"Biz bize yeteriz" kampayasında halk elinden geleni yaptı ve hiç de fena olmayan bir yardım birikti.
Milli birlike ve beraberikle elele vererek bir cumhuriyet kuran bir toplum olan Türk toplumu bugün bu özelliğini kaybetmiş gibi gözüküyor. Bunu anlamak için çok da büyük bir kahin olmaya gerek yok. Elbette istinalar kaideleri bozmuyor ama bazı meslek gruplarında bu milli birlik ve beraberlik konusu nerdeyse tarih oldu.
“Biz bize yeteriz” kampayasında halk elinden geleni yaptı ve hiç de fena olmayan bir yardım birikti. Bu kampanyayı bir kenara koyacak olursak korona pandemisi döneminde özellikle müzik ve sanat camiası hiçbir toplumsal harekette bulunmadı. Çok ilginç ama sanat dünyası genelde hükümete muhalif bir pozisyon seçmiş durumda. Küçük bir böcek için ayaklanan sanatçılar her gün onlarca kişiyi kaybettiğimiz pandemi döneminde sus pus oldu. Bunun elbette sosyolojik ve pskilojik bir açıklaması var. Toplumsal kutuplaşma sanat camiasına da yansımış durumda. Böyle bir tabloda da sanat dünyasının ülke halkı adına toplu hareket etmesi hayal gibi bir şey oldu.
Pandemi döneminde Türk sanatçısı karantinada kaldı
Ama dünyada durum öyle değil. Pandemi döneminde dünyada iki büyük müzik etkinliği yapıldı. Bu etkinlikler dijital medya aracılığı ile yapıldı ve güzel de paralar toplandı. Paranın öteside sanatçılar bu felakete karşı bir bütün olduklarını gösterdiler. Türkiye’de de ben bu tarz etkinliklerin olmasını çok isterdim ama olmadı. Türkiye’de müzik ve sanat camiası genelde bireysel takıldı. Herkes Instagram’ı kullanarak online konserler ve dinletiler hazırlamayı tercih ettti. Demirören Grubu bu #evdekal döneminde birkaç konserden oluşan, birbirinden bağımsız online etkinlikler yaptı ama çok sönük kaldı. Demirören grubu yaşadığı yaratıcı yönetim zaafiyetini bu etkinlikte de gösterdi ve üç beş müzik yorumcusu ile yapılan bu online müzik konserleri sönük kaldı. Sönük kaldığı yetmediği gibi bir de toplumsal bir mesaj da içeremedi. Oysa bu etkinliği bir yardım konserine çevirebilir ve çok büyük bir olaya imza atabilirdi. Ama grubun ne radyoları ne de diğer mecraları bu topa girmedi. Ya girmek istemedi (ki çok gerekirdi) ya da bunu düşünecek kapasitede birileri yoktu grupta. Bu etkinliği bir kenara koyacak olursa kalan hiç kimse, toplu bir etkinliğe imza atmadı. Şarkıcılar moda olduğu için Instagram’dan basit dinletiler yaptılar ve izleyicileri ile buluştular. Bazı şarkıcıların büyük bir bölümü Instagram konserlerinde ‘çok kişi iziyor’ havası basmak için bol bol fake izlenme satın aldılar ve sağa sola hava bastılar. Toplumsal açıdan bakıldığında kimse bir şey yapmadı, hekes karantinda uyudu. İşte biz bunun için dünyaya açılamıyoruz. Çünkü biz sadece günü kurtarma derdindeyiz, biz sadece Edirne’den Artvin’e kadar düşünüyoruz. Oysa dünya öyle değil.
One World Together’da neden bir Türk sanatçı yoktu?
Bu pandemi döneminde dünyada iki tane önemli yardım konseri yapıldı. Bunlardan birincisi 18 Nisan tarihinde yapılan “One World Together at Home” adlı etkinlik oldu. Global Citizen’in düzenlediği bu etkinlikte dünyanın dört bir yanından ünlü müzik insanı evlerinden küçük dinletiler sundu ve hem bir online konseri verdiler hem de bir yardım etkinliği düzenlediler. Ana süresi iki saat toplam süresi ise altı saati aşan bu konseri hem dijital medyada hem de geleneksel medyada yayınladı. Kovid-19 pandemisinde o dalga geçtiğimiz, yeteneksiz dediğimiz ve bir kısım medyanın adeta topa tuttuğu ABD, tarihe geçen bir yardım konseri düzenledi. İngiliz BBC televizyonunun yanı sıra dünyanın en büyük küresel televizyon kanalları CBC- ABC – NBC gibi kanallar da konseri canlı yayınladı. Bu konserin iki saatlik ana bölümünde Lady Gaga, Stevie Wonder, Paul Mc Cartney, Elton John, The Rolling Stones, Jennifer Lopez, Taylor Swift Celine Dion, Andrea Bocelli gibi isimler şarkı söyledi. Hepsi de online olarak katıldıkları bu konserde, hem şarkılarını seslendirdiler hem de yardım topladılar. Bu iki saatlik online konserin dışında ki diğer dört saatte de bir sürü sanatçı çıktı. Amerikalı, Portorikolu, Çinli, Fransız, Afrikalı, İrlandalı, Kolombiyalı, İtalyan, Kanadalı, Güney Koreli, Nijeryalı... Özetle her yerden sanatçı vardı. Ama Türkiye’den hiç kimse yoktu.
Neden yoktu? Bu soruyu hiç kimse kendisine sordu mu? Bu nasıl bir ayıp ya? Ben Türk sanatçısı adına utandım onlar utanmadı. Korona zaferleri söyleyen medyada bu etkinlik geçiştirildi. Kısa bir haber gibi geçti olayı. Bu olayın küresel birliğe olan katkısını ne inceledi ne de bu küresel şölende Türkiye’nin neden olmadığını sorguladı.
One World Together rekor kırdı: 128 milyon dolar toplandı!
“One World Together At Home” etkinliğini dünyada nerdeyse her ülkenin en önemli televizyon kanalları yayınladı. NBC’den 5,4 milyon izleyici programı televizyondan izledi. Kanada’da 4 milyon 460 bine yakın kişi izledi. Bunun dijitali , Youtube’u bilmemnesi de eklenince kısaca herkes bu konseri izledi. Çok büyük ve ciddi bir müzik organizasyonu oldu ve bu etkinlik sonunda koronavirüs sağlık çalışanları için 128 milyon dolar para toplandı. Bu, bugüne kadar bir konser – etkinlikte en kısa sürede toplanan en büyük para oldu. Konserde sanatçıların seslendirdiği şarkılar konserle aynı adla albüm olarak yayınlandı ve Spotify listelerine de girdi.
“Ayağa Kalk New York”
Korona salgını ile ilgili yapılan bir diğer müzik etkinliği de “New York” adlı etkinlik oldu. Yine ABD’de bu kez New York merkezli yapılan bu etkinliğe dünyanın en ünlü isimleri katıldı. Robin Hood adlı yardım organizasyonunu organize ettiği bu etkinlikte New York’ta yaşayan Jennifer Lopez, Robert Do Niro, Sting, Mariagh Carey ve Bon Jovi gibi starlar katıldı. Mayıs başında düzenlenen bu etkinlikte “Ayağa Kalk New York” sloganı kullanıldı ve etkinliğe New York valisi Andrew Cuoma ile Belediye Başkanı Bill De Blasio da katıldı. Bu etkinlikte bir saatte 115 milyon dolar toplandı. Yani yaklaşık 782 milyon lira toplandı.
İmamoğlu neden böyle etkinlik düşünmedi?
Bu etkinlik New Yorklu sanatçıların katıldığı bir müzik etkinliğiydi, bu da online olarak yapıldı. Bu nedenle burada neden Türk sanatçı yok demiyeceğim, ama buna da bir sorum olacak. Neden İstanbul‘da böyle bir şey yapılmadı? Hani Türkiye’nin en büyük, dünyanın en önemli metropolu İstanbul varya, o İstanbul adına neden böyle bir şey yapılmadı? Bunu hiçbir organizasyon şirketi düşünemedi mi? İBB düşünemedi mi? Ekrem İmamoğlu ve ekibi bunu düşünemedi mi? Bugün müzik camiasının yüzde 80’ninden fazlası Ekrem İmamoğlu’cu. Onun tanıtım kampanyasında ona maddi destek olan sanatçılar bile oldu. İmamoğlu böyle bir şey yapsaydı bu online kosere katılmaz mıydı bu sanatçılar? Tabii ki katılırdı. Ama bunu İmamoğlu ve ekibi İstanbul için düşünemedi. Bunu AK Parti teşkilatları düşünemedi. Neden biliyor musunuz? Çünkü her iki tarafta konulara tek ve kendi gözlükleriyle bakıyor. Vizyonlarını geliştirme ve sanatla içiçe bir şeyler yapmak adına bir şeyler yapmak istemiyor. Özellikle PR konularında aktif olan İmamoğlu bunu neden düşünmedi? Çünkü o ve ekibi de eleştirdiği iktidar partisinin “eleştiri konusu” olan yolunda ilerliyor. Sadece kendi medyasına konuşuyor, sadece kendisine yakın olan insanlara konuşuyor. Daha Cumhurbaşkanı olmadan Cumhurbaşkanını eleştirdiği yolu kullanıyor. İmamoğlu ve ekibinin gazeteci seçtiğini belki başta o ve ona inananlar katılmayacak, ama bunu ben biliyorum, merak edenler beni arasın anlatayım.
Ey şarkıcı dostlar bu sözüm size
Bu şarkıcı takımına ne diyeyim? Ey siz popçular, şarkıcılar. Kimisi iktidar yalakası, kimisi muhalefet yalakası. Kimisi reis yalakası, kimisi Ata yalakası. Çoğu tribün serserisi olan menfaatçi dostlar. Siz, evet siz. Siz bu pandemi de bu ülke için ne yaptınız? Medyanız pandeminin merkezi oldu diye Amerika ile dalga geçerken siz de güldünüz mü?, yoksa siz de korona zaferi sarhoşu mu oldunuz?. Neden siz de New Ylork Belediyesinin Robin Hood adlı yardım organizasyonunun tertiplediği bu organizasyonun İstanbul ayağını yapmadınız?
Ey şarkıcılar, koca memlekette popstar, bilmem ne star, efsane, mega star, bilmem ne star diye anılan bir sürü insansınız biriniz de mi bu “One World: Together at Home” adlı altı saatlik online konsere katılamadınız? Yahu bir üç dakikalık değeriniz de mi yok dünya starlarının yanında?
Kovid-19’da herkes sınıfta kaldı
Hadi İmamoğlu “New York” u “İstanbul”a uyarlamayı düşünmedi, hadi hükümetle iş yapan organizatör tayfa “One World: Together at Home” gibi bir yardım konseri yapmayı düşünmedi. Hadi Haluk Levent’in son günlerde pek moda olan “Ahbab”ları bir müzik etkinliğini yapmayı düşünemedi. Bir tane mi Türk sanatçısı bu küresel etkinliklere katılacak kapasitede değil? Demek ki değilmiş! Demek ki herkes herkese kendisini pazarlayabildiği kadar varmış. Belki onu bunu uyutabilir bu sistem ama beni asla. Bu gibi konulara dikkat çekmek medyanın da görevi. Sabahtan akşama kadar lak lak yaparak kendisini pazarladığı siyasi ideolojilere yakın yayınlar yapan televizyon kanallarından tutunda aklınıza gelen herkesin şapkasını masaya koyup bir düşünmesi lazım. Bu korona salgınında bile bir “milli bütünlük” sergilenemedi. Ne sanatçısı ne de siyasetçisi bir olup bir yardım etkinliği bile yapamadı. Uzun lafın kısası Kovid-19’da “milli birlik ve beraberlik” sınıfta kaldı. Kovid-19’da “Türk sanatçısı sınıfta kaldı”, Kovid-19’da medya sınıfta kaldı. Kısaca herkes sınıfta kaldı.