Yaklaşık iki buçuk sene önce Çin'den yayılmaya başlandığı söylenen minicik virüs, anlatsalar inanmayacağımız aylar yaşattı bize. Tüm dünya evlerine tıkıldı, önüne gelen her şeyi dezenfekte etti, dışarı çıkabildiği anlarda maskelerle gezdi ve buna rağmen milyonlarca vaka oluşmasını ve yüz binlerce ölümü engelleyemedi.
Pandemi günleri sırasında, hep dışarı rahatlıkla çıkabileceğimiz, maskesiz yürüyebileceğimiz, aile ve arkadaşlarımızla buluşabileceğimiz zamanların hayalini kurduk. Peki bu yeni normalde, pandemi öncesine göre neler değişti hayatımızda? Acaba çok mu kolay adapte olduk bazı şeylere ya da tam tersi hiçbir zaman o eski hayatımıza geri dönemeyecek miyiz artık? Bazıları pandeminin aşılmasını ‘anı yaşamak’ için bir fırsat olarak görürken, bazıları hayatın ne kadar kırılgan olduğuna dair ders çıkararak ‘daha dengeli bir yaşam’ tercih etmiş durumda.
Yine de insanoğlunun temel ihtiyaçları değişmediği için (güvenlik ihtiyacı, aidiyet duygusu ve istikrar) salgın sona erdiğinde farklı yaşam tarzları oluşmamış olsa da toplumu etkileyen belirli farklar şimdiden mevcut.
Pandemi sonrasında hayatımızda neler değişti
Bizim ve sevdiklerimizin sağlığına daha çok önem verir olduk. Buna bağlı olarak sağlık ve bağışıklık harcamaları cüzdanımızdaki payını arttırdı. Vitamin ve takviyeler gibi eczane ürünlerinin satışı artarken hastanelerde yapılan checkup sayıları da rekor kırmış durumda.
Bu dönemde aileye verilen değer arttı. İnsanlar sosyalleşmenin nasıl önemli bir ihtiyaç olduğunun daha çok farkına vardığından daha rahat arkadaşlıklar kuruyorlar sokakta karşılaştığınız kişiler bile daha güleryüzlu ve sıcak.
Ben sosyal mesafenin öyle kolay kalkmayacağına inananlardandım ama o da hızlı bir şekilde azaldı geriye sık sık el yıkama ve bol kolonya kullanımı kaldı.
Doğada vakit geçirmenin önemi arttı havanın güzel olmasını beklemeden insanlar kendilerini dışarı atar oldular.
Pandeminin önemli bir getirisi de bebek sahibi olanların ve evcil hayvan sahiplenenlerin sayısındaki artış oldu. Bu dönemde doğan çocukların, anne ve babaları ile daha çok vakit geçirebildikleri için şimdilik şanslı oldukları söylenebilir. Kafeler ve oteller de değişen taleplere ayak uydurabilmek için; daha çok hayvan dostu olmaya başladılar.
Büyük şehirlerden, küçük şehirlere tersine göç daha da hızlandı. Türkiye’de bu özellikle İstanbul’dan, daha küçük’ olarak niteleyebileceğimiz büyükşehirlere: İzmir, Antalya ve Bursa’ya doğru yoğunlaşmış görünüyor.
Pandemi sırasında başladığımız ve azaltmadan devam ettiğimiz bir takım şeyler de var: mesela Spor giyim hakimiyetini devam ettiriyor; Sokakta eşofman giymek artık çok in! gece elbiselerinin altında da spor ayakkabı görmeyi yadırgamıyoruz artık. Online olarak başlanan hobilere devam ediliyor. Meditasyon aplikasyonu kullanımları ve online canlı spor dersleri hız kesmeden devam ediyor.
Evde yemek yapmak; ekmekten pastaya kadar trend olmuştu. Artık bıkkınlıktan mı bilinmez, kimse evde bir şeyler pişirmiyor. Bu da online yemek siparişlerinin hala yüksek sayıda olmasına sebep oluyor.
Dijital olark market alışverişi, yemek, su, kıyafet alışverişleri o kadar yoğunlaştı ki: bu firmalar yetişemedikleri talepler için özür dilemek zorunda kalıyorlar.
Alınan maaşlar reel olarak azarlmasına rağmen harcamalar yüzde olarak arttı. İnsanlar belirsizlikler sebebi ile daha az tasarruf yapar oldular. Varken harcamak ya da paranın değerini korumak için bir mala (araba, ev, vs) yatırım yapmak oldukça trend.
Ülke ekonomilerini pandemi sonrası canlı tutan şey, intikam harcamaları. Pandemide evde kalıp da harcayamadığımız paraları şimdi harcıyoruz. Aynı zamanda ekonomik belirsizlikler sebebi ile ‘ileride pahalılanır’ diye şimdi alışveriş yapanların sayısı da azımsanmayacak kadar yüksek.
Bazı ürünlerde Giffen Goods, etkisi yüksek oranda görülüyor. Bu ilginç iktisat teorisine göre; bir malın fiyatı artarken ona olan talep de artıyor. Aslında bunun sebebi, ürünün alternatifi olabilecek şeylerin fiyatının daha çok artması sebebi ile mevcut talebin bu ürüne kayması. Yani kabak pahalı ama hala insanlar neden alıyor sorusunun cevabı, kabağa alternatif olabilecek sebzelerin fiyatlarının çok daha fazla artıyor olması.
Market alışverişlerinde ya daha uygun fiyatlı marketlerden alışveriş yapılır oldu ya da belli kategorilerde daha uygun fiyatlı ürünlere ve market markalarına kayış hızlandı.
Pandemi sırasında ve sonrasında işini kaybeden ve maddi olarak zorlanan çok fazla insan var. Bu kişilerle beraber uzun dönemde, iş hayatına güvensizliğin artması ile beraber kendini güvenceye alma konuları da önem kazanacak.
Buna ek olarak bazılarının içinde ‘hedonizm’ uyandı. Felsefede ‘Hazcilik’ olarak da bilinen hedonizm, sürekli haz veren şeye yönelmenin en doğru davranış olduğunu savunuyor.Buna bağlı olarak bazılarımız artık işlerimizi hayatımızın ön planına koymuyoruz.
Şu an dünyada bir istifa akımı var ‘Great Resignation’ olarak adlandırılan bu süreç, tam da bu işi hayatlarının ön planına koymaktan vazgeçen kişiler tarafından gerçekleştiriliyor. Bunun da uzun dönemde dünya ekonomisine nasıl etkileri olacağı konusunda teoriler üretilmeye başlandı.
Pandemi aslında şirketlere elemanlarının kendi başlarına da uzaktan çalışabildiğini, dünyadaki internet altyapısının bunun için yeterli olduğunu gösterdi. Şu an çalışanlar tarafından: ofise 5 gün çağırılmak mobbing gibi görülüyor.
Bir çok büyük şirket evden çalışmaya ve hibrid çalışmaya (haftada birkaç gün ofise gelerek çalışma sistemi) geçti. Bu hem işveren için maliyet azalması hem de çalışanlar için motivasyonun artmasına sebep oldu. İşverenler bunu da ‘doğa için daha az enerji harcıyoruz’ mantığı ile çok güzel paketlediler. Çalışanlarsa evde daha az çalışmıyor ancak daha esnek saatlerle çalışabiliyorlar.
‘Dijital göçebe’ diye bir kavram oluştu. Dubai buna ilk yatırım yapan şehirlerden. Online çalışabilen kişiler Dubai’ye gelip otellerde uzun süre konaklayıp hem tatil yapıyor hem de işlerine ara vermeden para kazanmaya devam ediyorlar.
Yarı zamanlı çalışanlar ve danışmanlık yapanlar arttı.
Yurtdışı ve yurtiçi iş seyahatler azaldı; toplantılar da belirli uygulamalar kullanılarak dijitale döndü.
Ortak çalışma alanları ve paylaşımlı ofislerin sayıları da ciroları da arttı.
Okulların da bir kısmı evden devam ediyor ya da hibrid düzene geçmeye çalışıyor.
Turizm eski haline döndü sayılır; hem yurtiçi hem yurtdışı turist ve seyahat sayısında bu sene rekor bekleniyor. Her şey pahalı olsa da insanlar bankalardan tatil kredisi çekip bu yaz için planlarını yapıyorlar.
‘Dünyadan aldığımız geri vermek’ mantığı ile ‘sürdürülebilirlik’ ve ‘geri dönüşüm’ konuları önem kazandı. Bankasından tuvalet kağıdına kadar birçok markanın doğaya ne kadar değer verdiğini televizyon reklamlarında sık sık görüyoruz.
İnsanoğlu esnek bir canlı; her türlü değişime kısa zamanda adapte olabiliyor, istese de istemese de içinde bulunduğu şartların getirdiği durumları kendi avantajına çevirmeyi biliyor. Pandemiden de herkes payına düşen dersi çıkarmış görünüyor. Yine de hepimizin aklını tek bir soru kurcalamaya devam ediyor.‘ Acaba yakın gelecekte, bir daha böyle bir şey yaşar ve hayatlarımızı tekrar değiştirmek zorunda kalır mıyız?’