Trafiğe çeki düzen vermek için kurallar konulmuş ve bu iş bir sisteme oturtulmuştur. Eğer bu kurallar olmasa, havada feci kazalar kaçınılmaz olurdu.
Havacılık global krizden etkilenirken, ülkemizdeki bölgesel sorunlar nedeniyle başta THY olmak üzere, diğer şirketlerin yolcu ve uçuş sayısındaki düşüş herkesi kara kara düşündürüyor.
Bu nedenle THY, bazı uçakları bakıma alıp, bazılarını da başka şirketlere kiraya vermeye gayret ederken, özel şirketler de bir dizi tasarruf önlemlerini hayata geçirdi.
Kriz yılı olarak nitelenen 2016'yı unutup, 2017'ye umutla bakan şirketlerin planları umut veriyor. THY hız kesmemeye gayret ederken, Onur Air ve Atlas'tan da yeni hat açılışı haberleri geliyor. Pegasus'un 2017 yılı için 40 destinasyon için izin istediği haberi dikkatimi çekti. Bu 40 rota, 40 yeni noktaya uçuş yapmak demektir.
Elbette bu işler izinsiz, plansız olmaz. Bu işin sorumlusu olan Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü yurt dışı uçuşlarda karşı ülkeyle yapılan frekans anlaşmasına göre, isteklere cevap veriyor. Tabi, THY ve diğer şirketlerin taleplerini de göz önüne alıp, kotayı adilce bölüştürmek kaydıyla. Bu adil bölüşümün kuralları ve nasıl uygulandığının da bir adı ve yöntemi var.
Büyük şehirlerde trafiğin yoğun oluşunu ve nedenlerimi hepimiz biliyoruz. Bu yoğunluk gökyüzü trafiğinde de var dersem inanın. 200'e yakın ülkeden, yüzlerce havalimanından binlerce uçağın bir yerlere gidip geldiği ve adına hava seyrüsefer denen trafiğin yönetiminin yerdekinden daha zor olduğunu bilmenizi isterim.
İşte bu nedenle gökyüzündeki bu trafiğe çeki düzen vermek için kurallar konulmuş ve bu iş bir sisteme oturtulmuştur. Eğer bu kurallar olmasa, havada feci kazalar kaçınılmaz olurdu.
Güvenli, zamanında ve kontrol edilebilecek bir uçuş sistemi için "Slot" denilen uygulama hayata geçirilmiştir. İngilizce’de "Yoluna koymak" anlamına da gelen bu sözcük, hangi havayolu şirketi ne zaman, nereye gidecek gibi sorulara cevap vermeye yarar. Havacılıkta, ATC (Air Traffic Control -Hava Trafik Kontrol Hizmeti) Slotu ve Ground Slot(Yer Slotu) gibi iki slot türü vardır. ATC Slotu, hava trafiğinden sorumlu otoritece belirli havalimanı ve rotalara, belli zaman dilimlerinde değişik nedenlerden ötürü, geçişin sınırlı olması gerektiğinde o yolu izleyecek olan uçağın uyması gereken kalkış zamanıdır.
Yer slotu(Ground Slot) ise, ilgili havalimanının fiziksel yeterlilik durumuna göre, uçakların belirlenen geliş veya gidiş zamanlarına riayet etmesi durumudur.
Yani, kısaca bir meydanı kullanacak olan uçakların bu konuda uyması gerekenlerin bütününe kısaca slot deniliyor.
Şayet bu işin bir kuralı, kaidesi olmazsa, inanınki gökyüzündeki trafik, yer yüzünden daha beter olurdu. Bu işi ülkemizde daha önce Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'ne (SHGM), şimdi ise Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü'ne bağlı Slot Koordinasyon Merkezi(SKM) yürütmektedir.
Bu merkezden izin alan bir şirket, anılan saati 20 dakikadan fazla geçemez. Bu sürenin aşımı "Slot kaçırmak " olarak tanımlanır ve para cezasıyla cezalandırılır. Slotları yöneten merkez, havalimanlarının kapasitesine, aprondaki uçak park yerlerine, yolcu salonlarına, gate denilen kapılara, pasaport, gümrük, kontuar ve bagaj alım gibi konuları gözden geçirerek, kime, hangi slotların, ne zaman verileceğine karar verir.
Uluslararası Uçuş slotları, kısaca IATA denilen Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği'nin tarife koordinasyon konferansları ile belirlenir. Ülkeler yaptıkları ikili anlaşmalar ile de, bir birlerine ne kadar sefer yapacaklarını garanti altına alırlar.
İstisnasız tüm ülkeler ve havayolu şirketleri bu slot kural ve kararlarına uymak zorundadır. VIP uçuşlar, sağlık ve insani yardım uçakları, askeri, gümrük ve polis uçakları bu gibi kuralların dışında kalır.
Gökyüzünde yüzlerce uçağın, aynı anda hareket halinde olduğu ve güzergahlarının kesiştiği, bir meydana aynı anda bir çok uçağın inmek istemesi ve aynı anda kalkış yapmaya yeltenmesinin mümkün olamayacağını biliyoruz. Bu nedenle slot dağıtımında meydan otoriteleri kısıtlama ve kota koyabilir. Slot dağıtımını yapan SKM'de buna göre davranmak zorundadır.
Bu işlerin ülkeler arasındaki düzenlemesini de, merkezi Brüksel'de bulunan Avrupa Hava Seyrüsefer Teşkilatı-Eurocontrol adlı kuruluş yapar.
Avrupa Birliği ülkelerinin, tam üye olamadığımız için, bizi bazı haklardan mahrum etmeye yönelik girişimlere Eurocontrol Geçici Konsey Başkanlığı'nı Türkiye adına yürüten SHGM Genel Müdür Yardımcısı Haydar Yalçın bilgi ve deneyimiyle karşı koymaktadır.
Kısaca, havacılığımızın dünya ülkeleriyle entegre oluşu, bizim de gökyüzü ve yeryüzündeki havacılıkla ilgili tüm kurallara harfiyen uymamız, sektörün gelişmesine ve büyümesine giden yoldaki olumlu adımlardır. Bu adımların 2027'de daha da büyük başarılara gitmesi en büyük dileğimiz.
İyi uçuşlar Türkiye'm...