdiği, okula yönelik tutum değişkeninin genel olarak öğrencilerin akademik becerileri ile ilişkili olmadığı, aile baskısı değişkeninin ise akademik beceriler ile negatif yönde ilişki gösterdiği sonucuna ulaşıldı”

“Okula yönelik tutum değişkeninin genel olarak öğrencilerin akademik becerileri ile ilişkili olmadığı, aile baskısı değişkeninin ise akademik beceriler ile negatif yönde ilişki gösterdiği sonucuna ulaşıldı.”

“Destekleme yetiştirme kurslarına her iki dönemde katılan öğrencilerin akademik beceri puanlarının genel olarak daha yüksek olması, destekleme yetiştirme kurslarının etkili olduğunu ortaya koydu.”

Raporda 2016’da yapılan araştırmadan farklı olarak, duyuşsal ve demografik özelliklerle ilgili çalışmalar ise belki de en önemlisi.

Eğitim hedefi, okula yönelik tutum ve derslere verilen değer üzerinden cinsiyet farklılığı gözetilerek yapılan çalışmada kız öğrencilerin daha fazla sorumluluk aldığı görülüyor…

“Kız öğrencilerin eğitim hedeflerinin daha yüksek, okula yönelik tutumlarının daha pozitif olduğu ve derslere daha fazla önem atfettikleri ortaya çıktı.”

Önemli verilerden biri de öğrencilerin kitap okumaya ayırdıkları süre… Öğrencilerin kitap okumaya ayırdıkları süre attıkça başarılarının da arttığını gözlemleniyor.

“Kitap okumaya ayrılan sürelere ait dağılıma bakıldığında, öğrencilerin yüzde 42,3’nün bir haftalık süre içinde kitap okumaya 1 saatten az zaman ayırdıkları belirlendi”

Ciddi bir tespit…

Temel sorunlarımızdan biri kitap okumamak… Görülüyor ki bu alışkanlığımızı çocuklarımıza da geçiriyoruz.

Raporun son hali, önümüzdeki günlerde detaylı olarak paylaşılacak. Bir başka yazıda konuyu daha da ayrıntılı işlemek görevimiz.

TEBRİKLER İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ… TEBRİKLER DİL MERKEZİ…

İstanbul Üniversitesi dil eğitimi bakımından önde gelen üniversitelerden biri.

Yaklaşık otuz dilde eğitim yapılıyor üniversitede…

İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak hocanın açıkladığına göre ise 145 ülkeden 7 bin öğrenci var üniversitede.

Başarılı çalışmalar sonucunda Türkiye, uluslararası öğrenciler arasında bir marka haline geldi.

Elbette ki, en büyük pay İstanbul Üniversitesi’ne ait.

Özellikle üniversitenin Dil Merkezi, 1 yılda toplam bin 200 uluslararası öğrenciye Türkçe öğretiyor. Türkiye’nin uluslararası öğrenci politikasında son derece önemli bir durum bu.

Öyle ki, kendi ülkelerinde diplomat, akademisyen, gazeteci ve profesyonel yönetici olacak gençler Türkiye’yi tanıyor, Türkçeyi öğreniyorlar...

Başta YÖK başkanı Prof.Dr.Yekta Saraç olmak üzere

İstanbul Üniversitesi rektörü Prof.Dr. Mahmut Ak, İ.Ü Dil Merkezi Başkanı Dr. Mehmet Yalçın Yılmaz ve tüm üniversite çalışanlarını Türkiye’ye kazandırdıkları bu haklı gurur için tebrik ediyoruz.

***

GÜNÜN SÖZÜ

“Çocukken fakirdim. İki kuruş elime geçince bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydı, bu yaptıklarımın hiç birini yapamazdım”

Mustafa Kemal Atatürk

***