Şöyle şehrin buhranından kaçabileceğimiz, yakın olan ama temiz de olan ama denize de girebileceğimiz ama sevimli de olan bir yerler yok mu derken, harika bir keşif yaptık!
Bu günlerde İstanbul’un kalabalığından ve sıcağından bunalıp kendimizi Ege ve Akdeniz kıyılarına atmaya çalışıyoruz.
Ama havaalanına gitmek bir dert, uçağı beklemek bir dert, uçaktan in, otele git ayrı dert... Arabayla gidelim desek kalanlar da bizim gibi düşündüğü için İstanbul trafiğini aratmayan Çeşme-Bordum yolu yoğunlukları yaşıyoruz. Şöyle Kaş’a uzanalım, huzur bulalım desek; uçakla Dalaman’a git, oradan iki buçuk saat süren ve ralli pisti virajlarını aratmayan yamaçlı yoldan arabayla git derken, zaten Kaş’ta geçirdiğimiz iki günde kendimize gelemiyoruz. Yolu göze alıp Antalya’ya gitsek hem çok sıcak hem de fiyatlar uçmuş. Adalara kaçsak, Arap turist yoğunluğundan oturacak yer bile bulunmuyor...
Şöyle şehrin buhranından kaçabileceğimiz, yakın olan ama temiz de olan ama denize de girebileceğimiz ama sevimli de olan bir yerler yok mu derken, harika bir keşif yaptık!
Blue Pier Butik Otel Karamürsel! Denizin kıyısında, mavi bayraklı plaja sahip, harika bir mutfağı olan, şirin ötesi bir yer! İstanbul’dan tam bir saat uzaklıkta. Osmangazi Köprüsü’ne çok yakın. 40 odadan oluşan bir sahil oteli... İster deniz suyu ile doldurulan yarı olimpik havuzda vakit geçirin, isterseniz çimlere serilip kitap okuyun, isterseniz denize sıfır uzun sahilinde yürüyüş yapın, bisiklete binin, sahil kenarında balık tutun ya da mavi bayraklı plajında güneşlenin...
Otel daha geçen sene yenilenmiş ancak aslında civarın en eski ve ilk turistik tesisi ve tam 50 yıllık bir hikayesi var! Zamanında Vehbi Koç’tan Türkan Şoray’a, Ajda’dan Müzeyyen Senar’a pek çok ünlü sanatçı da burada misafir olmuş. Fenerbahçe Spor Kulübü burada kamp bile yapmış. Hatta hani Megastarımız Tarkan’ın daha genç, masum bir delikanlı iken – 90’larda televizyonda ne çok yayınlanmıştı o görüntüleri- ilk sahneye çıktığı yer de burası!
Aynı zamanda Osmangazi Köprüsü de tam dibinizde olduğu için akşam onun ışıklarına bakarak yemek yemek sanki Boğazda olduğunuz hissini yaratıyor. Mekan bir aile işletmesi. Beyhan Özcan tarafından babasından devralınmış. Her şey ince zevklerle ve titizlikle oluşturulmuş. Sadece 40 adet odası olduğu için de fazla kalabalık olmuyor.
Cumartesi sabahtan çıkıp, pazar akşamüstü evinizde olma lüksünü kaçırmayın. ????
Biz hafta sonu resmen yenilenip geri geldik! Ve bir sonraki hafta sonunu iple çekmeye başladık.