Hiç de küçümsenebilecek bir durum değil.

Hiç de küçümsenebilecek bir durum değil. İkinci savaş sonrası kurulan yeni dünya düzeninde ilk kez yaşandı. Amerika ilk kez böylesi açık bir yenilgi aldı. Muhtemelen siyasi tarihçiler bugünlerde yaşananları özel dip notlarıyla aktaracaklar.

Pekiyi ne oldu da Amerika’nın “En yakın müttefikleri” bile Amerika’nın karşısında yer aldı? Ne oldu da böylesi açıktan bir tavır gösterdiler? Amerika o kadar tehdide rağmen nasıl sadece üç-beş bin nüfuslu ufak tefek ada ülkelerini korkutabildi?

Açıkça görülüyor ki dünya, Amerika’nın kimseyi düşünmeden, başka ülkelerin ve toplumların hayatı üzerinde umursamazca kararlar almasını istemiyor. Hele hele bunun Trump nobranlığı ile yapılmasını hiç istemiyor.

Oylamada çekimser kalan ülkelerin arasında eminim “Hayır” oyu verecekken Trump’ın tehdidinden sonra vazgeçenler de vardır. Sırf “Amerika’nın tehdidine boyun eğdi” denmesin diye.

Herhalde Amerika’da birileri bu durumun faturasını Başkan’a tahvil eder. Amerika’yı bu duruma düşürdüğü için.

İşin bir de diğer cephesi var tabii ki. Biliyorum çok önemli bir gelişme. Ne kadar gurur duysak azdır. Ama bu sevinci abartıp bazı yazarların yaptığı gibi hakarete vardırmanın kime ne faydası var? Filistinlilere mi? Türkiye’ye mi?

Evet siyasi olarak müthiş an. Ama fiili olarak durumun değişmediği de ortada. Bizlere düşen ağırbaşlılık ile haklı davaları savunmak. Şirazeyi kaçırmak değil.

HALKIN GÜNDEMİ EKONOMİ

Sıralama değişmiş. “Ne sıralaması” diyorsanız eğer, halkın öncelik sıralaması.

Yapılan anketlerde uzun bir süredir halkın en önemli gündemi olarak terör gözüküyordu. İşte bu sıralama değişmiş. Terörün yerini ekonomi almış. Terör ikinci sıraya düşmüş.

İyi tarafından bakarsanız, “Terör etkisini azaltmış” diyebiliriz. Ama madalyonun bir de diğer yönü var. Ekonomi birinci sıraya çıkmış. Üçüncü sırada ise değişmez bir biçimde dış politika. Gerçi bu araştırma Kudüs gelişmelerinden önce yapılmış. Ama ekonomi ve terörün önüne geçtiğini hiç düşünmüyorum.

Ekonomi bir alt yapı sorunu. Yani tabanın tümünü etkiliyor. Terör de nitelik itibari ile bir altyapı sorunu olmakla birlikte başarılı mücadele ile lokalize olduğu için gündemdeki yerini kaybediyor.

Dış politika ise halkın pek anlamadığı bir durum. Bir üst yapı sorunu aslında. Evet halkım bu konularda hassas ama tercih yapma durumunda kaldığında cebini tercih edeceği kesin bir gerçek.

Hep dediğim gibi seçimleri belirleyen aslında ekonomidir. Çünkü ekonomi kimilerinin zannettiği gibi bir rakamlar bilimi değil, sosyolojinin de içinde olduğu bir sosyal durumlar bütünüdür.

2019’a şunun şurasında 1 yıl kaldı. İki büyük seçim var. Ve bu seçimlerde yüzde 1 önem taşıyor. Ve hükümete uyarım o ki, sokaktaki ekonomik durum pek de iç açıcı değil.