Sevdiğim bir sözdür: "Herkesin ölümüne yol açan bir Ahmet amcası vardır.
" Burada kastedilen elbet Ahmet adlı amcanın eline silah alıp sizi öldürmesi değil.
Açmak gerekirse, bu Ahmet amca 90 yaşındadır. Çok küçük yaşlardan beri sigara ve alkol tüketmektedir. Sağlığına hiç dikkat etmez. Ne bulursa yer. Yağlı-tuzlu ayırt etmez. Bırakın sporu, yürüyüş bile yapmaz. Yerinden kımıldamaz. Hımbıl bile denebilir. Buna karşılık son derece de sağlıklıdır. İşte bu Ahmet amca sizin ölümünüze sebep olabilir.
Sakın ha, sakın Ahmet amcayı örnek gösterip onun yaptıklarını yapmayın. Onun yaşam biçimini kendinize uyarlamaya çalışmayın. Çünkü onun hakkında söylenmeyen şey yaşayan hiç bir arkadaşının bulunmayışıdır. Ahmet amca bir genetik harikasıdır. Ve onu örnek aldığınızda başınıza sadece kötü şeyler gelir.
Genetik sağlıklı yaşam için önemli bir unsur. Ancak, bunun öyle abartıldığı kadar çok da önemli olmadığı ortaya çıktı. Araştırmalara göre genetiğin insan sağlığındaki önemi sadece yüzde 16'ymış.
Bilim adamları üşenmemiş araştırmışlar. Tam 96 milyon kişinin gen haritasını önlerine dökmüşler. Ve sonunda 13 milyon kişinin yer aldığı, 11 nesli kapsayan, 500 yıllık bir soyağacı oluşturmayı başarmışlar.
Sience adlı bilim dergisinde yayımlanan araştırmada gönüllülerin kendi istekleri ile verdikleri gen bilgileri kullanılmış. Ağırlıklı olarak da Avrupa ve Kuzey Amerikalılar katılmış.
Buna göre genlerin uzun yaşam konusunda az bir rol oynadığını tespit edilmiş. İncelenen 3 milyon kişinin sadece yüzde 16'sında genetik mirası belirleyici oluyormuş. Bu araştırmadan önce bilim adamları çok da iyimsermiş. Yüzde 30 civarında bir sonuç bekliyorlarmış. Tabii ki evdeki hesap çarşıya uymamış.
O yüzden siz siz olun genetik mirasınıza çok da güvenmeyin. Ahmet amcanın yediklerini yemeyin. Onun gibi yaşamayın.