Son günlerde sıklıkla duyduğumuz Metaverse nedir, nereden çıktı, hayatımızı nasıl etkileyecek? Pandemi, hibrid çalışma yaşamı, ekonomik sıkıntılar ve savaş çanları arasında gündemimize giren bu yeni dünyayı sizin için araştırdık.
Son günlerde sıklıkla duyduğumuz Metaverse nedir, nereden çıktı, hayatımızı nasıl etkileyecek? Pandemi, hibrid çalışma yaşamı, ekonomik sıkıntılar ve savaş çanları arasında gündemimize giren bu yeni dünyayı sizin için araştırdık.
Öncelikle kavramın nereden geldiğine bir bakalım: META; antik yunancada ÖTE demek, VERSE ise İngilizce UNIVERSE olan EVREN kelimesinin kısaltması: Metaverse; ‘öte evren – evren ötesi’ olarak tanımlanıyor böylece. Evet, hemen aklınıza geldiği gibi bir nevi ‘Matrix’ yaratılmaya çalışılıyor. Vizyona girdiği 1999 yılında büyük tartışmalara sebep olan, ‘ya acaba böyle bir dünyada yaşıyor olabilir miyiz?’ sorusunu hepimizin kendine sorduğu konu, 20 sene sonra artık gerçek. Üstelik devam etmek için kırmızı ya da mavi hapı seçmenize gerek yok: Hepimiz bir şekilde içinde yer alacağız, yani bundan kaçış yok…
Metaverse’de ‘yaşamak’ için, geleneksel kişisel bilgisayarların, tablet ve telefonların yanı sıra sanal ve artırılmış gerçeklik cihazları ile (şimdilik o kocaman gözlükler) kalıcı çevrim içi 3 boyutlu sanal ortamlar yaratılıyor. Yani bu dünyada yaşadığımız dünyanın bir benzeri sanal ortamda yaratılıyor. Wikipedia’nın ‘masumane’ maddesine göre ise metaverse; ‘iletişim perspektifinden yeni bir gerçeklik, anlam dünyası ve iş birliği fırsatları sunan; kültürel, entelektüel ve ekonomik üretim için alt yapı ve etkileşim olanakları tanıyan; farklı gelişmiş teknolojilerin eş zamanlı ve entegre bir biçimde kullanıldığı; siber toplumsal bir düzlem’ şeklinde tanımlanıyor.
Bu noktaya nasıl geldik?
İnternetin ortaya çıktığı ilk dönemler, kullanıcıların sadece "okuyucu" olduğu Web 1.0 sürümü ile önce var olan içerikleri tüketmeye başladık. Ardından, kullanıcıların artık birer "paylaşımcı" olduğu Web 2.0 kavramı geldi. Bununla birlikte hayatımıza, artık vazgeçilmezimiz olan sosyal ağlar da girdi. Bu konunun da artık belirli bir olgunluğa ulaştığı düşünüldüğü için, işin profesyonelleri kullanıcıları bir sonraki versiyon olan Web 3.0'a geçiş yapmaya hazırlamaya başladı. Kendisinden öncekilerin aksine tek merkezden yönetilmeyen, bir hacker saldırısına maruz kalmayacak kadar güvenli bir ortam oluşturulması hedeflenen Web 3.0 de beraberinde metaverse kavramını getirdi. Bu teknoloji yeterince gelişirse, insanlar alışveriş yapma, sinemaya gitme, kafede zaman geçirme gibi pek çok eylemi fiziksel bir çaba harcamaksızın oturdukları yerden yapabilecekler.
ŞU AN NELER OLUYOR?
Her şey her zamanki gibi oyunlarla başlatılıyor. Kullanıcıların hayatına basitlikleri ile giren ve eğlenceli zaman geçirmeyi vaadeden, kısa zamanda alışkanlık yapan oyunlar metaverse’ün ilk adımları diyebiliriz. En popüleri hem ulaşması kolay hem de oynaması zevkli olan Fortnite. Her yaştan kişinin favorisi olan oyun geçen sene ülkemizde de en çok oynananlar arasında yerini aldı. Metaverse’ü en yalın hali ile kullanan oyunda, sanal paralarla kıyafet ve silah alabiliyor, oyundaki avatarınızı kişiselleştirebiliyorsunuz. Bir diğer popüler oyun olan Sandbox’ta ise, kendi oyun içi eşyalarınızı yaratabilir, bunları satabilir ve karakterinize özel mülkiyetler edinebilirsiniz. Decentraland'de sanal etkinliklere katılabilir, oyun oynayabilir, pazarlarda dijital mal ticareti yapabilir ve dünyanın her yerinden diğer üyelerle takılabilirsiniz. Star Atlas ise, 2620 yılında geçen bir strateji oyunu. Bu evrenin bir vatandaşı olarak, bölgesel fetih, siyasi hakimiyet ve kaynak toplama ile kendi dünyanızı yaratıyor, galaksiler arası çatışmalarla mücadele ederken, jeton şeklinde ödüller kazanıyorsunuz. Upland üzerinden ise harita üzerinden takaslara girebiliyorsuınuz. Ayrıca oyunu oynayan kullanıcılarla harita üzerinde buluşup partiler düzenleyebiliyorsunuz.
Parsel Parsel Sanal Arazi Satışları
Gerçek dünyada tüm hayatınız boyunca çalışıp alamayacağınız evleri, arabaları şu an, birbirinden bağımsız olan metaverse evreninde çok daha uygun fiyatlarla satın alabiliyorsunuz. Son bir yılda kendine yer bulan en popüler platformlar: Metaverse, Sandbox ve Ovr. Bu evrenlerde kripto paralar geçerli ve bu kripto paraların tamamı sanal hisseler olarak kullanılmakta. Metaverse evrenine tüm haritası ile ilk giriş yapan şehir Seul oldu.
Bu metaverse ortamlarını tasarlayanlar, kendi evrenlerinden yapmaya başladıkları arazi satışları ile inanılmaz paralar kazanmaya başladılar bile. Ortaya çıkan istatistiklere göre ise biz Türkler, ‘ileride buralar kesin değerlenir’ mantığımızı sanal evrene de taşıyarak, bu platformda en çok arazi alımı yapan kişiler olmuşuz. Birden fazla platform üzerinden gerçekleştirilen arsa satışlarında, dünya haritası parsel parsel satılırken bunların ileride işe yarayıp yaramayacağı merak konusu. Ancak sanalda da olsa ‘Çırağan Caddesi’nde arazim var’ demek bizi tatmin ediyor olmalı ki; burası sanal dünyanın en pahalı mahallesi olmuş durumda. Stadyum, camii, saray ve köprü gibi sembol alanlar ise ilk talep görenlerden. Ayasofya’nın sanal da olsa satılması, beraberinde tartışmaları da getirir mi bilinmez ancak Türkiye genelinde yaklaşık 20 binin üzerinde parsel şimdiden satılmış durumda. Peki henüz hiçbir denetime tabi olmayan metaverselerden arsa satın almak ne kadar doğru? Bu evrenlerde gerçekleştirilen satın alımlar için yalnızca kripto paralarla işlem yapılıyor, ki onların da denetim ve güvenlik açıkları mevcut. Henüz metaverseler birbirleri ile konuşmadığı için bir evrende aldığınız arazi, diğer evrende başka bir kullanıcıya satılmış olabilir. İleride yapılması hayal edilen tüm evlenlerin birleştirildiği durumda arsanın gerçek sahibi kim olacak? Ya da gerçek dünyada sahip olduğunuz arazinizi ‘mülkiyet hakkına aykırılık’ gerekçesi ile sanal alemde satın alan kullanıcıdan hak talep edebilecek misiniz? Bunların hepsi yanıtlarını bekleyen önemli sorular olarak karşımıza çıkıyor.
Büyük Yatırımlar Yapılıyor
Bugün dünyadaki en önemli metaverse yatırımcılarının başında sanal gerçeklik cihazları üzerine çalışan Oculus şirketini 2 milyar dolara alan Facebook geliyor. CEO Mark Zuckerberg bu konuda o kadar hevesli ki; bağımsız kuruluşlar tarafından oluşturulmaya başlayan Metaverse dünyasını sahiplenmek için facebook şirketinin ismini bile Meta olarak değiştirdi ve gelecek senelerdeki yatırımlarının çoğunu da bu dünyayı geliştirmek için kullanacağını açıkladı. Zuckerberg, geçen aylarda yayınladığı, yaklaşık bir buçuk saat süren lansman videosunda; bizi metaversede nelerin beklediğini pembe bir dünya çizerek anlatıyor. Zaten Facebook, şirket mottosunu ‘ınsanları teknolojiyi kullanarak sosyalleştirmek’ olarak belirlediği için, metaversede de insanların evlerinden çıkmadan sosyal ortamlarda nasıl buluşabileceğini anlatıyor.
Facebookçular, aynı zamanda Microsoft gibi önemli yazılım şirketleriyle iş birliği anlaşmaları imzaladıkları için çok hızlı bir şekilde bu dünyaya entegre olmayı planlıyorlar. Yakın bir zaman içinde de ürünlerini piyasaya sürmeleri bekleniyor. Uzmanların görüşüne göre, onların girişi ile bu dünya, daha da farklı bir yere gidecek.
Facebook ve Microsoft’a ek olarak Roblox gibi oyun platformları da bu alanda büyük Ar-ge yatırımları yapıyorlar. Nihai amaç, bütün bu platformları entegre edip, merkeziyetsiz tek bir evren haline getirmek ve kullanıcılara kolay ulaşım sağlamak. Nasıl ki şimdi gmail ya da facebook kimliğiniz ve şifrenizle, heryere girebilmenizi ve bu platformlardaki bilgilerin birbirleri ile konuşmalarını sağlayabiliyorlarsa, ilerisi için de tek bir kullanıcı şifresi ile tüm veri ve kişisel paylaşımlarımızı tek bir platform üzerinden yapmanız için çalışıyorlar.
Eski adı ile facebook, yeni adı ile Meta, her ne kadar bu konuda öncü olmaya çalışsa da şirketin başı şu anda, sahip olduğu platformların tekelleşmesi ile belada olduğu için, nasıl bir formül bulacağı merakla bekleniyor. Bilindiği gibi, ilk olarak 2012 yılında Instagram'ı, 2014 yılında ise WhatsApp'ı satın alan şirket, en büyük sosyal ağları elinde bulundurarak adeta piyasayı domine etti. ABD Federal Ticaret Komisyonu şirketin en büyük rakiplerini satın alarak piyasayı tekelleştirmesi nedeniyle WhatsApp ve Instagram'ı elinden çıkarmasını talep ediyor.
Sosyal Etkinlikler Hız Kazanıyor
Metaverse’ün ilk konseri, tüm dünyadan binlerce kullanıcının katılımı ile 2020 yılında ünlü rap sanatçısı Travis Scott’ın Fortnite’taki metaverse ortamında verilmişti. Katılanların çok eğlendiklerini ve ‘gerçekten oradaymış gibi’ hissettikleri konser, büyük ses getirmişti.
2022 yılbaşında ise, dünyanın ilk influencerı, trend gurusu Paris Hilton, 2021 yılı boyunca üzerinde çalıştığı kendine ait metaverse dünyası Paris World’de bir yılbaşı partisi düzenledi. İnsanların sanal avatarlarıyla katılabildiği partiye giriş ücretsizdi. Ancak o akşam giymek istediğiniz tüm sanal kıyafetleri, birçok lüks mağazanın sanal şubelerinden edinebiliyordunuz. Ee, Paris’in partisine Gucci çantasız katılınamayacağı için birçok kullanıcı gibi 3 dolara satılan sanal tshirtlerden, 14 dolara satılan lüks çantalardan aldı, saçlarını da 1 dolar karşılığı sanal kuaförlere yaptırdı. Dileyenler helikopter veya yat kiralayarak adaya ulaştılar. Gerçek hayatta hâlâ Maldivler'de balayında olan Paris de partiye dijital versiyonuyla katıldı ve DJ'lik yaptı. Sadece o gece, Hilton’un bu etkinlik sayesinde 700.000 dolar kazandığı konuşuldu.
İşin Sosyolojik Boyutu
Her ne kadar şu ana kadar anlattıklarımız yabancı gelse de, bunlar çok kısa zamanda, var olan hayatımızı oldukça değiştirecek gelişmeler. Pandemi, ekonomik sıkıntılar, evden çalışma sistemine geçiş derken, küçülen hayatımız daha da minimize olup, bir sanal gerçeklik gözlüğüne hatta çipine sığacak. On sene önce ‘son teknoloji’ dediğimiz ürünlerin - i-podundan, blue rayine kadar- hayatımızda şu an yer almadığını düşünürsek, insanoğlunun hayal ettiğini çok hızlı yapabildiği bu dönemde, bir on yıl kadar sonra nasıl bir dünyada yaşayacağımızı öngörmek zor. Bu gelişmelere ne kadar hazırlıklıyız, ne hızla adapte olabileceğiz, hayatımıza giren yeni kavramlara direnmemeyi nasıl başaracağız bilinmez. Ancak Darwin’in de dediği gibi uyum sağlayan hayatta kalabileceği için bir yerinden başlamak mecburiyetinde bırakılacağımız kesin.